Erkek olmaları için, üretim aşamasında, doğru zamanda verilmiş... ek hormon gerekir. | Open Subtitles | نحتاج فقط لإعطائها هورمونات إضافية فى فترة معينة من نموها لتصبح دكورا |
Şu altı metrelik teknelerin parasını ödemek için ek iş yapıyorlar. | Open Subtitles | جميعهم لديهم وظائف إضافية لتحمل تكاليف زورق الصيد ذو ال18 قدم |
Az önce gördüğünüz sayılara ek olarak: film sektöründe kadınların cinsellikle öne çıkarılması erkeklere oranla çok daha yüksek. | TED | بالإضافة إلى الأرقام التي شاهدتموها للتو، غالبًا ما تُصَوًّر النساء في الأفلام بطريقة جنسية أكثر من نظرائهم من الرجال. |
Çalışmanın hastaneye taşınmasını istiyorum, kısıtlama olmadan ve ek fonla birlikte. | Open Subtitles | أسمح للدراسة بالعودة مرة أخرى إلى المستشفى دون قيود وبتمويل إضافي. |
Bana kalsaydı yine de ek kredi için işe koyulurdum. | Open Subtitles | لو كنت مكانك، لسجلت اسمي بأية حال لنيل الوحدات الإضافية. |
ek binaya birşeyler getirip götürdüm bugün ve sanırım orada düşürdüm. | Open Subtitles | ذهبت في مهمة الى الملحق هذا اليوم واعتقد انه سقط هناك. |
Gördüğünüz ek gövdenin taban genişliği bir metre ve yukarı doğru 45 metre kadar genişliyor. | TED | هذه الجذع الإضافي بذاته هو على امتداد متر على القاعدة ويمتد صعودا إلى 150 قدما. |
Heinrich onlara ek sefer olduğumuzu söyledi. | Open Subtitles | لقد سمعت السيد هينريش يقول لهم انهم سيُديرون حافلة اضافية |
Sayın Başkan, bu adamları yakalamak için ek kaynağa ihtiyacınız var. | Open Subtitles | سيادة الرئيس , تحتاج إلى مصادر إضافية للقبض على ذلك الرجل |
bu alan imkansızmış gibi gelse de aslında kolayca ek kısıtlamalar eklenerek yapılabilir. | TED | وهذا هو مجال الشيء الذي يبدو مستحيلاً، وما يمكن فعله حقيقة ببساطة عن طريق وضع قيود إضافية. |
Biliyorum ki, sağlığa katkıda bulunan biraz daha hızlı yürümekten fazlası var, fakat gözümüzü ödülden ayırmamak daha sağlıklı bir yaşam stilini teşvik edecek ek bir strateji olabilir. | TED | الآن، أعرفُ أن هناك المزيد لصحة جيدة، من السير أسرع بقليل، لكن إبقاء عينيك على الجائزة ربما يكون خطة إضافية يمكن أن تستخدمها لتساعد في تطوير أسلوب حياة صحي. |
Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
Makale ödevlerinize ek olarak kendi şiirinizi yazmanızı da istiyorum. | Open Subtitles | بالإضافة لمواضيعكم أريدكم ان تقدموا شعراً من تأليفكم عمل أصلي |
Yüzdeki 43 bıçak yarasına ek olarak sperm izleri bulundu. | Open Subtitles | هناك 43 طعنة على الوجه لوحده بالإضافة إلى آثار مني |
Bir sorunu çözmeye yönelik kullanılan kaynaklar arttıkça ek ilerlemele kaydetmek de bir o kadar zor olur. | TED | فكلّما زادت الموارد التي استُثمرت لحل مشكلة ما، أصبح من الصعب إحداث أي إنجاز إضافي. |
Sicim kuramında ek boyutlardan söz ettiğimizde, Kaluza ve Klein'ın önceden düşündüğü gibi bir tane olmuyor. | TED | إذن، عندما نتحدث عن أبعاد إضافية في نظرية الأوتار، فهي ليست مجرد بعد إضافي واحد فقط، كما في أفكار كلوتزة و كلاين. |
Bazı ek şartlar gerekiyor ki, devam eden araştırmalarımızdan bazıları, daha güçlü ve aynı zamanda insanların kolayca hatırlayıp yazacakları şifreler için ne gibi şartlar eklememiz gerektiğine bakıyor. | TED | يجب أن يكون هناك بعض الشروط الإضافية وبعضًا من أبحاثنا المستمرة تدرس ما هي الشروط الإضافية التي يجب إضافتها لإنشاء كلمات مرور أقوى والتي سيَسهُل على الناس تذكرها وكتابتها |
Kontrol, yarım blokluk alanı kapatın. ek bina tarafındaki tüm binaları boşaltın. | Open Subtitles | وحدة التحكم , أريد منكم إخلاء طريق المخرج و أريد منكم التأكد من خلوّ جميع البنايات على طول الملحق الخلفي |
Ama koyulan ek taşların ağırlığı bu cephenin daha derine batmasına yol açtı | TED | ولكنّ الوزن الناتج عن البناء الإضافي تسبب في انغماس أكبر لتلك الناحية. |
Ama ek istekleriniz varsa, Dunstan'da bir hesabımız var. | Open Subtitles | لكن إن كان لديكي أي احتياجات اضافية فلدينا حساب في متجر دونستون |
Belki temsilcinizin önerisini önemsemelisiniz, cevabınız üzerinde düşünmek için ek zaman alın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تتبع نصيحة محاميتك خذ وقتاً إضافياً لتفكر في ردك |
ek olarak, onlara bu ayrıcalık için izinli oldukları süre için maaşlarını alacaklarını da söyleyeceksin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك ستخبرهم انهم سيردون الدين من اجل هذه الاجازة وهذه الاعانة المالية |
Değilim fakat görünüşe göre... ek bir silahşörün katılması işinize gelir. | Open Subtitles | كلا، لكن مما يبدو، أنت تفكر بسلاح اضافي سيكون مرحبا به |
Örümcek lifinin bu biyomimetik kullanımlarına ek olarak ben kişisel olarak örümcek lifini ilgili araştırmaları büyüleyici buluyorum. | TED | بالاضافة لتلك التطبيقات الحيوية لخيوط العنكبوت شخصياً, وجدت ان دراسة خيوط العنكبوت سحر في حد ذاته |
2 kişi şart bu işte. Birisi hattı keserken öteki de eş zamanlı olarak ek hattın bağlantısını kurar. | Open Subtitles | ، يحتاج الأمر إلى شخصين لكي تسيطر على المبنى يمكنك قطع الخط الرئيسي في نفس وقت إتصال التيار الجانبي |
ek olarak, bu işlemin sinir sistemime zarar verebilme riski var. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك , هناك خطر داخلي قد يضر بالمسالك العصبية. |
Haftada 50 saat çalıştığını söylersen, belki esas işin ve ek işlerin. | TED | تقولُ أنك تعمل 50 ساعة أسبوعيًا، وظيفة رئيسية ونشاط جانبي. |
Son 15 yıldır bu işi yapıyorum. Bu benim ek işim. | TED | و أنا أقوم بهذا العمل منذ 15 عاماً. قد أدعوها وظيفة جانبية. |