| elimde olan bir şey yok. Yani, bu benim görevim. | Open Subtitles | الموضوع يخرج من يدي , انسة ميلانو اعني انها وظيفتي |
| Çünkü hayatının palmini elimde tutuyorum. Demek artık çalmaya da başladık. | Open Subtitles | لاني عندي حياته في كفة يدي عظيم، لذا نحن نسرق الآن |
| Nerede? elimde uyuşturucu olsa bu pire yuvasında kalır mıydım? | Open Subtitles | لو كان لديّ مخدرات تعتقد أنّني سأقع في فخكما ؟ |
| Bir numara çevirirsen adamı öldürürüm, elimde başka rehineler var. | Open Subtitles | إذا حاولت العبث معي، سأقتله وسيزال لديّ العديد مِن الرهائن. |
| Hediye, kabul etmeye bile değmez ama elimde başka bir şey yok. | Open Subtitles | إنّ الهديةَ بالكاد تكافئ القبول، لكن أنا لا أملك شئ آخر لأقدمه |
| elimde bir silah olması işleri biraz farklılaştırıyor, değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ هذا مُختلفٌ قليلاً، و هذا المُسدس بيدي أليس كذلك؟ |
| elimde sıradan görünen bir yumurta tutuyorum. Acaba öyle mi? | Open Subtitles | أمسكها في يدي تبدو مثل البيضة العادية ، أليس كذلك؟ |
| Kan var ve elimde boş mermi kovanı tutuyorum. Bir tüfek fişeği. | Open Subtitles | لقد وجدت دم ، وفي يدي الان غلاف فارغ ، خرطوشة بندقية |
| Patron, elimde lânet bir mühürle iki sene boyunca bir departmanda tıkılı kaldım. | Open Subtitles | أيها الرئيس, أنا عالق بهذا القسم منذ سنتين. مع ختمٍ لعين في يدي. |
| elimde bir Kara Kutu vardı ve içindekileri dünyanın görmesine sağlayacaktım. | Open Subtitles | لديَ الصندوق الأسود في يدي وأردت ان أظهر الاسرار للعام كله |
| Evet. Hey adamım, elimde bu sahte Gucci gözlükleri var. | Open Subtitles | فقط نحن يا رجل ، لديّ من مكياج غوتشي للأزياء |
| Doğru. Ama elimde bu davaya eklenilebilecek bir bilgi olabilir. | Open Subtitles | لكن لربّما لديّ مُخبر جديد مع معلومات إضافيّة لهذه القضيّة. |
| Aynı ilaçları uygulayacağım bir şizofreni hastası var da elimde. | Open Subtitles | الأمر فحسب أنّ لديّ مريضُ فصامٍ آخر،أودُّأن أضعهعلى نفس الأوديّة. |
| elimde, çocuğun nasıl hayatta kaldığını açıklamanı bekleyen bir gazeteci ordusu var. | Open Subtitles | لديّ فيلق كامل من الصحافيين يطلبونك لتفسير كيف نجا هذا الفتى الصغير. |
| Ailemin hayali, olduklarını sandığım şey, elimde kalan tek şey. | Open Subtitles | صورة والداي والطريقة التي أتخيلهم بها هي كل ما أملك |
| Ki oraya yüzlerce kez oturmuştum belki binlerce, elimde bir kutu birayla. | Open Subtitles | الآن، لقد جلست هناك مئات المرّات، ألوف المرّات ربما، حاملًا جعّة بيدي. |
| elimde sadece bir kişiye ait bir telefon numarası vardı. | TED | وكان بحوزتي رقم هاتف واحد فى الواقع لشخص واحد |
| elimde avucumda ne varsa hepsini Milli Savunma Tahvilleri'ne yatırmıştım. | Open Subtitles | وضعت كلّ شيء كان عندي تقريباً في رابطة الدفاع الوطني. |
| O hiç bir şey söylemedi, ama elimde ayna olmadığına onu inandırdım. | Open Subtitles | لم تقل شيئا ولكنى مقتنعة انها خمنت ان هناك مرآة فى يدى. |
| elimde olağanüstü eski bir büyükbaba saati var. | Open Subtitles | أنا عِنْدي اشياء قديمة رائعة ساعة الكبيرة هنا، لو عِنْدَكَ مكان لها. |
| En sonunda, elimde sayıları kesinlikle mükemmel şekilde sıralayan programlar olur. | TED | وفي نهاية المطاف، أحصل على برامج مثاليةً جداً في ترتيب الأرقام.¼ |
| Ailem gibi olmak istemiyorum. Buraya gelmeden önce elimde olan şeyi istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد ما يملكه أهلي لا أريد ما كنت أملكه من قبل |
| Küçükken de beni sevmezdi, şimdi de sevmiyor. elimde değil, huyu böyle. | Open Subtitles | تكرهنى حينما كانت طفلة والان ايضا لا يسعني إحتواء الأمر. |
| Sonra elimde olmadan merak ettim, bu şey yenilmez olabilir miydi? | TED | ولم أستطع التوقف عن التساؤل، هل هو لا يقهر؟ |
| Bu dükkanı iki yıl önce aldığım zaman, elimde olanın farkında değildim. | Open Subtitles | عندما امتلكت هذا المحل منذ سنتين لم اكن اعلم ماذا املك ؟ |
| Sipariş fişleri elimde. İki düzine ütü. Yedi sayı fark atarım. | Open Subtitles | لديَّ القسائم، دزينتان من أجهزة الكوي، ذلك يجعلني متقدم بفارق 7 |
| beni kurtlar yetiştirmiş bu yüzden çatal ve bıcagı aynı elimde tutuyormusum. | Open Subtitles | أخبرني أنني تربّيتُ مع الذئاب ولهذا فأنا أستعمل اليد ذاتَها للشوكة والسكين |