ويكيبيديا

    "gün" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اليوم
        
    • أيام
        
    • ايام
        
    • يوم
        
    • بيوم
        
    • يومٍ
        
    • الشمس
        
    • يوماً ما
        
    • الايام
        
    • باليوم
        
    • ليلة
        
    • يومك
        
    • فيه
        
    • الصباح
        
    • واليوم
        
    O gün iyi haberler aldım ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum, yardıma ihtiyaç duymadan yürüyorum ve sekerek ilerliyorum. TED لقد تلقيت اخبارا جيدة ذلك اليوم انا اليوم قد شفيت تماما من السرطان وانا اسير بدون اي مساعدة واتامل بمستقبل مشرق
    Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların güzel bozulmaları. TED وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل.
    Çocukların birkaç fotoğrafını çektim, sonraki gün posterlerle çıkageldim ve onları yapıştırdık. TED فقط التقطت بعض الصور للاطفال, وفي اليوم التالي جلبت الملصقات وبدأنا لصقها.
    Bütün alaycı kuşlar uçup gittiğinde, son dört gün gibi ses çıkaracaklar. TED عندما تطير كل الطيور المحاكية بعيداً، سيصدروا صوتاً مثل الأربع أيام الأخيرة.
    Geçen gün biri Amerika'daki ikinci en büyük doğal gaz üreticisi olduğumu söyledi. TED قال أحدهم قبل أيام أنني ثاني أكبر منتج للغاز الطبيعي في الولايات المتحدة.
    Ertesi gün saat 4:04'te, 404$ nakit para olarak verdik. TED في الساعة 4:04 في اليوم التالي وزعنا 404 دولار نقداً
    Bu onlar için büyük bir başarıydı çünkü bu çalışma ertesi gün basındaydı, her gazetede, köşe yazısında ve dergide. TED كان هذا نجاح ساحق بالنسبة لهم لأن الصور عرضت في صحافة اليوم التالي في كل الجرائد, صحف الفضائح, وصحف التابلويد
    Colum McCann ile o gün konuşurken, sonunda jeton düşmüştü. TED التحدث مع كولوم ماكان ذلك اليوم ، كان النقطة المضيئة.
    Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca doğru şekilde iletmeye çalıştık. TED بعدها حاولنا نقل ما حدث ذلك اليوم بأكبر قدر ممكن من الدقة.
    Mars’ta bir gün hemen hemen Dünya’daki bir gün artı 39 dakika kadar. TED و طول اليوم في المريخ يساوي طول اليوم على الأرض، زائدا 39 دقيقة.
    Başka bir gün, Rita şehir dışındaydı, Kathe de meşguldü. TED لكن في هذا اليوم كانت ريتا غير موجودة وكاثي مشغولة
    Klan liderimiz o gün bize tundrada tüylü mamutu nasıl avladığını anlatıyordu. TED زعيم قبيلتنا يخبرنا عن كيفية اصطياده للماموث في السهل في ذلك اليوم.
    Tüketiciler o gün elektronikler için 3 milyar dolar harcadı. TED أنفق المستهلكون 3 مليارات دولار على الإلكترونيات في ذلك اليوم
    Fakat ilacın ulaşması kötü yollar nedeniyle birkaç gün alabilir. TED لكن، الدواء قد يتحاج إلى أيام ليصل، بسبب الطرق السيئة.
    Bu 5.5 gün boyunca el sallayan TV oldu. Sevdiklerine canlı bir mesaj gönderdiklerinde insanlar son derece mutlu oldular TED كان هذا تلفاز تلويح على مدار خمسة أيام ونصف، ويشعر الناس بسعادة بالغة عندما يستطيعون إرسال رسالة حارة إلى أحبابهم.
    Hapishane dışına çıkmadan birkaç gün önce bir cevap aldım. TED قبل أيام من ذهابي للسجن لزيارة ماكغوان، حصلت على الإجابة.
    Genellikle bağışıklık sistemi bir tehditi birkaç gün içinde yok eder. TED عادةً ما تقضي الاستجابة المناعية على التهديد في غضون أيام قليلة.
    Birkaç gün sonra, onlara bu sesi nasıl verebileceğimle ilgili bir fikirle uyandım. TED وبعد عدة ايام خطرت على بالي فكرة كيف يمكنني ان اوصل لهم صوتي
    dedim. Babam bir gün, "İki nokta arasındaki en kısa mesafe nedir?" TED وذات يوم قال لي .. ما هي اقصر مسافة بين نقطتين ؟
    Geçen gün ben gittikten sonra, ormanda davullar çalmaya başladı... Open Subtitles بعد مغادرتي لها بيوم واحد بدأت قرع الطبول في الغابة
    Hey bak, akşamdan kalmasın! Bak, neden başka bir gün gitmiyorsun? Open Subtitles تحرّكِ، إنّكِ تشعرين بالصداع لماذا لا تذهبين في يومٍ آخر ؟
    Sahilde şenlik ateşleri yakıyorum ve arkadaşlarımızla gün batımını izliyoruz. TED أشعلت النيران على الشاطىء و شاهدت غروب الشمس مع أصدقائي.
    Bu dünyaya beş kez oldu bu arada. Bundan dolayı bir gün muhtemel olarak insan türü dünyadan tamamen yok olacaktır. TED وبالمناسبة، هذا حدث خمس مرات على سطح الكرة الأرضية، ولذلك من المرجح جدًا أن النوع الإنساني على الأرض سينقرض يوماً ما.
    Hesap günü geldiğinde, tıpkı benimkinin Dunkirk'te geldiği gibi sizi temin ederim, Yarbay, gerçekten de çok kötü bir gün olabilir. Open Subtitles عندما يأتي يوم الحساب, مثلما أتى يوم حسابي في دانكرك بإمكاني أن أؤكد لك بأنه سيكون أكثر الايام حزناً ايها المقدم
    Bir gün, patronunun karısı geldi Bay H ve Veronica'yı samimi şekilde konuşurken gördü ertesi gün geçici personelin suyu kaynadı. Open Subtitles باحد الايام , زوجه المدير اتت الى هنا رايت السيد هيل وفيرونكا يتكلمان عن قرب باليوم التالي شربنا نخب تركها للعمل
    Geçen gün gece yarısı kulüpten dönünce, başparmağınla işaret parmağın arası tebeşirliydi. Open Subtitles كان عندك طباشير بين سبابتك وإبهامك عندما عدت من النادي ليلة أمس
    Say ki vapurda ilk gün biriyle karşılaştın. Hiç tanımadığın biri. Open Subtitles افترض انك قابلت احدهم في القارب، في يومك الاول، غريب تماما
    Bir gün Tae Yi Ryeong'un oyunculuğundan etkileneceğim hiç aklıma gelmezdi. Open Subtitles أنا لم أعرف أنهُ سوف يأتي اليوم الذي سأتأثر فيه بتمثيلها
    -Bu iş bütün gün sürerken, niye sabah bulantıları derler anlamam. Open Subtitles لا أعلم لماذا يسمونه غثيان الصباح إن كان يستمر طوال اليوم؟
    Ancak 340. gün civarında kandaki kanser DNA'sının yükselişini görebiliriz. En sonunda, 400 ve 450. günler arasında daha da yükseliyor. TED ولكن، في حدود اليوم 340، لاحظنا ارتفاع الحمض النووي للسرطان في الدم وفي النهاية ترتفع بشدة عند اليوم 400 واليوم 450.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد