ويكيبيديا

    "güzel" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جيد
        
    • جميلة
        
    • جيدة
        
    • جيّد
        
    • الجميل
        
    • رائعة
        
    • لطيفة
        
    • الرائع
        
    • حسناً
        
    • جيداً
        
    • جميلاً
        
    • الجيدة
        
    • أفضل
        
    • جميله
        
    • حسنا
        
    Bu 'Güzel', 'daha Güzel', 'en Güzel' ile aynı şey değildir. TED هذا ليس نفس الشيء عندما نقول جيد أو أفضل أو الأفضل.
    Şey sanırım yemek için hazırlanacağım. Açım. Bugün Güzel bir yemek yerim. Open Subtitles حسنا أعتقد أننى جاهز للعشاء انا جائع بامكانى تناول عشاء جيد الليلة
    Yani muhtemelen böcek çok iyi hissediyor, aynı zamanda Güzel görünüyor. TED انها تبدو جميلة .. للحشرات وتشعرها بصورة جيدة على نحو سواء
    Yapımcı bize şirin, masum, Güzel ve yeni bir yüz aradıklarını söyledi. TED وقد أخبرنا المنتج بأنهم يبحثون عن بعض الأبرياء اللطيفات ووجوه جميلة وشابة
    Birinci doktor: Güzel. İkinci doktor: Bunu Güzel ve kolayca halledeceğiz, Jake. Birinci doktor: Pekala, oturmak ister misin? TED الطبيب الأول: جيّد. الطبيب الثاني: سوف نأخذ هذا بسلاسة وبهدوء، جيك.الطبيب الأول: حسناً، هل تريد أن تستقيم، هذا جيّد.
    Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların Güzel bozulmaları. TED وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل.
    Hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar artık "Şu yılanın ne kadar Güzel olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı. TED هؤلاء الأشخاص الذين صاحبهم طيلة حياتهم خوف من الأفاعي أصبحوا يقولون أمور مثل أنظر كم هي رائعة هذه الأفعى
    - Oh, Güzel. - Ama akşam yemeğine oraya gidelim. Open Subtitles ـ جيد ـ و لكن دعنا نذهب هناك لتناول العشاء
    Güzel. Ona veda dileklerimi ve şu küçük hediyeyi iletin. Open Subtitles جيد , قل لها وادعاً وأعطها هدية وداعى الصغيرة لها
    Güzel. Investors National Bank'a git. Sana 1.000 Dolar verecekler. Open Subtitles جيد ، إذهب للبنك الوطني للمستثمرين و سيعطوك 1000 دولار
    Küçük Güzel çocuk, bu şehirde iyi bir otel var mı? Open Subtitles هل يوجد فندق جيد هنا في هذه البلدة ايها الصبي الجميل؟
    Güzel. Çünkü bu günkü laboratuar çalışmamız aradaki farkın gösterilmesi. Open Subtitles جيد بما أن عمل مختبرنا اليوم هو توضيح هذا الفارق
    Ve söyleyeceğim diğer bir şey olarak, kızların ve kadın sesini çıkarması Güzel, varlıklarını gösteriyorlar, ama bunu tek başımıza yapamayız. TED وهناك شيء آخر أودّ أن أقوله هو أن أصوات الفتيات وأصوات النساء جميلة إنهن هناك ولكن لا يمكننا فعل هذا لوحدنا
    Önplanınız olsun , arkaplanınız olsun , hepsi Güzel oranlarda olsun. TED فعليكم صنع اطار صوتي لها .. وخلفية صوتية .. وإعدادت جميلة
    Endişelerimin bitmesiyle, Uzun Güzel bir hayat yaşayacağım, senin sayende. Open Subtitles حقا؟ سأعيش حياة طويلة جميلة بفضلك أشعر بالارتياح التام الآن
    Jim ve Shirley hayatını Güzel bir biçimde noktaladılar ve hikayelerini sizinle paylaşarak, aynısını yapma şansımızı arttıracağını umuyorum. TED جيم وشيرلي كانت لهما نهاية جيدة للحياة، وعن طريق مشاركة قصتهما معكم، آمل في زيادة فرصنا للقيام بنفس الشيء.
    Tabiikide, Güzel bir neden olduktan sonra size karşı gelecek değiliz. Open Subtitles بالطبع ليس لدينا أيّ اعتراض للتعاون إن كان هناك سبب جيّد.
    Ve çok Güzel bir yer görduüm. Buraya tekrar geleceğimi biliyordum. TED ولقد رأيت هذا المكان الجميل. عرفت أنني أرغب في العودة مجدداً.
    Hür insanın hayatı Güzel olur. Durum iyi bu günlerde. Open Subtitles الحياة يمكن أن تكون رائعة إذا تركك الناس في حالك
    Güzel ve sevimlisin, uzun boylusun. Yeteneklerini saymaktan çenem yoruldu. Open Subtitles أنتِ جميلة، لطيفة وطويلة، شفتايّ تؤلماني من الكلام الكثير عليكِ
    Bu işin Güzel yanı, bu standart bir test değil, kimi işe alınabilir, kimi alınamaz diye bir sonuç yok. TED الشيء الرائع هنا هو أن هذا ليس مثل اختبار موحد حيث يمكن قبول بعض الأشخاص في العمل والبعض لا يمكنهم.
    Güzel, ama henüz poliçeyi oraya koyma. Zamanı gelince söyleyeceğim. Open Subtitles حسناً,و لكن لا تضعى البوليصة هناك الآن سأخبرك متى تضعيها
    Güzel bir şekilde yaşamak için Amerika'ya geldim ama nihayetinde bir çöpten farksızım. Open Subtitles ،لقد ذهبت إلى أمريكا لأعيش جيداً ولكنني في النهاية إلى جانب صندوق قمامة
    İsviçre çok Güzel bir yer olmalı, sizce de öyle değil mi? Open Subtitles يجب أن تكون سويسرا مكاناً جميلاً جداً ، ألا تعتقدين ذلك ؟
    Yavaş değişimlere veya Güzel hikâyelere konsantre olmaya meyilli değiliz. TED فنحن لا نميل للتركيز على التغيير التدريجي وقصص الأخبار الجيدة.
    Güzel sanatlar eğitimim hayatımın en iyi dokuz buçuk yılıydı. TED درجتي في الفنون كانت أفضل 9 سنوات ونصف في حياتي
    Okumuş bir kadın değildi, pek Güzel de sayılmazdı ama onu sevmiştim. Open Subtitles لم تكن إمرأة على مستوى من العلم أَو حتى جميله لَكنّي أحببتُها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد