ويكيبيديا

    "iddia" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يدعي
        
    • تدعي
        
    • رهان
        
    • الرهان
        
    • ادعى
        
    • يدعى
        
    • أدعى
        
    • الإدعاء
        
    • يدّعي
        
    • الادعاء
        
    • تدّعي
        
    • أدعي
        
    • تدعى
        
    • تزعم
        
    • المزعوم
        
    Ama, hâlâ evi, seni arayan kişinin yaktığını iddia ediyorsun. Open Subtitles ولكنّه لا يزال يدعي بأن المتصل هو من أحرق بيتكِ
    Neden öfkeli bir anne, genç kızının hayatını kurtarmayı reddettiğini iddia ediyor acaba? Open Subtitles إذا لماذا كانت لدي أم غاضبة تدعي أنك رفضت إنقاذ حياة ابنتها المراهقة؟
    Aslında, onu sadece bir iddia nedeniyle aldım, zihinsel özürlüdür. Open Subtitles في الحقيقة، أَخذتُه فقط كجزء من رهان. إنه متخّلف عقلياً
    iddia. Alex Kane, Guneybatili nisanciyi tekrar cinayet islemeden durdurabilecek mi? Open Subtitles الرهان هل يستطيع كين اليكس ايقاف القناص قبل ان يقتل ثانيا؟
    Schell, kitabında bu kalenin Roma hamamı üzerine inşa edildiğini iddia ediyor. Open Subtitles شيل في كتابه ادعى ان هذا القصركان قد بني فوق الحمام الروماني
    Jack Sommersby olduğunu iddia eden biri onu öldürmeye çalışmış. Open Subtitles قالوا أن أحداً يدعى جاك سميرز بي حاول أن يقتله
    Gözün, zeki bir tasarımcı tarafından dizayn edildiği kavramını bitirdiğinizi iddia ediyorsunuz. Open Subtitles أدعى إنه سيدحض الفكرة بأن العين كانت مصنوعة من قبل المصمم الذكي.
    Fakat bu iddia siyasi önyargılar ardına saklanmış belagat bir tuzaktır. TED لكن هذا الإدعاء عبارة عن فخ خطابي مخفي خلف الانحياز السياسي.
    Geçen gün gelip yürütmekte olduğumuz... bir ilaç deneyinin parçası olduğunu iddia etti. Open Subtitles لقد أتى منذ بضعة أيام يدّعي أنه مشترك في دراسة طبية نقوم بها
    Ben de iddia makamınca yapılan görevi suiistimal vakalarına şahit oldum. Open Subtitles انا شهدت بنفسى سوء سلوء الادعاء ماذا تقصدين، سيادة القاضية ؟
    Bu adamın iddia ettiği kişi olduğuna dair bir kanıt yok. Open Subtitles لا دليل لدينا أن هذا الرجل هو من يدعي أن يكون
    Cumartesi akşamı, bir öğrenci senin okul malını içtiğini iddia etti. Open Subtitles طالب يدعي بأنك كنت تشرب فى ملكية المدرسة في ليلة السبت
    Her gün yemediğini iddia ettiğin şu keklerinin içine zehir koyardım. Open Subtitles سَأُسَمم لكَ تلكَ الحلوى التي تدعي أنّك لا تأكلها كلَ يوم.
    Hanımefendi İskoç dostları tarafından kendine iyi davranıldığını iddia ediyor. Open Subtitles تدعي السيدة أنه تَمَ معاملتها بإحسان مِن قِبل أصدقائها الإسكتلنديين
    İki yıl önce, iddia üzerine, tam 2 kilometre gözü bağlı sürdü, tek bir çizik bile yoktu otobüste! Open Subtitles قبل عامين في رهان قاد مسافة كيلوين معصوب العينين ولم تصب الحافلة بخدش
    İddia bu işte. Eee, var mısınız? Open Subtitles هذا هو الرهان والان,هل يريد احد منكم اي من هذا؟
    AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık için kötü olacağını söyleyen her uzmana karşı iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı. TED مقابل كل خبير ادعى أن مغادرة الإتحاد الأوروبي سيكون سيئاً لبريطانيا خبير آخر ادعى أنها فكرة جيدة
    Birçok kişi "İslam" kelimesinin kötü bir kelime olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles يدعى البعض انه خلال الاسبوع الماضى اصبحت كلمة مسلم كلمة بذيئة
    Justin iyi saklanmış ve gizli binlerce belgesinin olduğunu iddia etmiş. Open Subtitles أدعى جاستن ان لديه الالاف من المستندات السريه تم قفلها بشده
    Bu birçok Batılı elitin kendi siyasi düzenleri hakkında yaptığı bir iddia, kibir, Batı'nın şu anki sorunlarının kalbindedir. TED إنه الإدعاء العالمي الذي تدّعيه العديد من النخب الغربية حول نظامهم السياسي، الغطرسة، التي هي أساس علّة الغرب الحالية.
    Parayı bir basketbol programı veya günlük bakım merkezi için topladığını iddia ediyor. Open Subtitles هو يدّعي جمع المال لصالح برنامج كرة سلّة الخيري أو مركز حضانة للأطفال
    Yazar olduğumu iddia edebilirdim ama gerçek şu ki bir devlet kurumunda çalışıyorum. Open Subtitles يمكنني الادعاء بأنني كاتب لكن الحقيقة هي انا اعمل في مكتب الخدمات المدنية
    Bana aşık olduğunu veya öyle bir şey sandığını iddia edeceksin. Open Subtitles من المفترض أن تدّعي أنك واقع في حبي أو شيئا كهذا.
    Bunu ben iddia etmiyorum, bunu başkanlık makamında dile getiren AFA Başkanı. TED لست أنا من أدعي ذلك، بل رئيس جمعية التمويل الأمريكية الذي ذكر ذلك في خطابه الرئيسي.
    Bulduğumuz yerin, kocasının özel yeri olduğunu iddia ediyor. Hiç girmemiş oraya. Open Subtitles انها تدعى أن هذا كان ركنه الخاص لم تأتى الى هنا قط
    Alkollü araç kullanma cezasından yırtmak için hâlâ nişanlın olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles حسناً، من أجل أن تلغي التهمة فهي لا تزال تزعم أنها خطيبتك
    Sorabilir miyim, açıldığı iddia edilen bu ateş ile kim kimi vurmuş acaba? Open Subtitles ولكن هل لى ان اسأل عن هذا الأطلاق المزعوم فقط من الذى اطلق على من ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد