ويكيبيديا

    "kolay" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سهلة
        
    • من السهل
        
    • السهلة
        
    • الصعب
        
    • اسهل
        
    • بسهوله
        
    • صعب
        
    • سهل
        
    • ببساطة
        
    • بهذه السهولة
        
    • بسيطاً
        
    • سهلا
        
    • صعبة
        
    • بسهولة
        
    • يصعب
        
    Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. TED هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة.
    Soldaki kişiler zor şutları atanlar, sağdakiler ise kolay şutları atanlar. TED الاشخاص على اليسار يتخذون رميات صعبة، على اليمين، يتخذون رميات سهلة.
    kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle, diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar. TED انها ليست وظيفة سهلة .. لان عملائنا .. يواجهون اوقات عصيبة دبلوماسياً
    Tel örgünün bittiği yer ve komşunuzun sınırı gayet kolay görülebilirdi. TED من السهل جدًّا رؤية أين تنتهي حدود سياجك، وبداية ملكية جارك.
    kolay seçimlerle dolu bir dünya bizi gerekçelerin kölesi ederdi. TED عالم مليء بالخيارات السهلة فقط من شأنه أن يستعبدنا للأسباب.
    Kimseye gereksinimin yok, ilişkilerini kesmek için kolay bir yol. Open Subtitles اعتدت ألا تحتاج إلى إنسان ومن الصعب ترك هذه العادة
    Eğer erkeklerden konuşabilseydik, her şey çok daha kolay olurdu. Open Subtitles لو يمكننا التحدث عن الأولاد, كان سيكون اسهل بذلك كثيرًا.
    Bu sorduğum kolay cevaplanacak bir soru değil, kabul ediyorum. Open Subtitles ذلك لم يكن سؤالاً سهلاً علىّ ولا أستحق أجابة سهلة
    Başta bu görev basit görünüyor olabilir, ama düşündüğün kadar kolay olmayacak. Open Subtitles هذه المهمة قد تبدو سهلة من البداية ولكنها ليست سهلة كما تعتقدين
    Bunu söylemenin kolay yolu yok. Bu yüzden doğrudan söyleyeceğim. Open Subtitles ليس هناك طريقة سهلة لقول هذا لذا سآتي به فقط
    kolay kullanım. Kapağı kaldırın ve emici uç üstüne beş saniye işeyin. Open Subtitles سهلة الإستعمال ، إرفعي الغطاء، وبلليه فى البول ثم أنتظري لخمس ثواني
    Öğrenmenin kolay bir yolu var. Doktorlarınızdan birine tahlil yaptırın. Open Subtitles هناك طريقة سهلة لنعرف اجعل أحد أطباءك يجري لك فحصاً
    Ve bu şekilde sizin kolay biri olduğunuzu ve içki içmeyi sevdiğinizi anlayacaktır. Open Subtitles و بهذا سيعرف أولاً، أنكِ سهلة المنال و ثانياً، أنكِ تحبين شرب الخمر
    Fakat sen de kabul edersin ki, bu öyle kolay olmayacak. Open Subtitles لكن عليك أن توافق على ذلك أنها لنّ تكون مسألة سهلة
    Şu anda fosil yakıtlar kullanıyoruz çünkü onları bulmak kolay ve bunu yapabiliyoruz. TED حالياً نحن نحرق الوقود الأحفوري لأنه من السهل العثور عليه، ولأننا نستطيع ذلك.
    Eğer bu evi yuvarlayabilseydim benim için çok daha kolay olmaz mıydı? TED ألن يكون من السهل علي أن أدحرج هذا حتى أصل إلى البيت؟
    Adımızı duyurmak için yapılacak en kolay şey başkalarınkinden faydalanmak. Open Subtitles الطريقة السهلة أن تكون شعبياً بأن تتطفل على شعبية الآخرين
    Sizin pozisyonunuzdaki bir adamın böyle bir aşk yuvasını gizli tutması kolay değil. Open Subtitles من الصعب جداً على رجل بمنصبك أن يبقي على عشّ حبٍ كهذا سراً
    Nakit kadar iyi ve taşıması kolay. Lokantanın adresini buldun mu? Open Subtitles جيده كالمال و اسهل فى حملها هل حصلتِ على عنوان المطعم
    Onunla çalışman kolay olsun diye, sert bir şekilde onu dövmelisin. Open Subtitles لابد أن تتمكن من العجينه .. حتى تستطيع أن تشكلها بسهوله
    Zor bir şey, kolay değil ve bunu çok kişiselleştiriyorum. TED إنه أمر صعب. ليس سهلًا، وأنا أجعل منه شخصيًا جدًا.
    Çok kolay. Sonrasında sahne korkusu hakkında bir şarkı yazmaya başladım. TED أمر سهل. لذا بدأت بكتابة أغنية عن المعاناة من رهاب المسرح.
    Ama kabul etmelisin ki son zamanlarda sınırları biraz kolay aşar olduk. Open Subtitles لكن عليّك أن تعترف إنّه تم تجاوز الحدود في الأوّنة الأخير ببساطة
    Yin bu kadar kolay teslim olmaz. Kurtarma ekibiniz kaç kişi? Open Subtitles لن يستسلم ين بهذه السهولة كم حجم فريق الانقاذ الذي تتبعه؟
    - Evet, kulağa o küçük okunu o küçük halkadan geçirmek kolay geliyor. Open Subtitles أجل، يبدو هذا بسيطاً للغاية سهم صغير جداً، من خلال حلقة صغيرة جداً
    Bak, kaba olmaya çalışmıyorum, fakat bu göründüğü kadar kolay değil, Open Subtitles لا أريد أن أكون فظا لكن ذلك ليس سهلا كما يبدو
    Yanılıyorsun ağabey. Kendi iyiliğim için evleniyorum ben. Hayatım çok da kolay değil. Open Subtitles يا اخي انت مخطئ, أنا أتزوج لمصالحي الخاصة, لأني حياتي صعبة, وليس لأساعدك
    Yani bunlar akışa girmenin kolay olduğu iki ideal ve tamamlayıcı alandır. TED فهاتان المنطقتان إذًا مثاليتان ومكملتان لبعضهما ويمكن دخول حالة التدفق منهما بسهولة
    Kabul edilmesi kolay değil biliyorum ama bulgular bunu gösteriyor. Open Subtitles أعرف أنه يصعب تصديق ذلك، لكنه ما تشير الوقائع إليه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد