ويكيبيديا

    "konuşma" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تتحدث
        
    • الكلام
        
    • الحديث
        
    • تتكلم
        
    • المحادثة
        
    • خطاب
        
    • تتحدثي
        
    • التحدث
        
    • حديث
        
    • للتحدث
        
    • تتكلمي
        
    • كلام
        
    • خطاباً
        
    • نتحدث
        
    • خطبة
        
    Evet, ama bu tonda konuşma. O senin gibi kıskanmaz. Open Subtitles نعم، ولا تتحدث بهذه النغمة ليس انت من يحمل الحقد
    Dil bilimciler aslında göstermiştir ki gözlenmeyen bir şekilde rahat konuşma yaparken 7 ile 10 kelimelik paketler hâlinde konuşmaya eğilimliyiz. TED وقد أظهر اللغويين أنه عندما نتحدث طبيعياً بدون رقابة غالباً نميل إلى الكلام في مجموعات مكونة من سبعة إلى 10 كلمات
    Ve işte bu konuşma için olan özel görevim: Bu odadaki her bir insanın yaşam süresini yedi buçuk dakika artırmaya çalışacağım. TED لذا سأقدم لكم مهمتي الخاصة لهذا الحديث: سأحاول أن أزيد من العمر الإفتراضي لكل شخص موجود في هذه القاعة بسبع دقائق ونصف
    Ne olursa olsun konuşma. Ben de tek kelime etmeyeceğim. Open Subtitles . لا تتكلم مهما كنت تفعل لن أقول أي كلمة
    Tek yapman gereken, geri dönüp, bu konuşma hiç yaşanmamış gibi davranman. Open Subtitles كلّ ما عليك هو أن تعود، وكأن هذه المحادثة لم تحدث قط.
    özel misafirimize, yıllardır kentte yapılan en iyi konuşma için. Open Subtitles ضيفنا الرائع الرجل الذى القى اروع خطاب سمعته منذ سنين
    Benimle laubali bir şekilde konuşma. Ben senin arkadaşın değilim. Open Subtitles لا تتحدثي معي بطريقة غير رسمية أنا لست صديقًا لكِ
    Ama gerçek şu ki, şu ana kadar ve şu an da dahil hayatımı toplum önünde konuşma korkusuyla sürdürdüm TED ولكن الحقيقة هي أنني عشت حياتي حتى هذه اللحظة، بما فيها هذه اللحظة، في خوف قاتل من التحدث أمام الناس.
    Herkesin içinde benimle bu şekilde konuşma diye yüz kere söyledim. Open Subtitles لقد أخبرتك 100 مرة لا تتحدث معي بهذه الطريقة أمام الناس
    Ama ödül töreninde bütün okul karşısında konuşma imkanın olacak. Open Subtitles لكن سيتوجب عليك ان تتحدث المدرسة بكاملها وهؤلاء الحكام خصوصا
    Pekala, konuşma o zaman. Sadece dinle. Sadece sana özür dilemek istiyorum. Open Subtitles حسنٌ، الا تتحدث إذاً، اصغِّ إليّ، إنّي أودّ أن أبوح لكَ بأسفي.
    Bu konuşmaya sizinle iklimi iki şekilde konuşma yolunu test ederek başladım. TED بدأت هذا الكلام من خلال اختبار طريقتين من التواصل عن المناخ معكم
    Şoke oldum. Bu yaşta nasıl bir konuşma bu böyle? Open Subtitles أنا مصدوم، ما طبيعة هذا الكلام من طفلة في عمركِ؟
    Şimdi ne tutuluyor? Şimdi en revaçta olan konuşma ne? TED ما هو الاتجاه الآن؟ ما هو الحديث الاكثر شعبية الآن؟
    Bayan Bertholt, davayı mahkeme dışında konuşma özgürlüğüm yok. Tabi. Open Subtitles الحقيقة إنني لا امتلك حرية الحديث بالقضية خارج قاعة المحكمة
    Ondan nefret ediyorsan ya da seni kızdırıyorsa onunla konuşma. Open Subtitles لا تتكلم معه إذا كنت تكرهه، أو إذا كان يضايقك
    Cep telefonunu yanına al, kaldırımdan inme ve kesinlikle yabancılarla konuşma. Open Subtitles خذ معك هاتفك, و امشي في الأرصفة ولا تتكلم مع الغرباء
    Bu konuşma bu odadan dışarı çıkmayacak beni duydun mu? Open Subtitles هذه المحادثة يجب أن تموت في هذه الحجرة هل تسمعني؟
    Anlamlı bir konuşma yapıyor ve Anders da salak gibi davranıyor. Open Subtitles هي تقول خطاب كثير النسغ وهو يمثل الدور أكثر من المطلوب
    Şükür konuşmamı yapana kadar konuşma olmayacak, anladın mı pislik? Open Subtitles لا تتحدثي إلا بعد الانتهاء من إعداد المائدة أيتها العاهرة
    Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde, ilginç bir şey fark ettim. TED حسنا، في عملية التحدث لكل هؤلاء المستثمرين لاحظت شيئاً مثيراً يحدث
    CA: Tim, bu çok önemli konuşma için teşekkür ederim. TED كريس : تيم، أشكرك كثيراً من أجل حديث هام للغاية.
    Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. TED إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث.
    Doğduğu gün. Lütfen Melly, böyle konuşma. Open Subtitles أرجوك يا مللي لا تتكلمي هكذا أنا متأكدة أن صحتك ستتحسن
    Sağlam konuşma ama kimse şehrimi sel altında bırakıp paçayı kurtaramaz. Open Subtitles كلام قاسي , لكن لا أحد يغرق مدينتي , وينجو بذلك
    Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz yine de anlayamayabilirlerdi. TED يمكنك أن تقدم لهم خطاباً سياسياً طويلاً وما يزالون لا يفهمون.
    Bu akşam bir konuşma yapmaya hiç niyetin yoktu, değil mi? Open Subtitles انت لم تكن تنوى ان تُلقى خطبة الليلة من قبل ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد