ويكيبيديا

    "orada" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هناك
        
    • هُناك
        
    • بالداخل
        
    • موجود
        
    • موجودة
        
    • عندك
        
    • مكانك
        
    • عند
        
    • هُنا
        
    • ها
        
    • الداخل
        
    • المكان
        
    • فيه
        
    • فيها
        
    • بالأعلى
        
    Bağırdım, çünkü yaklaştığımda detayın hiç de orada olmadığını farkettim. TED صحت لأنني عندما أقتربت أكثر لم أجد التفاصيل هناك أبدا
    ve resme doğru yürüdükçe orada olmayan detayı görmeyi umuyordum. TED و عندما مشيت بإتجاه الصورة توقعت تفاصيل لم تكن هناك
    Ve bu yönde gelen veri daha fazla orada değil. TED اذا البيانات تذهب في ذلك الاتجاه ,ليس هناك بعد الان
    Ve Necmettin orada kalıyor, herşeyi hallediyor ve hastaları bana rapor ediyordu. TED ونجم الدين كان قابعا هناك قائما بكل شيء وكاتبا تقارير عن المرضى.
    o sınıfta bulunduğunuz için mutlu olurdunuz, ben de böyle hissediyordum. Ama orada bulduğum şey, bazıları şu an bunu yaşıyor, TED سوف تكون سعيدا لمجرد وجودك في ذلك الفصل,وهو ما شعرت به. لكن ما وجدته هناك أنه بينما يعض الناس يعيشون ذلك
    Ve birçok altyapı şeyleri var ve genel insan kaynakları orada. TED و هناك العديد من عوامل البنية التحتية و الموارد البشرية العامة.
    Ve asıl mesele şu, bu insanlardan binlercesi çoktandır orada. TED والشيء هو، انه يوجد الآلاف من هؤلاء الناس بالفعل هناك.
    Katsaydık, tam bir karmaşa olurdu. Çünkü orada bayağı fazla şey var. TED إن فعلنا ذلك، فإنه ستعم الفوضى، لأن هناك الكثير من الأشياء هناك.
    orada öylece oturmuş, Goldman Sachs'in işe biraz para yatırmasını bekliyor. TED إنه يجلسُ هناك في الأساس، ينتظرُ جولدمان ساكس لمنحه بعض الأموال.
    Stratosfere orada ne olduğunu görmek ve mikroplar toplamak için hava balonları gönderebilirsiniz. TED يمكنك إرسال بالونات الطقس إلى طبقة الستراتوسفير، جمع الميكروبات، ومعرفة ما يحصل هناك.
    orada burada bir kaç sivrisineği öldürmenin bir manası yok. TED ليس هناك فائدة من مجرد قتل بعوضة مفردة هنا وهناك.
    Ölüm Vadisi Amerika'nın en sıcak, en kuru yeri. orada hiçbir şey yetişmez. TED وادي الموت هو أكثر مكان حرارة وجفافا في أمريكا، ولا شيء ينمو هناك.
    Rus kökenli bir kadın olarak, neredeyse hayatı boyunca orada yaşamış olmasına rağmen, her zaman biraz yabancı hissetti. TED كانت دائمًا تشعر بأنها دخيلة على المجتمع، بالرغم من أنها قد عاشت هناك معظم حياتها، امرأة من أصل روسي.
    Bence Barricini ailesi orada bir dükkan açıp çikolata satmalı. TED أعتقد أن على أسرة باريسيني فتح متجر هناك لبيع الشوكولاته.
    Şu anda inanılmaz kamu güvenliği problemleriyle boğuşuyoruz, çünkü öyle bir durumdayız ki cezaevlerindeki insanların üçte ikisi orada duruşma bekliyor. TED و نحن نواجه تحديات لا تصدق متعلقة بالأمن العام لأن لدينا وضع حيث ثلثي الناس في السجون موجودين هناك بانتظار محاكمتهم.
    orada eski gücün içinde durup "bu bizim başımıza gelmez" diye düşünüyorsanız TED حسنًا، لو أنتم هناك تفكرون، في القوة القديمة، هذا لن يحدث لنا.
    orada olmak benim için güvenli olmazdı, en azından bunu söyleyebilirim. TED لم يكن الوقوف هناك آمناً بالنسبة لي وهذا أقل ما يقال.
    Evet, bayılırdım onlara. (Gülüşmeler) Neyse, orada her zaman zevk, ilişkiler ve tabii ki seks üzerine yazılar olurdu. TED نعم، أحبها حقا. على كل حال، دائما ما كان هناك مقال عن المتعة و العلاقات و بكل تأكيد الجنس.
    Şimdiden birkaç gün orada yaşayacağımı hissediyorum, ama terfi harika olur. Open Subtitles أشعر بالفعل إنني أعيش هُناك بعض الأيام، لكنه سيكبر بشكل رائع.
    Kilisenin saati ikiye vurunca mezara inip orada ışıldayan iki mumu söndürürsün. Open Subtitles وفى الساعة الثانية تماماً, تستطيع أن تدخل المقبرة وتطفىء الثلاث شمعات بالداخل.
    Ve ben öyle sanıyorum ki sahada öğrenme biz denedikçe orada olacak. TED ونحن نفترض أن التعلم أثناء العمل سيكون موجود من أجلنا ونحن نحاول.
    Ve Perry White bütün olanları kaydetmek için orada olacaktır. Open Subtitles و بيري وايت موجودة هنا لتصوير كل شئ على شريط
    Bomba ekibini bekleyebiliriz ama sen orada beş saat bekliyor olursun. Open Subtitles تعلمين , يمكننا انتظار خبراء المتفجرات ولكنك ستقفين عندك لخمس ساعات
    Sadece orada durup boş tehditler savurabilirsin, çünkü ne olduğunu biliyorum. Open Subtitles يمكنك فقط التواجد مكانك وان تتلفظ بالتهديدات لأنى أعلم ماذا تكون
    Sonra hareket durur, bir şiirdeki durak gibi ve yaratıcı orada dolaşır. TED و عندها تتوقف الحركة، كالوقف عند منتصف البيت الشعري و يحلق الخالق.
    Son kez parmağını bastığında çıkan iz hala orada olmalı. Open Subtitles حسناً , لابد أن آخر بصمه إبهام ماذالت هُنا ,إذاً
    İç çamaşırları almaya gelen şoför olmalı bu. İşte orada. Open Subtitles لابد وأنّه السائق جاء ليأخذ الملابس الداخليّة، ها هي هناك
    Ben ev dedektifiyim. Neden orada bir kız arkadaşınız yok? Open Subtitles انه مخبر البيت لماذا ليس لديك فتاه فى الداخل ؟
    İlk önce, bir kase krakerin orada ne yaptığını merak ettiler. TED يتسائلون ماذا يفعل وعاء الكعك المملح هذا هنا في هذا المكان.
    Bir yerin mimarisiyle orada yaşayan topluluğun karakteri arasında mutlak bir uyum vardır. TED هناك نوع من التواصل بين الهندسة المعمارية للمكان وطابع المجتمع الذي يستقر فيه.
    Yani biz gökadanın kendisine takılırken, esasında orada bir karanlık madde bulutu var ve bu madde gökadanın yapısını ve dinamiklerini yönetiyor. TED نحن نرى المجرة لذا نركز فيها ، بينما أنها في سحابة ضخمة من المادة المظلمة وهو ما يسيطر على بنية المجرة وحركتها.
    - Size inanmıyorum. Annemin orada olduğunu biliyorum. - Lütfen, matmazel. Open Subtitles انا لا اصدقك,انا اعرف ان امى بالأعلى هناك ارجوك يا انسة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد