ويكيبيديا

    "söylemek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أخبرك
        
    • القول
        
    • تقول
        
    • اقول
        
    • إخباري
        
    • إخبارك
        
    • تخبرني
        
    • تقوله
        
    • يقول
        
    • اخبرك
        
    • إخبار
        
    • لقول
        
    • نقول
        
    • تقولي
        
    • أخبر
        
    SP: Senin keşiflerin sonucunda gerçekleşen bazı harika şeyleri sana söylemek istiyorum. TED س. ب: أريد أن أخبرك عن بعض الأشياء المدهشة الناتجة عن اكتشافاتك.
    Kesin bir şey söylemek zor ama ilk kazamı hatırlıyorum da TED لا أحد يستطيع القول بالتأكيد, لكنني أتذكر أول حادث حصل لي
    Tek yapmanız gereken misyonu programlamaktır, insansız hava aracına nereye uçacağını söylemek için. TED كل ما عليك القيام به تحديد مسار الرحلة أن تقول للطائرة أين تطير.
    Ama söylemek gerekirse... ...herkes her defasında "Yavru babuna ne oldu?" TED ويجب ان اقول لكم ان الجميع يسأل ماذا حدث للقرد الصغير
    Taşıdığın hastalıkla ilgili bana söylemek istediğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك أي شيء تستطيعين إخباري أياة عن المرض الذي تحملينه
    Bunu söylemek zor ama, efendim, öfkeniz çok belli oluyor. Open Subtitles لا أجرؤ على إخبارك حتى لا تثور غاضباً يا سيدي
    Pekala, bana söylemek istediğiniz şey nedir? Ne demek istiyorsunuz? Open Subtitles اذ يا سيد بافور مالذي تريد ان تخبرني به ؟
    - Kendi adınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Open Subtitles ـ أخبرها ـ ألديك ما تقوله نيابة عن نفسك ؟
    Gerçeği söylemek gerekirse, benim için en önemli şey kamyon. Open Subtitles حتي أخبرك الحقيقة : الشاحنة هي أهم شيء بالنسبة لي.
    Herkesin bu yollardan geçtiğini söylemek isterim ama yalan olur. Open Subtitles انا أود أن أخبرك, أنه كل مانتج منا فهو كذب
    Ve bu durumda, insansız hava uçağının hasarını derinden inceleyerek, bu silahı kimin gönderdiğini söylemek çok zor olacak. TED وفي تلك الحالة، غربلة للحطام كهجوم طائرة بدون طيار انتحاري، سيكون من الصعب جداً القول من أرسل تلك الطائرات.
    "Bir kitap dışıyla değerlendirilmez" sözünün doğru olduğunu söylemek isterim. Open Subtitles أن القول المأثور لايمكنك الحكم على الكتاب من غلافة صحيح
    Bir erkekten niye ayrıldığını ya da onu sevmeyi bıraktığını söylemek zor. Open Subtitles من الصعب ان تقول, لماذا تترك رجلا او لماذا تتوقف عن حبه
    Kimin kazandığını söylemek zor. Her iki taraf da parayı istedi. Open Subtitles هو كان صعب أَن تقول من الرابح إدّعى كلا الجانبين المال
    Ona şunu söylemek istedim ki size de bunu söylemek istiyorum, hastalıkların bizi hayallerimizden uzaklaştırmasına izin vermekten vaz geçmeliyiz. TED وارغب بأن اقول لها .. وأرغب بأن اقول لكم علينا أن لا نسمح للأمراض .. بأن تقوضنا عن تحقيق أحلامنا
    Peki ben "sosyal yanımıza dokunuyor" derken ne söylemek istiyorum? TED لكن ماذا اعني عندما اقول تضغط على ازرارنا الاجتماعية ؟
    Birazdan öleceksin ve tek yapman gereken babanın sana ne verdiğini söylemek. Open Subtitles ستموتين و كل ما كان عليكِ هو إخباري بم أعطاه لكِ والدك
    Sana söylemek istemiştim. Hepsini elime yazdım. Gördün mü hepsi burada. Open Subtitles نويت إخبارك و كتبت كل شيئ علي يدي ، أتري ؟
    Biz buradayken hiç aklından bana gerçeği söylemek geçti mi? Open Subtitles عندما كنا هنا ، هل فكّرت يوماً أن تخبرني بالحقيقة؟
    En önemli şey adama harika bir fikrin olduğunu ve bir brokerın onu bir ay içinde arayacağını söylemek. Open Subtitles الجزء المهم الذى تقوله لهم إنك تمتلك فكرة عظيمة و السمسار الأعلى مقاما سيعاود الأتصلال بهم فى خلال شهر
    Konuşmacı asıl söylemek istediğinin tersini söylediği zaman bu sözlü ironidir TED عندما يقول شخص شيئاً مختلفاً عما يقصده، فهذه هي السخرية اللفظية.
    söylemek istemezdim ama, buyuk yalan diye bir sey yok. Open Subtitles حسناً, اكره ان اخبرك بهذا لكن ليس هناك كذبة كبيرة
    Eğer gerçekleri söylemek birisini üzecekse, yalan söylemek iyi olabilir. Open Subtitles إذا كان إخبار الحقيقة يؤذي شخص ما، فالكذب يكون جيدا
    Bir şey söylemek istemiştim ama maalesef ki ağzımdan böyle çıktı. Open Subtitles لا, أحتجت لقول شيءٍ, و لسوء الحظ ذلك ما تجمع معاً.
    DB: Ama bunu söylemek neredeyse yasak ilan edildi, bunu söylemek nasılsa senin bir çeşit bağnaz olduğuna işaret ediyordu. TED ديڤيد برووكس: لكن أصبح غير مسموح به أن نقول أن، لأنها أصبحت كعلامة أنك بطريقة ما يجب أن تكون متعصب.
    Senin görevin ona tatlı olduğunu ve kulağını temizlemesini söylemek. Open Subtitles عمـلك أن تقولي لـه أنه جميل و أن ينظف أذنيه
    Kadınlara ne hissettiğimi söylemek için hastalıklı bir istek duyuyorum. Open Subtitles لدي هذه الرغبة السخيفة في أن أخبر النساء بحقيقة شعوري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد