Ve hastanelerde çalıştığımız model ve başka bir sürü farklı binada çalıştığımız modeller, açık havayı dışarıda tutmak için. | TED | والنموذج الذي نشتغل به في المستشفيات، وكذلك في الكثير والكثير من المباني المختلفة، من أجل ترك الهواء الطلق خارجا. |
Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim. | TED | ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور. |
Bildiğiniz gibi azizler aramadan bir sürü gönüllü kadın bulabiliyorlar. | TED | انهم حتى لو لم يطلبوا سيحصلون على الكثير من المتطوعات |
O halde bu şekilde, bir sürü farklı şey için pişmanlık hissedebiliriz. | TED | الآن خلال هذا السياق، يمكننا أن نشعر بالندم حيال أشياء كثيرة مختلفة. |
Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. | TED | لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض. |
KGS'yi yaşamış ve kısır olan bir sürü kadın var. | TED | هناك الكثير من النسوة اللاتي مررن بتجربة الختان أصيبوا بالعقم. |
Bu noktada faj, bakteriyi bir sürü yeni faj üretmesi için yeniden programlar. | TED | في هذه المرحلة، تقوم العاثية بإعادة برمجة البكتيريا لإنتاج الكثير من العاثيات الجديدة. |
CA: İklim değişikliğine sahiden inanmayan biri olduğunu söyledi ve bunu yapmaman gerektiğini düşünen bir sürü insan var. | TED | قال أنّه لا يُؤمن بالتغير المناخي، وهناك الكثير من الناس الذين يعتقدون أنه كان ينبغي عليك ألا تفعل ذلك. |
Sadece bir sürü insan daha iyi olması için çok çalışırsa gelişir ve bence kendi kendine kalırsa geriler. | TED | لا تتطوّر إلا إذا عمل الكثير من الناس بجد ليجعلوها أفضل، وفي الحقيقة، أعتقد أنها ستتراجع من تلقاء نفسها. |
Ve bence onda hiç işe yaramayacak bir sürü şey vardı. | TED | و كان لديهم الكثير من الأشياء ليست ذات أهمية في اعتقادي |
Bu tür bir avantajla bir sürü arabayı seri olarak üretebilirsiniz. | TED | وبهذه الميزة التي عنده كان يمكنه ان ينتج الكثير من السيارات |
Böylece gerçek hayatta bi sürü sıfırsız toplam oyunları vardır. | TED | كما أنه هناك الكثير من الألعاب اللاصفرية في الحياة الحقيقية. |
Söylemeniz gereken tek şey, bir sürü yusufçuk görüp görmediğiniz. | TED | كل ما عليكم قوله، هل تذكرون رؤية الكثير من اليعاسيب. |
Seks. Etraf bir sürü hızlı seksle dolu değil mi? | TED | الجنس . هنالك الكثير من الجنس السريع ، اليس كذلك؟ |
Bu insanları dolandırarak bir sürü paralarını alıyorlar. Onları emosyonel olarak hırpalıyorlar. | TED | يخدعون هؤلاء الناس. يكلفهم الكثير من المال. يكلفهم الكثير من الألم العاطفي. |
Okuma ve yazma öğrendiğinizde bu başka bir sürü şeyi öğrenmenize imkan tanır. | TED | فعندما تتعلمون القراءة والكتابة فإن ذلك يفتح أمامكم فرص عديدة لتعلم أشياء كثيرة. |
Grant'in de söyleyecegi gibi "Bir sürü cevap, hepsi mantikli." | Open Subtitles | كم كان سيقول جرانت كثير من الاجابات , وكلهم معقولين |
Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik ve Shenzhen'de fabrika içindeki yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı. | TED | قبل عام أرسلنا مجموعة من الطلاب إلى مدينة شنجن وجلسوا عن الأرض المصنع مع المبتكرين في شنتشن و كان مدهش |
Sekreter Rus bir gencin göründüğünü söyledi. Patronuna bir sürü soru sormuş. | Open Subtitles | السكرتيرة قالت ان رجل روسى قد اتى, و سال سيدها عدة اسئلة. |
Bu yavru dün gece doğdu ve tüm sürü onu sevinçle karşılıyor gibi. | Open Subtitles | وُلذ هذا الفيل الرضيع الليلة الماضية، ويبدو أن القطيع برمته مُحتفٍ بهذه الإضافة. |
Eski bir bar garsonu olduğuna göre şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. | Open Subtitles | وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال |
Ah! Siz Bastiano'dakiler sınır meselesi konusunda başımıza bir sürü iş açtınız. | Open Subtitles | أنت من الحصن الذي يسبب لنا صداعاً كثيراً بخصوص مسألة تلك الحدود |
Onu almak için gittiğimde bir sürü insanla olmamdan hoşlanmaz. | Open Subtitles | هي لا تحب أن أصطحب أُناسٌ كثيرون معي عندما أصطحبها |
Nicaragua ve bunun gibi yerlerde bir sürü zaman geçirdik | Open Subtitles | قد قضينا وقتا كثيرا في نيكاراجوا و اماكن مثل هذه |
Eğer Alabama'daki şişko eziklere ya da Iowa'daki ev hanımlarına bir sürü boktan şey satmak istiyorsanız onların hayallerini dürtün. | Open Subtitles | إذا كنت تريد بيع حفنة من حماقة غير مجدية الخاسرين الدهون في ولاية ألاباما وربات البيوت بالملل في ولاية ايوا، |
Bu, bir sürü video oyununda görülen şehvetli dişi karakter. | Open Subtitles | مولدر، تلك أيّ ثعلبة شهوانية خارج أيّ عدد ألعاب الفيديو. |
Açıklarda otlayan hayvanlar için sürü halinde olmak önemli bir savunma. | Open Subtitles | التجمّع في قطيع وسيلة دفاع مهمّة للحيوانات التي ترعى في العراء |