"التحدّث" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşmak
        
    • konuşabilir
        
    • konuşmam
        
    • konuşmamız
        
    • konuşmaya
        
    • konuşmayı
        
    • konuşmalıyım
        
    • görüşmek
        
    • konuşamam
        
    • konuşabiliriz
        
    • konuşabilirsin
        
    • konuşmalıyız
        
    • konuşuruz
        
    • konuşma
        
    • konuşabilirim
        
    Peki ben şu UFO çılgınlarından biriyle konuşmak isteseydim nereye gitmem gerekirdi ? Open Subtitles إنْ أردتُ التحدّث مع أحد مجانين الأطباق الطائرة الذين ذكرتَهم، فأين عساي أذهب؟
    Rob, konuşmak istediğin şey hakkında seni engelleyen bir şey var mı? Open Subtitles روب، هناك أيّ شئ الذي يزعج أنت بأنّ ك تحبّ التحدّث عن؟
    Ayrıca İngiltere ve Fransa savaş bitmeden yeni dünya düzeni hakkında konuşmak istemiyorlardı. Open Subtitles أما بريطانيا وفرنسا لم تريدا التحدّث عن النظام العالمي الجديد حتى إنتهت الحرب
    Akıllı demek, cihaz internete bağlanabiliyor demek, yani veri toplayabilir ve sahibiyle konuşabilir. TED كونها ذكية يعني أن هذا الجهاز يستطيع الاتصال بالإنترنت، يستطيع جمع البيانات، ويستطيع التحدّث لمالِكه.
    Ama sana bir cevap vermeden önce, karımla konuşmam gerekli. Open Subtitles لكن قبل أن أمنحك جوابا نهائيا أريد التحدّث مع زوجتي
    Eğer bununla bir sorunun varsa, konuşmamız gerek. Open Subtitles و إن كانت لديكِ مشكلة بشأن ذلك , فعلينا التحدّث
    Eğer uzaylı bir dil konuşmaya başlarsan kesinlikle geri gel. Open Subtitles تأكدي من عودتك الى هنا عندما تبدأين التحدّث بلغة أجنبية
    Seni seven, senle konuşmak isteyen bir arkadaşın bile yok. Open Subtitles لا يوجد أحد يهتم بك ، أو يعتزم التحدّث إليك
    Biriyle mi konuşmak istiyorsunuz? - Benden önceki randevuyu araştırın. Open Subtitles تُريدان التحدّث إلى شخص ما، جرّبا الموعد الذي كان قبلي.
    Bu konuda konuşmak istemiyorsun. Bu yüzden biz de geçmişe gideceğiz. Open Subtitles أنتَ لا تريد التحدّث عن الأمر، ممّا يعني أنا سنعود للوراء.
    Yaşadığı bunca şeyden sonra hakkında kötü konuşmak istemem ama... Open Subtitles لا أريد التحدّث عنها بسوء ليس بعد كلّ ما عايشته
    Hastahaneye gitmemiz gerektiğini düşündüm ama Mary sadece konuşmak istedi. Open Subtitles لقد قلت بأن علينا الذهاب للمستشفى لكنها أرادت التحدّث وحسب
    Tabii sporu konuşmak kolay, yapması zor. TED ولكن التحدّث عن ممارسة التمارين، يختلف تماماً عن ممارستها.
    Ancak benim konuşmak istediğim, bence en temel sorun. TED ولكن ما أريد التحدّث عنه هو ما أظنّه المشكلة الأكثر جوهريّة.
    Seninle biraz konuşabilir miyim? Yalnız olarak. Tabii. Open Subtitles هل أستطيع التحدّث معكِ لدقيقة ، علي إنفراد ؟
    Biraz tuhaf ama bunun hakkında sonra konuşabilir miyiz? Open Subtitles إنها غريبة قليلاً, لكن هل يمكنني التحدّث إليك بشأن هذا لاحقاً؟
    Ona benim geldiğimi ve onunla konuşmam gerektiğini söyler misiniz? Open Subtitles هلّا أخبرتيها أنّه أنا و.. وأنّني أحتاج إلى التحدّث معها؟
    Aniden uğradım için özür dilerim ama, çocuklarımızın içinde bulunduğu durumu konuşmamız gerektiğini düşündüm. Open Subtitles آسفة لأنّي قدمتُ إليكِ دون إستئذان مسبق كن أعتقد أنّه علينا التحدّث بمسألة الصغار.
    O orospu çocuğuna, benimle bir daha konuşmaya çalışırsa boğazını keseceğimi söyledim. Open Subtitles أخبرتُ ذلك الساقط أنّي سأنحر حلقه لو حاول التحدّث معي مرّة أخرى.
    Ve siz de konuşmayı reddettiğiniz için sizi şüpheliler arasından çıkaramıyorum. Open Subtitles و أنتَ ترفض التحدّث إلينا لذا لا يمكنني استبعادك كمشتبه به
    Başkanla hemen şimdi konuşmalıyım. Open Subtitles أريد التحدّث مع الرئيسة الآن حالاً ، لو سمحتِ
    Bak, bin başım seninle görüşmek istiyor. Hepsi bu. Open Subtitles إسمع ، رئيسي يريد التحدّث فحسب هذا كل ما في الأمر ، أعدك
    Leo, şu anda gerçekten konuşamam. Afedersin. Open Subtitles ليو، إنني لا أستطيع التحدّث عن هذا الآن عن إذنك
    Ve eğer... bir babasının olması yani bir kocan olması... ..senin için çok önemliyse bunun hakkında konuşabiliriz. Open Subtitles و لو الحصول على والد.. اعني, اعني زوج, مهم جداً لكِ, إذن يمكننا التحدّث عن ذلك.
    Büyük annen dışında başka insanlarla da konuşabilirsin. Open Subtitles ربما يجدر بك التحدّث إلى شخص آخر ماعدا جدتك
    Evlat, son birkaç gündür burada olanlar hakkında konuşmalıyız. Open Subtitles بنيّ، أظنّ أنّ علينا التحدّث عمّا يجري هنا خلال الأيام القليلة الماضية
    Bu konu hakkında telefonda konuşmak istemiyorum. Bunu uçakta konuşuruz, tamam mı ? Open Subtitles لا أريد التحدّث على هذا الخطّ سأتحدّث معكِ أثناء السفر، اتّفقنا؟
    bu nedenle sadece eve döndüğünde konuşma fırsatımız oluyordu. Open Subtitles و بذلك كان الوقت الوحيد الذي يمكننا فيه التحدّث عن أيّ شيء كان عندما تعود الى البيت
    Gerçekten korkmam gereken birinin... parayı almak için buraya geleceğini söylediler.Eğer patron oysa, onunla konuşabilirim, başka yapabileceğim bir şey var mı? Open Subtitles يقولون بأنّ شخص ما سيأتي لأخذ أموالهم. شخص ما الذي علينا أن نخافه لأنّه يبدو الرئيس. شخص يمكنني التحدّث إليه، أو ماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more