"الصغير" - Translation from Arabic to Turkish

    • genç
        
    • ufak
        
    • ufaklık
        
    • minik
        
    • küçük
        
    • bebek
        
    • Jr
        
    • çocuk
        
    • Little
        
    • küçücük
        
    • Junior
        
    • yavru
        
    • ufacık
        
    • ufaklığı
        
    • Shuttle
        
    Bu genç balinalar sadece yakınlarıyla birlikte oluyor anlamında değildir. TED هذا لا يعني أن الحوت الصغير يتفاعل فقط مع أقاربه،
    Bana yaşlı Baba derler, sana da genç Baba diyeceğiz. Open Subtitles أنا معروف بـ بابا الكبير و سوف نناديك بابا الصغير
    Şu ufak puşta sor. Bu cimri, eminim bir yerlere şeker istiflemiştir. Open Subtitles اسال هذا التافه الصغير أنا متأكد أن هذا البخيل لديه بعض السكر
    ufaklık da bizimle geliyor mu, yoksa yalnız başına mı kalacak? Open Subtitles هل خططتي إن كان الصغير سيأتي معنا أم سيبقى هنا وحده؟
    Cezanız 10 dolar. Terbiyeli ol, minik dostum, duydun mu? Open Subtitles هذه غرامة عشر دولارات كن مؤدبا أيها الصغير أتفهم ؟
    1993 yılında Seattle’daki konferansta bir masa vardı ve Marc Andreessen adındaki bir adam WWW için yazdığı küçük browserini tanıtıyordu. TED في 1993، كان هناك طاولة في نفس المؤتمر في سياتل، وكان هناك شخص يُدعى مارك أندريسن قام بعرض متصفحه الصغير للويب
    Stewie şekerim, yatma zamanı. Yarın senin için büyük gün bebek İsa. Open Subtitles عزيزي ستيوي، حان وقت النوم لديك يوم حافل غداً يا يسوع الصغير.
    Firavun'un evine gelen bu adil ve genç tanrı da kim? Open Subtitles من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟
    Firavun'un evine gelen bu adil ve genç Tanrı da kim? Open Subtitles من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟
    Yanılıyorsunuz genç dostum; sanat boş işlerin en gerekli olanıdır! Open Subtitles أنت مخطئ يا صديقي الصغير الفن أهم من الأمور تافهة
    Yine de bu tatlı genç ruhdan bana birşeyler geçemez mi? Open Subtitles ولكن هل يستطيع شيء ان يمر علي من هذا الصغير اللطيف
    Ve siz geride kalanlar için ufak bir itaat zamanı. Open Subtitles أما بالنسبة للثلة المتبقية منكم فقد حان موعد انضباطكم الصغير
    küçük bir kızken sahip olduğum ufak sarı şeyi hatırlattı bana. Open Subtitles إنه يذكرني بالببغاء الأصفر الصغير الذي كان عندي عندما كنت طفلة
    10 yaşındaki ufak oğlan bizlere beyzbol kart koleksiyonunu göstermek istedi. Open Subtitles الفتى الصغير ذو العشر سنوات أراد أن يرينا مجموعة بطاقاته بالبيسبول
    ufaklık o kadar yorgundu ki, arka taraftaki ofiste uyuttum. Open Subtitles فلقد كان الصغير متعبًا جدًّا، وضعتُه لينام في المكتب الخلفيّ
    Böylece bu ufaklık yumurtadan çıkıyor, havalanıyor, ve otomatikman yağmurun olduğu yere taşınıyor. TED إذاً، حين يفقس اليعسوب الصغير هنا، فإنه يصعد في الهواء، ويُحمَل تلقائياً حيث يهطل المطر.
    Koş minik tavşan koş ama bir gün dünyalarımız bir olacak. Open Subtitles إهرب أيها الأرنب الصغير إهرب, لكن يوماً ما سيكون عالمانا متحدان
    Bir sürü hemşirenin arasındandı ama minik kafasını çevirdi ve bana baktı. Open Subtitles لقد كانت بين مجموعة من الممرضات لكنها أدرات رأسها الصغير ونظرت إلي
    Şimdi burada tıkladığım bağlantı, küçük el sırtları olan lemurlar, maymunlar ve şempanzeler. TED والرابط الذي ضغطته هنا حسناً ، الليمور ، والقرود والشيمبانزي لها الأوبيسثينار الصغير
    bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde bıçaklandı... imza vermeyi reddettiği için. Open Subtitles طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم
    Brain Jr'ı karınıza yalan söylemesi için ve ailesi araba kazasında ölmüş İsveçli bir çocuk gibi davranmaya zorladığınız doğru mu? Open Subtitles هل هو صحيح أنك اجبرت براين الصغير ليكذب علي زوجتك ويدعي انه يتيم سويدي من هما والديه الذان ماتا في الحادث؟
    Ani, benim için hep Tatoonie'deki o küçük çocuk olacaksın. Open Subtitles آني ستظل دائماً ذلك الولد الصغير الذي عرفته على تاتوين
    Little Fellow maden kıyafetiyle poz verirse hikaye insancıl olurdu. Open Subtitles أن يلتقط للرفيق الصغير صورة بملابس المنجم ستجعل القصّة إنسانية
    Ama farkettim ki, o küçücük yaşında çoktan şu mite inanmıştı: Eğer bir şey iyi yapılmışsa onu biz yapmış olmalıyız. TED ولكن خطر ببالي، كيف أنه في عالمه الصغير قد صدق الأسطورة : أن كل ماصنع بدقة وإتقان، فإنه بالضرورة من صنعنا.
    Yani ortalıkta Carl Junior olarak dolaşan biri var, öyle değil mi? Open Subtitles أعنى,يوجد هنا الرجل الذى يمر من خلال الحياة مثل كارل الصغير, صح؟
    Tabii ki yavru babun çok masumdu,... ...geri dönmedi ve koşmadı. TED وطبعاً .. ان القرد الصغير كان بريئاً جداً ولم يهرب حينها
    Onu içine koyacakları, ufacık, minicik tabutu bilmiyor muyum sanıyorsun? Open Subtitles ألا تظنني أعرف عن التابوت الصغير للغاية الذي سيضعونه فيه؟
    Onu indirdim ama hastalar o ufaklığı çok seviyor gibi. Open Subtitles كنت على استعداد لإبعاده لكن المرضى يحبون هذا الطائر الصغير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more