"bir şans" - Translation from Turkish to Arabic

    • فرصة
        
    • فرصه
        
    • الفرصة
        
    • فرصةً
        
    • فرصتك
        
    • فرصتي
        
    • الفرصه
        
    • خاطر
        
    • فرصةٌ
        
    • حالفك الحظ
        
    • إستراحة
        
    • نحظى بفرصة
        
    • فرصةَ
        
    • فرصته
        
    • ضربة حظ
        
    Bu bir şans. İhtiyacım olan şey bu. Lütfen izin ver de yapayım. Open Subtitles أنها فرصة , هذا ما أحتاج إليه رجاءً , دعنى أشترك فى هذا
    Bu kaçış yeni bir koloni, yeni bir hayat kurmak oğullarımıza yeni bir şans tanımak ve özgürlük için değil mi? Open Subtitles هل نهرب لأننا نحاولة إيجاد حياة جديدة في مُستعمرة جديدة ؟ ، نحاول منح أبنائنا فرصة للحياة فرصة ليكونوا أحراراً ؟
    Ona bir şans tanımamanız yanlış. Bunu herkes hak eder. Open Subtitles أنت تخطئين إذا لم تعطها فرصة أخرى ، الجميع يستحقها
    Eğer yasaya bir şans vermezsek, özgürlüğün hiçbir anlamı yok! Open Subtitles لو لم نمنح القانون فرصة ، فلا تستحق الحرية شيئا
    Onların ayrılması, Domuz ve Köstebek Takımları için bir şans olabilir. Open Subtitles مع إنقسامهم قد تكون فرصه لفريق الخنازير و الخلد للحاق بهم
    Haydi. Bana bir şans daha ver. Bir hafta kal. Open Subtitles هيا امنحينى فرصة أخرى، ابقى أسبوع وساعدينى فى تجهيز المكان.
    Sana zaten bir şans vermiştim ama yine yaptın ha. Open Subtitles آخر مرة أنت هاجمتك تلك الفتاة اعطيتك فرصة واحد اخيرة.
    Pekala, biz son sınıflar denedik, size bir şans verdik. Open Subtitles حسنا يا أصدقائي الخريجين ، لقد حاولنا لقد أعطيناكم فرصة
    Beni seç! Hayır, haklıydın! Evliliğime bir şans daha vermeliyim. Open Subtitles لا انت على حق يجب ان اعطى زواجى فرصة ثانية
    Bana bir şans daha ver, söz veriyorum sırrını tutacağım. Open Subtitles اعطني فرصة أخرى ، وسأثبت انني قادر على حفظ السر
    Her zaman başka bir şans vardır. Yani, bilemezsiniz değil mi? Open Subtitles هناك دائماً فرصة أخرى أعني أنك لا تعلم ، أليس كذلك؟
    Sana saygı duyduğum için ona bir şans daha vereceğim. Open Subtitles من باب احترامي لكي أنتي من تعجبينني سأمنحه فرصة أخيرة
    Mağara yapıları bazan yüzeye çıkar. Az bir şans gerçi. Open Subtitles اسمعن ، أحياناً يحصل انهيار في الكهوف إنها فرصة ضئيلة
    Joanna gibi sanatçılara işini yapması için bir şans veriyor. Open Subtitles انه يتكلم عن اعطاء فنانين مثل جوانا فرصة للقيام بأعمالها
    Bu günlerde bir şans kimseye zarar vermez, ama iki... Open Subtitles لقد قال أن فرصة لواحدة غير مضمونة النجاح لكن لإثنتان
    Belki de Clark'la konuşup bana bir şans tanımasını sağlayabilirsiniz. Open Subtitles وظننتك قد توافق على التحدث لكلارك وتطلب منه منحي فرصة
    Eğer bana bir şans verirseniz, birbirimizle nasıl iyi anlaştığımızı göreceksiniz. Open Subtitles و أعلم أنه لما تعطينني فرصة سترين كم نكون رائعين معا
    Evet, ama Bay Clark, biliyorsunuz, uzun zamandır Atlantic'teyim ben o adamlara bir şans vermek istiyorum, yani en azından karşı teklif getirebilmeleri için. Open Subtitles نعم ، لكن سيد كلارك ، أنت تعلم ، أنا منذ مدة في شركة أتلانتيك أريد فقط أن أعطيهم فرصة علي الأقل لمجاراة العرض
    Sakinleşmesi için bir şans verin. Sakinleşmesi için bir şans verir misiniz? Open Subtitles فقط أعطه فرصه ليهدئ نفسه هلا أعطيته فرصه ليهدئ من تلقاء نفسه
    Öğrenmem için bana bir şans ver. Hapiste adımı temize çıkaramam. Open Subtitles أعطنى الفرصة لتبرئة نفسى, لن أقدر على ذلك من خلف القضبان
    Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. Open Subtitles نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور
    Hayır kardeşim. Bu bir armağan. Senin için bir şans. Open Subtitles لا يا أخي، بل هبة من السّماء، هي فرصتك وفرصتنا.
    Bu, her şeyi sistemimden atmam için bir şans olmalıydı. Open Subtitles كان يفترض بهذا أن تكون فرصتي لأزيل الأمر وأستعيد نظامي
    Eğer kalırsanız, Adama'ya onları kurtarabilmek için bir şans verebilirsiniz. Open Subtitles اذا ما بقيتم في مكانكم فانكم تعطون اداما الفرصه لانقاذهم
    Risk al. bir şans ver. Bunlar bana hep söylediğin şeyler. Open Subtitles خاطر وخذ فرصتك ولكن قل لي
    - Kapa çeneni tamam mı? Bir şansın daha var. Son bir şans. Open Subtitles أمامك فرصةٌ واحدةٌ بعد، فرصةٌ واحدة قل لي أين ابني
    Sen benimle bir şans elde edebilesin diye mi? Open Subtitles لأنك إعتقدت أنه ربما حالفك الحظ حسناً،حظ سيء
    * İzin ver ben rahatlatayım içini * * bir şans tanı kalbine * Open Subtitles * لذا دعني أعطي لقلبك إستراحة * * أمنح قلبك إستراحة *
    Çünkü kalbimde Bölgeseller için bir şans daha alacağımız hissi var, buna inanıyorum. Open Subtitles لأنني أعلم من قلبي بأننا سوف نحظى بفرصة أخرى في المسابقة الوطنية.
    Ama iyi bir herif olduğumdan, sana son bir şans daha veriyorum. Open Subtitles ولكن لأنني شخص لطيف، أَنا سَأمنحُك فرصةَ واحدة أخيرةَ.
    Çocuğa başka oniki kişiyle yeni bir şans verelim. Open Subtitles لندع الفتى يأخذ فرصته مع 12 شخصاً آخرين.
    Kasayı geri alabilmek büyük bir şans, Albay. Open Subtitles لقد كانت استعادة الخزينة ضربة حظ حقيقية يا حضرة العقيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more