"bundan" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذلك
        
    • بهذا
        
    • من هذا
        
    • بذلك
        
    • منه
        
    • من الآن
        
    • من هذه
        
    • عنه
        
    • منها
        
    • بشأن هذا
        
    • حيال هذا
        
    • حول هذا
        
    • بالأمر
        
    • بخصوص هذا
        
    • ذالك
        
    Bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri dünya bir daha aynı olmamış. TED بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام
    Tüm olay bundan ibaret bile olsa yeterince ilginç birşey olurdu. TED وإن كان ذلك كل ما يتعلق بالأمر، لكان الأمر مثيرا للإهتمام.
    Bana bundan bahsettiğinde Kendi toplumunuzda yabancı biri olma hissini biliyorum. TED وبدأت بالتذكر أنني أعرف ذلك الشعور أن تكون دخيلا في مجتمعك.
    Ve bunu takvim resmi olarak yapmakta herzaman basarisizdim, ya da onun gibi bir sey, ve bundan kurtulamadim. TED وبقيت متعلقاً بهذا النوع من صور التقويم، او شيء ما من تلك الطبيعة، ولم اتمكن من الابتعاد عن ذلك.
    - bundan öte bir şey olmalı. - Bakın göstereyim. Open Subtitles انا أشك ان الأمر اكثر من هذا دعنى أعرض عليك,
    Size bundan bahsedemezsim, çünkü bu da dersin bir parçasıydı. Open Subtitles لم أستطع اخباركما بذلك لأن ذلك كان جزئاً من الدرس
    Sanırım bundan kaçınmanın tek yolu, korkunç görünen bir hastalığa sahip olmak ve böylece açıklama yapmak zorunda kalmazsınız. TED وأعتقد بأن الوسيلة الوحيدة لتجنبها هي أن يكون لدي مرض خطير مرئي، ومن ثم لا يجب عليكم شرح ذلك.
    Yapmak istediği şeyleri yapmak için bundan biraz daha etkili yöntemleri vardır. TED إن لديه طرق أكثر قوة عن ذلك لفعل ما يريد أن يفعل.
    Bu an aynı zamanda kendini bundan resmen ayırdığı an. TED ولكن تلك هي اللحظة التي تنتزع نفسها جراحيا من ذلك.
    Benimse bundan haberim, Sahil Güvenlik uçağı başımın üstünde belirdiğinde olabildi. TED و أدركت ذلك حينما كانت طائرة إنقاذ خفر السواحل فوق رأسى
    bundan sonra yapılacak şey tortuyu bir başka kordon içinde eritmekti. Open Subtitles عندما تم ذلك كانت المرحلة التالية لصهر بقايا في تطويق منفصل
    Kabadayılardan nefret etmiyorsun, onları hırpalamak hoşuna gidiyor. bundan zevk alıyorsun. Open Subtitles انت لست تكرههم فقط, بل, تضربهم, وانت تشعر باللذة من ذلك
    Nedenleri ortaya koyabilirsin ama sence bundan daha fazlasına ihtiyacın yok mu? Open Subtitles يمكنك إظهار الدافع لكن ألن تكون بحاجة إلى أكثر من ذلك ؟
    - Evet, tabii. Anlıyorum, ama onlara bundan söz edemem. Open Subtitles نعم بالطبع انا ادرك هذا ولكني لن اذكر ذلك لهن
    - Durum hiç iyi görünmüyor Kaptan. - Midesi bundan fazlasını kaldırmaz. Open Subtitles لم يبد الأمر صحيحا يادراغ معدة الإنسان لا تستوعب أكثر من ذلك
    Masters'in devlete verdiği bir günlük zarar bile bundan daha fazla. Open Subtitles ماسترز يتفوق على الحكومة بهذا القدر من المال في يوم واحد
    Senin gibi birinin bundan böyle onu hiç alakadar etmediğini söyledi. Open Subtitles لقد أخبرني أن إخبرك أنه لن يهتم بك أكثر من هذا
    Ve bundan haberdar tüm ulusların hükümetlerine gerçeği açıklamak için 24 saat veriyorum, ya da bunu onlar için ben yapacağım. Open Subtitles وأنا أعطي الحكومات , لكل الأمم التي هي على علم بذلك 24ساعه لإفشاء الحقيقة أو سأقوم بفعلها عنهم شكراً , لكم
    Bahsedilen evren sende de vardı, ve sen bundan sıkıldın. Open Subtitles تملكون كونا تم قد تم تفسيره لكم، وتشعرون بالملل منه.
    Ya bundan iki ay sonrası ve ondan sonraki aya ne dersin? Open Subtitles ، ماذا عن شهرين من الآن بالإضافة إلى الشهر الذي يليهم ؟
    Orda bundan kurtulacak ve beni geri gönderebilecek bir bölümün olduğunu söylemiştin. Open Subtitles قلت أن هناك ممراً يمكنه أن يخلصني من هذه الأشياء و يعيدني
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    Yani, bu çok küçük bir örnek; bundan genellemeye gidilmemeli. TED أعني، هذه عينة صغيرة للغاية. لا ينبغي عليكم التعميم منها.
    Bu yüzden donanımımız tamamen yasaldı ve İsviçre Büyükelçisi, Şansölye Merkel'e bundan bahsetti. TED كان وضعنا لهذه الهوائيات قانونيًا تمامًا، كما أبلغ السفير السويسري المستشارة ميركل بشأن هذا الموضوع.
    Bu gece tarih yazdık, peki bundan sonra ne yapacağız? Open Subtitles الليلة كانت التاريخ، ماذا علينا أن نفعل حيال هذا الأمر؟
    Çünkü altı ay boyunca bundan bahsetmemden sonra, sanırım sonunda bu penis olayı hakkında gerçekten ciddi olduğumu anladı. TED لأنه بعد ستة اشهر من الحديث حول هذا, اعتقد أنه اخيراً لاحظ انني جادة بالفعل حول معضلة العضو التناسلي الذكري.
    Ona bundan bahsetmek bile istemiyorum. Çok sinir bozucu ve haksızlık. Open Subtitles لا أريد حتى التحدث معه بالأمر هذا محبط وغير عادل تماماً
    Terapistim bundan hiç memnun olmayacak ama ne diyebilirim? Sana karşı zaafım var. Open Subtitles معالجى لن يصبح سعيد بخصوص هذا,ولكن ماذا أقول؟
    Onları durdurmak için bundan çok daha fazlası gerekecek ve bunu biliyorsun. Open Subtitles إنهم يحتاجون أن نعمل أكثر من ذالك لإيقافهم ، وأنتِ تعرفين ذالك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more