| dava falan yok. Gerçekte kimseyi öldürmedim. Bu bir kabus. | Open Subtitles | ليس هنالك قضيّة, أنا لم أقتل أحدا كل هذا كابوس |
| Bu mahkemede görülmekte olan dava sekiz aydan uzun süre önce başladı. | Open Subtitles | بدأت المحاكمة التي جرت أمام هيئة المحكمة قبل أكثر من ثمانية شهور |
| 15 yıldır baroda, yüzlerce dava, mükemmele yakın mahkûm etme rekoru. | Open Subtitles | 15سنة في نقابة المحامين ومئات القضايا قريب من سجل الاتهام المثالي |
| Global toplum yararına bir dava sunuyor ve bugünü yaratıyormuş gbi hissediyordum. | TED | شعرت بأنني اقدم دعوى نيابة عن المجتمع الدولي لمحاولة خلق هذا اليوم |
| dava kendi kendine sona erene kadar böyle yapmaya devam ederiz. | Open Subtitles | ونستمر في القيام بذلك حتى تحرق القضيه نفسها خارجاً وتصبح بارده |
| Aynı anda 3 - 4 dava ile uğraştığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنكم تتولّون ثلاث أو ،أربع قضايا في نفس الوقت |
| Sana her şeyi göstermek zorunda, aksi takdirde dava düşer. | Open Subtitles | يجب أن يطلعك على كل شيء وإلا ستكون محاكمة باطلة |
| Temyiz işlemi dava sürecinden çok daha çağdışı bir süreçtir. | Open Subtitles | إن إستئناف الدعوى يبدو اكثر صعوبة من القضية التى ستستأنف |
| Neyse, sırf bizimle uğraşmak için Scooter McGreevy George'un yokluğundan yararlanıp Fillmoreluların kasabanın yarısına dava açmasına neden oldu. | Open Subtitles | على اي حال فقط للعبث معنا سكوتر ماغري استغل غياب جورج جعل سكان فيلمور مقاضاة نصف سكان هذه البلدة |
| Burada başka bir dava üzerindeyim, 8 aydır üzerinde uğraştığım bir dava. | Open Subtitles | انا اعمل قضيه اخرى هنا قضيه جلست فيها 8 شهور محاولة حلها |
| Bu dava üzerinde haddinden fazla zaman ve para harcamış durumdasın. | Open Subtitles | ضيّعتِ أكثر ممّا يكفي من الوقت والمال على هذه القضيّة سلفاً |
| Bu görüşmeyi de dava dosyasına ekleyip Kraliyet Savcılık Teşkilatı'na ileteceğiz. | Open Subtitles | سوف نرفع المقابلة في حالة أن ذهبت الملفات إلى وحدة الأدلة |
| Ne yapacağımı bilemiyorum. Böyle adama karşı nasıl dava oluşturursun? | Open Subtitles | لا أعرف ما العمل كيف تبني قضيّة تجاه رجل كهذا؟ |
| Efendim, o cesede ihtiyacımız var yoksa bu dava elimizden kaçar. | Open Subtitles | سيّدي، نحن بحاجة لتلك الجثة، خلاف ذلك، ليس لدينا أيّ قضيّة. |
| İsterseniz, adil olmak için, bunu, sonuçlanmamış dava ilan edebilirim. | Open Subtitles | ومن الإنصاف للإدعاء من الممكن أن أعلن أن المحاكمة ستـُعاد |
| Bölge Savcılığı dava dosyasından bazı hatıraların saklanması için özel izin almıştı. | Open Subtitles | لدى المدعي العام إذنٌ خاص للاحتفاظ ببعض تذكارات المحاكمة في غلاف التذكار |
| Gayrimenkul projesi yüzünden elinizde bir sürü dava olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن لديك الكثير من القضايا بسبب .مشروع العقارات الحقيقي |
| Sonuç olarak ben de özel avukatlığa başlamaya karar verdim ve Afgan Mahkemelerinde dava açan ilk yabancı oldum. | TED | إذن و نتيجة لذلك، قررت أن أفتتح مكتب محاماة خاص، و أصبحت أول أجنبي يرفع دعوى في المحاكم الأفغانية. |
| Şimdiki dava 13 yıl önceki davayla çok benzerlik gösteriyor. | Open Subtitles | القضيه الحاليه مشابهه جدا للحادثه التى وقعت منذ 13 عاما |
| Böyle bir dava yüküyle nasıl birisi iyi bir savunma alır? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يحصل شخص على دفاع جيد بكمية قضايا كهاته؟ |
| Tartışmalı bir dava sonrasında beraat eden James Van Hopper, kuzey metro hatttında... | Open Subtitles | المنطقة السكينة بالقطاع الشمالي حيث بُرأ جيمس فان هوبر بعد محاكمة مثيرة للجدل |
| HAVA YOLUNU dava ETTİKTEN SONRA, BENİM KADAR İYİ OLACAKLAR. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا. سوف أمتلك شركة الطيران هذه بعد الدعوى القضائية. |
| Merhamet dediğin zorla alınıyor artık. Bu itoğluitleri dava etmeliyim aslında! | Open Subtitles | ـ ميزة الرأفة تتعرض للتوتر أحياناً ـ عليّ مقاضاة هؤلاء المتسكعون |
| Bu resmi çeken kişiye karşı da bir dava açmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي عليك عمل قضيه ضد كل من اقتنا هذه الجدارية. |
| Görgü tanığı olmadığı için dava düşmüş ve faili meçhul kalmış. | Open Subtitles | لم يكن هناك شهود، وأصبح الأثر فاتراً، ولمْ يحلّوا القضيّة أبداً. |
| Bir patent trolü tarafından size dava açıldığında işin içinden çıkabileceğiniz en iyi durum böyle. | TED | وذلك في حالة وصولكم إلى أفضل نتيجة حين تتم محاكمتك من طرف سارق براءات اختراع. |
| Hayır, böyle bir dava hepimiz için çok heyecan verici | Open Subtitles | ولكن في مثل هذه الحالة تتوفر الإثارة لنا جميعاً |
| Bana bak Brian, bu dava sonuçsuz olarak bir kenara bırakılmıştı. | Open Subtitles | اسمع يا براين ,ولآخر مرة, هذه القضية تم اعتبارها ميئوس منها |