| Bilirsiniz, eğer günde 1 dolar ya da 2 dolardan az kazanırsanız falan. | TED | أي إن كنت تكسب دولاراً واحداً في اليوم، أو ربما دولارين في اليوم. |
| O zaman nereye gidersin? Kalp ameliyatına falan ihtiyacın olabilir. | TED | عندها أين ستذهب؟ ربما تحتاج لعملية جراحية أو شئ ما. |
| Mesela gerçek bir işi olan biriyle, bir bankacıyla falan. | Open Subtitles | مثلا ً مثل , شخص لديه وظيفة حقيقية , كالمصرفى |
| Birkaç şeyi açıklığa kavuşturmamız gerekiyor, ve sıra falan bekleyemem. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معة لمناقشة بعض الامور ولا يمكننى الانتظار |
| Düşündüm ki senden biraz hacı Shakespeare falan bile öğrenebilirim. | Open Subtitles | فكرت اني ربما اتعلم عن شكسبير العرب او ما شابه |
| herhalde 55 kilo falan, üç aşağı beş yukarı öyle. | Open Subtitles | حوالي 150 على ما اعتقد اتمنى ان اكون مساعدة اكثر |
| Hey salak, evet sen, seninle konuşuyorum. Sağır falan mısın ? | Open Subtitles | ايها الاحمق انا اتحدث معك هل انت اصم او شيء ؟ |
| Şu an böyle konuşuyorum falan ama aslında şehirdeki kızlardan bir farkım yok. | Open Subtitles | أنّي أتحدث هكذا الآن. لكني أشبه أيّ فتاة آخرى في المدينة. معنفسكل هذاالطموح،لكن.. |
| Git, otur ve ben çorba pişirirken dergi oku, radyo falan dinle. | Open Subtitles | ..إجلسى و اقرأى مجلة أو إستمعى إلى المذياع إلى أن أُعد الحساء |
| Banka soyguncusu, belki de gangster falan mı olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين انه سارق بنوك ، أو ربما رجل عصابات؟ |
| Cevap vermiyor. Ama tabii ki, banyoda falan da olabilir. | Open Subtitles | لا إجابة, قد يكون يستحم أو يقوم بعمل شيء ما |
| Telefon numaranı ya da bir kartını falan alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أخذ رقم هاتفك أو بطاقتك, من فضلك ؟ |
| Mesela gerçek bir işi olan biriyle, bir bankacıyla falan. | Open Subtitles | مثلا ً مثل , شخص لديه وظيفة حقيقية , كالمصرفى |
| Mühendis olduğu zaman buraların bir haritasını falan yaptı mı? | Open Subtitles | عندما كان مهندساً هل جعل الخرائط وحشا مثل تلك ؟ |
| Dergi, bonbon falan da al gece oyalanacağın bir şeyler olsun. | Open Subtitles | اجلب بعض المجلات وبعض الحلوى شيء ما يبقيك مشغولا في الليل |
| Hee, ben de şaşırdım. Birinin onunla konuştuğu hissine falan kapıldım. | Open Subtitles | لقد إندهشت أيضاً و قد ظننت أنك كلمتيه أو ما شابه |
| Parmak izi yok, bu ürün de bin yerde falan satılıyor. | Open Subtitles | لا يوجد بصمات، و هذا المنتج يباع في حوالي 1000 مكان. |
| Çok tuhaf davranıyorsun. Piyangodan para falan mı çıktı, Darla? | Open Subtitles | تتصرفين بغرابة يا دارلا ربحت يانصيب او شيىء كهذا ؟ |
| Hayır, onları hayvan gibi zehirledik ama ellerinde kanıt falan yoktu. | Open Subtitles | لا، نحن سمّمنَا التغوّطَ منهم. لَكنَّهم ما كَانَ عِنْدَهُمْ أيّ برهان. |
| Kaptan olacağım falan diye uğraşmak yok. Statü peşinde koşmazsın. | Open Subtitles | ليس عليك القلق كيف تصبح قائد الفريق وكل هذه الشكليات |
| Ayda bir kere falan mı? Tabiî ki bu durum değişebilir. | Open Subtitles | تقريباً مرة كل شهرين أو ما شابه ولكن قد يتغير الوضع |
| Ve o gittiğinden beri şüpheli birisini, ya da... yabancı bir araba falan? | Open Subtitles | أو أية شاحنات غريبة منذ غيابه ؟ كما قلت لك المكان هادئ هنا |
| Bu korkunç sesler de ne? Bir çeşit hayvan falan mı? | Open Subtitles | بحق السماء ما هذه الأصوات الفظيعة أهو حيوان من نوع ما |
| Dava falan yok. Gerçekte kimseyi öldürmedim. Bu bir kabus. | Open Subtitles | ليس هنالك قضيّة, أنا لم أقتل أحدا كل هذا كابوس |
| "Şu asyalı kıza ne oluyor kriz falan mı geçiriyor?" | Open Subtitles | ما خطب تلك الفتاة الآسيوية ؟ أهي مستثارة مثلاً ؟ |
| Tüm sıtma vakalarının çoğunu, %99'unu falan taşıyorlar. | TED | فهم يحملون تقريبا ما يوازي 99 بالمئة من الملاريا التي لدينا. |
| Kusura bakma. Aynı kurallar geçerli. Bilirsin işte, koz falan. | Open Subtitles | آسف، ذات القواعد سارية، حيث بيت النفوذ وما إلى ذلك. |