| Airbus'ta iki tane motorumuz var; bir motorla onu uçurabilirsiniz. Yani B planı, her zaman B planı var. | TED | لدينا محركان علي كل طائرة اير باص؛ بينما من الممكن ان تطير بمحرك واحد. فوجود خطة بديلة مهم دائماً. |
| İnsanların bana her zaman sorduğu soruları cevaplayacağım, ama dürüst bir şekilde. | TED | وسوف أجيب على الأسئلة التي يسألها الناس دائماً لي، ولكن باحتيال صادق. |
| Bu yüzden yukarıya bakmaya devam edin, gündelik güzelliklere hayret edin ve her zaman hayatınızı hayal aleminde yaşamayı unutmarın. | TED | فلتستمر في النظر إلى أعلى واسمح لهذا الجمال العابر بإثارة الدهشة في نفسك وتذكر دائماً أن تعيش الحياة حالمًا متأملاً. |
| Annem her zaman bir gün babamın bana Sertao'yu göstereceğini söylerdi. | Open Subtitles | امي كانت تقول لي دوماً ان والدي سوف يريني المناطق البريه |
| Formula 1 ile ilgili bir başka önemli husus her zaman arabayı değiştirmemizdir. | TED | هناك أمر آخر بسباق الفورميلا 1 خاصّة وهو أنّنا دائماً نقوم بتغيير السيارة. |
| Kabileler ya da kırsal toplumlar, her zaman ülkenin genel kurallarına tabii olmayabiliyordu. | TED | و هو أن سياسات الدولة لا تؤثر بالضرورة دائماً على المجتمعات القبلية والريفية |
| Bizim verdiğimizi söylemiyorum, fakat önemli olan, her zaman alternatiflerimizin olmuş olması. | TED | ولست أقترح بأننا نفعل ذلك, ولكن في النهاية لدينا دائماً احتمالات بديلة. |
| Yani, bir bakıma, her zaman gerçeklik sonrası bir dönemde yaşadık. | TED | أعني، كنا نعيش دائماً في عصر، بشكل ما، ما بعد الحقيقة. |
| İnsanları iklim krizi konusunda endişelendirebilecek bir şeyler her zaman var. | TED | هناك طريقة دائماً للوصول للناس لجعلهم يحسون ويهتمون بشأن الأزمة المناخية. |
| Elinizde zengin bir insan karışımı vardı. Birbirinden farklı düşünen insanlar, her zaman yenilik için gerçekten iyi bir şeydir. | TED | لذا كنت تحصل مزيجا غنيا من الأشخاص، أصحاب تفكير يختلف من شخص لآخر، وهذا الأمر دائماً ما يكون مفيداً للإبداع. |
| her zaman yaşayan insanların hayaletlerden daha korkunç olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لقد كان يقول دائماً أن الناس مخيفين أكثر من الأشباح |
| Mağlubiyeti kabullenin, Profesör. Kaçan balık, her zaman için, en büyük olandır. | Open Subtitles | تقبل الخسارة , أيها الأستاذ السمكة التى أفلتت دائماً تكون السمكة الأكبر |
| her zaman dediğim gibi, her işte bir hayır vardır. | Open Subtitles | ما أقوله دائماً هو: تأتى الرياح بما لا تشتهى السفن |
| Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm. | Open Subtitles | جونى , لا أعرف كيف أقول لك هذا و لا أعرف حتى إن كان لى الحق ولكنى دائماً إعتبرتك كإبنى |
| her zaman her şeyi bildiğini sanıyorsun, Julie, ama bu kez yanılıyorsun. Hadi. | Open Subtitles | تعتقدى دائماً بأنك تعرفى كل شيء، جولي، لكن هذا الوقت أنت على خطأ |
| Ben her zaman düşük yaşam formlarının faydasız olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت دوماً أن اشكال الحياة الأقل غير ذات جدوى |
| Kim olduğumuzu tercihlerimiz belirler ve her zaman doğru olanı yapmayı seçebiliriz. | Open Subtitles | الأختيار هو ما يجعلنا ما نحن عليه و يمكننا دوماً أختيار الصواب |
| Fakat buradaki nokta, filtreler her zaman aynı şeyleri içeride tutarlar. | TED | لكن الأمر حول هذه المصفاة هو أنها دومًا تحتفظُ بنفس الأشياء. |
| World of Warcraft'ta işsizlik yok. Ellerinizi ovuşturup oturmak yok. her zaman yapılması gereken spesifik ve önemli bir şey var. | TED | ولا توجد بطالة في ورلد أوف ووركرافت. لا يوجد من يجلس هنا وهناك يفرك أصابعه مللاً. هناك دوما أمر محدد ومهم. |
| Ben her zaman bir öyküyü en iyi şekilde anlatmaya çalışıyorum. | TED | ولكني أحاول دائما إيجاد افضل طريقة لكي أروي كل قصة تصادفني |
| Küba'daki füzeler Amerikalıları her zaman olandan daha saldırıya açık hale getirmişti. | Open Subtitles | جعلت الصواريخ في كوبا الأمريكيين أكثر عرضة للخطر من أي وقت مضى |
| Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
| Biliyorum her zaman doğruyu söylemiyor ama bana karşı çok nazik. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يقل الحقيقة دائماً لكنه لطالما كان لطيفاً معي |
| Söylemek istediğim Ben her zaman klüpten ayrılmadım. Bazı zamanlar... | Open Subtitles | كلا ما أقصده أني لا أغادر النادي دائماَ أحيانا .. |
| Şeytan bizi her zaman sınar. Doğru kararları vermek zorundayız. | Open Subtitles | الشيطان يختبرنا في كل وقت علينا أن اتخاذ الخيارات الصحيحة |
| Her şeyi yapabilir ve her zaman bir planı vardır. | Open Subtitles | إنّه قادرٌ على أيّ شيء و لطالما كانت لديه خطة |
| Onun ki her zaman serttir ve gün boyunca beni boşaltır. | Open Subtitles | انها علي حق انه قوي جدا و يجعلني مثاره طول الوقت |
| Ama evliliğimizde zor zamanlar geçirdik ve her zaman paçayı kurtardık. | Open Subtitles | لكن زواجنا دخل بمراحل صعبة كثيرة ، ودائماً ما نخرج منها |
| Bapu her zaman Tanrıya giden yolu bulmak için uğraştı. | Open Subtitles | و كان بابو في كفاح دائم للعثور على طريق الله |
| her zaman. Eve geri döndüğünde ne durumda olduğunu hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | طوال الوقت , لا يمكنك أن تتخيل حالته عندما يعود إلى المنزل |