| Şimdi sizi ikna etmek istediğim nokta şu: Beyin bu gürültü ve çeşitliliğin olumsuz sonuçlarını azaltmak için çok fazla çaba sarfetmektedir. | TED | الآن ما أريد أن أقنعكم به هو أنّ الدماغ يقدّم الكثير من الجهد للحد من الآثار السلبية لهذا النوع من التشويش والتقلب. |
| birçok sebep bulunuyor. Sosyal bilimciler, vücut dilimizin veya başkalarının vücut dillerinin kişinin yargı mekanizmasındaki etkilerini incelemek için çok zaman harcadılar. | TED | صحيحة للنظر الى ذلك ، لذا قضى علماء الاجتماع الكثير من الوقت يفحصون تأثير لغة جسدنا أو لغة جسد الاخرين على أحكامنا |
| DG: Tamam. Bu harika başlangıç için çok teşekkür ederim. | TED | دانيا جيرهاردت: شكراً جزيلاً على هذه البداية الرائعة. |
| Küçük bir kız için çok büyük bir sır olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو اعتقدان هذا سوف يكون سر كبير جدا على فتاة صغيرة |
| kafası olmayan bir hanım için çok fazla bankalrda çans bitti mi? | Open Subtitles | دُفعت أموال طائلة من أجل امرأة بدون رأس البنوك ليست محظوظة ؟ |
| Ama biliyor musun, bu benim için çok eğitici oldu: | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، هذا وقد تم التعليمي للغاية بالنسبة لي. |
| Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
| Eğer izliyorsan Blake Henderson geçen günkü garip davranışı için çok üzgün. | Open Subtitles | . بلايك هيندرسون متأسفٌ جداً . بشأن ذلك الأمر الغريب ذلك اليوم |
| Levhaların bu eski motorlar için çok ağır olacağını onlara söylemiştim, dostum. | Open Subtitles | لقد قلت لهم ذلك ان الاطباق ثقيلة للغاية على هذا المحرك القديم |
| Yatırımcılar bulduk işi kurmak ve kadınları eğitmek için çok zaman harcadık. | TED | حصلنا على مستثمرين، وأمضينا الكثير من الوقت في بناء العمل وتدريب النساء. |
| Biz bu yapıyı, suyla çok fazla temas eden hayvanlarda görüyoruz ki bu suda yüzüş kontrolü için çok önemli bir şey. | TED | مرة أخرى، هذا شيء نراه في الحيوانات التي تقضي الكثير من الوقت في الماء، وذلك مفيد في التحكم في الطفو على الماء. |
| Sadece bir sürü insan daha iyi olması için çok çalışırsa gelişir ve bence kendi kendine kalırsa geriler. | TED | لا تتطوّر إلا إذا عمل الكثير من الناس بجد ليجعلوها أفضل، وفي الحقيقة، أعتقد أنها ستتراجع من تلقاء نفسها. |
| - Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | كولونيل ـ شكراً جزيلاً على قدومك ــ كيف حال أختك؟ |
| Eğer belediye başkanıyla konuşursan, bana duyduğu güven için çok teşekkür ettiğimi söyle. | Open Subtitles | إذا تكلمت مع رئيس البلدية قل له شكراً جزيلاً على ثقته |
| Oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير |
| Aşırıya kaçmamak için çok yaşlıyım. Artık ya hep ya hiç. | Open Subtitles | نعم، أنا كبير جدا على الاعتدال اما كل شئ أو لاشئ |
| Fakat kendine bir tekne bulmak için çok istekli gibiydi. | Open Subtitles | لكنه بدا متلهّفاً لدرجة سيئة من أجل الحصول على مركب |
| Bunlar ve geçmişimde işlediğim tüm günahlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | و من أجل كل الآثام التي إقترفتها أشعر بأسف عميق |
| Sophie için çok uzun bir süre sonra bir mektup gelir. | TED | وبعد مرور وقت يبدو طويلًا للغاية بالنسبة لها، تصلها رسالة، |
| Bu yüzden geldik çünkü bu ev bizim için çok değerli. | Open Subtitles | لهذا جئنا هنا .. لأن هذا البيت يعني الكثير بالنسبة لنا |
| Nişanlınız için çok üzüldüğümü söyleyecektim. | Open Subtitles | حسناً، أردت إخبارك أنني آسف جداً بشأن ما حدث خطيبك |
| Bal arıları ağır yağmur altında uçmak için çok küçüktür. | Open Subtitles | نحل العسل صغير للغاية على أن يطير في المطر الغزير |
| Ama bu ormanların benim için çok tehlikeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | خطيره جداً من أجلي لوحدي والان أنت ترسلني مع مبعوث؟ |
| Bayan Cluny, size saldıran şahıs bizim için çok önemli birisi olabilir. | Open Subtitles | وجودي هنا بسبب الرجل الذي هاجمك وربما تكونين في غاية الأهمية لنا |
| Biz dev gibiyiz ve görmek için çok küçük olan şeylerin farkında değiliz. | TED | نحن البشر كائنات عملاقة، وبالتالي لا نستطيع إدراك أمور أصغر من أن نراها. |
| Daha 60 yaşındaydı. Kalp krizi için çok genç bir yaş. | Open Subtitles | لقد كان في الستين فقط، تعلم صغير جدّاً على الإصابة بنوبة قلبيّة |
| Evine gelip, seni karakola götüren kişi olduğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف جدا أن لأنني كنت أنا من قدم وأحضرك للمخفر |
| Bebeğim, benim için çok değerlisin. Bu yüzden benim bebeğimsin. | Open Subtitles | حبيبتي ، أنتي تعنين لي الكثير ، ولهذا أنتي حبيبتي |
| Her yıl büyüdüğü yeri hatırlayıp yardım ettiğiniz için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكِ كثيراً على تذكّـركِ و مساعدتكِ للمكان الذي تربَّـت بهِ |