| Oldukça önemli, çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip. | TED | هذا أمرٌ مهم جدًا لأن كل ورم بحجم أكبر من حجم مليمتر مكعب أو اثنين لديه كمية دم أكبر بخمس مرات من اللحم الطبيعي. |
| Çünkü bu, Sontaranların normal savaşma şekli değil. Neyin peşindesiniz? | Open Subtitles | لأن هذه ليست حربَ سونتارن عادية إلى ماذا تخططون ؟ |
| normal işletim sırasında reaktör tankının altında küçük bir tıpa bulunur. | TED | كما يوجد قابس صغير في العملية العادية في أسفل وعاء المفاعل. |
| Tüm normal sosyal etkileşimimiz bu tür müşterek ifadelere bir tür davete dönüşür. | TED | كل تفاعلاتنا الاجتماعية الطبيعية تصبح نوعا من الدعوة لهذا النوع من التعبير الجماعي. |
| Dünyanın normal düzeyden 3.3 kat daha yukarı bir seviyede hislerinin olduğunu görüyoruz. | TED | نرى أن العالم يستخدم مشاعراً أكثر ب 3.3 مرة من المستوى العادي الآن. |
| - Her şeyin normal olduğunu söylediler. - Diğer her şeyin normal. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن كل شئ طبيعى فى كل شئ آخر ، نعم |
| Önceden olan "normal" düşüncesini kabul edebilirim -- normal güzeldir ve bu oldukça dar "normal" algısının dışında her şey kötüdür. | TED | إما أن أتقبل الفكرة القائمة على أن الطبيعي هو الجيّد، وأن أي شيء عدا ذلك النطاق الضيق لتعريف الجيد يعتبر سيئاً. |
| normal, zeki sayılabilecek bir kadın ağlamayı hiç bırakmayan bir çocukla aynı odaya konduğunda ne olacak görmek istedik. | Open Subtitles | أردنا ان نرى ماذا سيحدث إلى هذه المرأة الطبيعية ذات الذكاء الطبيعي إذا حبسناها برفقة طفل لايتوقف عن الصراخ |
| Homer kurtuldu, sen iyileştin çok rahatladım artık hepimiz normal hayatımıza dönebiliriz. | Open Subtitles | أنا أشعر بالارتياح لسلامة هومر ..ولكونك تعافيت والآن بإمكاننا العودة لوضعنا الطبيعي |
| normal bir durumdayken motoruna tamamen hakim olursun, tüm kontrol sende olur. | Open Subtitles | ،إنها حالة عادية أنت تتحكم بشكل كامل في دراجتك ،عندما تكون متحكما |
| Biraz çılgın, normal kızlardan farklı ama sende bir şeyler var. | Open Subtitles | مجنونة قليلاً، ومختلفة ..عن أيّ فتاةٍ عادية .ولكن هنالك شيءٌ بكِ |
| Levhaların düşmesi de gayet normal bir şey, öyle değil mi? | Open Subtitles | و اللافتات التي تقع هي أيضا عادية جدا أليس كذلك ؟ |
| Ya asılmış olsaydı? O zaman normal hayatına nasıl dönecekti? | Open Subtitles | كيف كان يمكن أن يعيدوه اٍلى الحياة العادية وقتها ؟ |
| Bunda sonra, normal tuvalet kâğıdı kullanacağız, pamuklu süslü püslü olandan değil. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، سنستخدم أوراق التواليت العادية ليست تلك ذي الجودة العالية |
| Sen futbol ve beyzbol çok oynayacağız olduğunu ve normal oyuncaklar, ve çok sayıda belki de bir köpek alırsınız. | Open Subtitles | أنك ستلعب الكثير من كرة القدم و البايسبول و سيكون لديك الكثير من الألعاب الطبيعية و ربما حتى سنحضر كلباً |
| Bununla normal bir kumaş gibi kullanabileceğim tekstil ürünleri bastırabilirdim. | TED | وباستخدامه، تمكنت من طباعة نسيجٍ جميل يمكنني استخدامه كالقماش العادي. |
| Tüm sistemleri kontrol ettim, her şey yolunda. Radar normal. | Open Subtitles | لقد أجريت فحص للنظام والرادار أكد أن كل شئ طبيعى |
| normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar. | TED | أدركوا بأن الطلاب العاديين يملكون مواهب استثنائيةـ فقاموا بتعديل فرص التعلم. |
| normal şeyleri düşünüyorsan belki de daha normal biri oluyorsundur. | Open Subtitles | إن كنتَ تفكّر في أمور طبيعيّة فلعلّكَ تغدو أكثر طبيعيّةً |
| DNA'da değişiklik yapma yeteneği, kök hücrelerin normal hemoglobin üretme şansını artırdı. | TED | والقدرة على التعديل على الحمض النووّي مكّنتنا من جعل الخلايا الجذعيّة قادرة على إنتاج هيموغلوبين طبيعيّ. |
| Sevgili Jack, eğer hayatımı yeniden yaşama şansım olsaydı normal bir kız olup, normal bir hayatım olmasını isterdim. | Open Subtitles | عزيزى جاك ،اذا استطعت ان اعيش حياتى من اول و جديد لأردت ان اكون فتاه عاديه تحظى بحياه طبيعيه |
| Peki, ama normal çocuklarda. Bu büyük ve biraz kaçık. | Open Subtitles | أجل حسناً لكن الاولاد الطبيعيين هذه ضخمة ومجنونة بعض الشئ |
| İnsanlara normal durumlarda gösterilen sosyal nezaketleri bir tarafa bırakmışsın. | Open Subtitles | لقد نحيت جانباً الكياسات الاجتماعية التي تمنح للبشر في المعتاد |
| En iyi dostumla normal birisi gibi yemek yerken değil. | Open Subtitles | ليس وأنا أتناول الغذاء معي صديقتي المفضلة مثل الأشخاص الطبيعيون |
| Tamam. Genellikle yarısında azını hatırlıyoruz, ki bu normal. Çeşitlilik olacak. | TED | حسنا, عادة ننتهي بأقل من النصف, وهذا طبيعي. سيكون هناك مدى |
| Her şeyden önce, iyileştirme yeteneğime rağmen, ben normal bir insanım. | Open Subtitles | بادىء ذى بدء بالرغم من قدرتى على الشفاء انا شخص عادى |