Şöyle söyledi -- Burada alıntı yapıyorum -- Hiçbiriniz bu elementi henüz keşfetmiş değilsiniz. Bu arada yakında ona bir isim vereceğim. | TED | وانا هنا إعيد صياغة المعنى .. هو يقول صحيح أن العالم لم يكتشف بعد هذا العنصر حتى اليوم ، ولكني سوف اسميه |
Gittes'in bunu bildiğini ve hafta boyunca asılsız suçlamalar yaptığını söyledi. | Open Subtitles | وهو يقول بأن جيتس يعرف ذلك، وذلك يجعله يرمي التهم جزافاً. |
Demokrasimizin insanların demokrasisi olduğunu, bu nedenle hem insanlar gibi doğru olabileceğini hem de insanlar gibi yanlışa düşebileceğini söyledi. | TED | أخبرني أن ديموقراطيتنا هي ديموقراطية الشعب. ويمكن أن تكون عظيمة كما للشعب أن يكون، لكنها غير معصومة كما الشعب أيضًا. |
Bir ay sonra editörüm bana, siyasi karikatürlere tamamen son verdiklerini söyledi. | TED | بعد شهر من هذا، أخبرني مُحرري الخاص كانوا ينهون الكارتون السياسي كله. |
Annem öyle olduğunu söyledi ama babam boş ver dedi. | Open Subtitles | أمي تقول أني معاقبه و أبي قال لي جاريها فقط |
Sana şubenin ya da dünyanın izci okulu olduğunu kim söyledi? | Open Subtitles | من الذي أخبرك أن القسم أو العالم كله يشبه معسكر كشافة؟ |
Avustralya lideri böyle söyledi, salınımı kestiklerini ve üzerlerine düşeni yaptıklarını söyledi. | TED | وكان هذا ما قاله أحد الزعماء الأستراليين، لقد قمنا بحصتنا وأوقفنا الانبعاثات. |
Ken kiralıkbir kasa anahtarı olduğunu söyledi, fakat yerini sadece George biliyor. | Open Subtitles | يقول كين انه يوجد مفتاح صندوق ودائع ولكن جورج فقط يعرف مكانه |
Dov ile görüştüm. Babamın buraya gelmekte olduğunu ve çok sinirli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد كلمت دوف ، وهو يقول أن أبي قادم إلى هنا وهو مستاء |
Radyodaki herif 1 dereceye kadar düşeceğini söyledi. 1 derece. | Open Subtitles | المُذيع في الراديو يقول أن الحرارة ستنخفض إلى 34 درجة. |
Senin gibi birinin bundan böyle onu hiç alakadar etmediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن إخبرك أنه لن يهتم بك أكثر من هذا |
Doktor bana ağrının aslında bir iyileşme belirtisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني الطبيب أن ألمك يدل على تحسنكِ, اخرج يا ساتورنو |
Sonunda orgazm oldum, ama doktorum yanlış türde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخيراً وصلت للنشوة وقد أخبرني الطبيب أنها من النوع الخطأ |
Dul Johnson aradı. Onu saat sekizde değil, yedide almanı söyledi. | Open Subtitles | ارمّلْة سيد جونسن تقول أذهب اليها في السابعة، لَيسَ في الثامنة |
Bayan Jennings kız kardeşinizin evlilik giysilerini kasabada satın alacağını söyledi. | Open Subtitles | سيدو جينينجز تقول أن اختك سوف تشتري ثياب عرسها من المدينة |
Sana söylemek istemiştim ama senin fazla İngiliz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك ولكنها دائماً كانت تقول أنك بريطاني أصيل |
Aynı sözleri Norman bundan 20 yıl önce de söyledi. | Open Subtitles | حسناً . هذا ما قاله نورمان من 20 سنة مضت |
Kessler, kampın arada bir boşaldığını ve çatışmaya gidildiğini söyledi. | Open Subtitles | قالَ كيسلر بأنّ كُلّ أسبوعان , المعسكر الكامل يَخوض معركةُ. |
Dükkan sahibi dükkanındaki bu türden son bıçak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أمين المخزن قال بأنه السكين الوحيد من نوعه المتوفر لديه. |
Cinayeti geçmekte olan bir banliyö treninin penceresinden gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها رأت الجريمة من خلال نوافذ القطارِ المار. |
Rahatça konuşabileceğimiz öyle pek ortalıklarda olmayan bir yer bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها تعرف حانة خارج الطريق حيث يمكننا أن نتحدث |
Mary sana benim hakkımda ne söyledi bilmiyorum ama arkadaşa ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لا أعرف بم أخبرتك ماري عني لكني لست بحاجة إلى رفقة |
Evet. Norman sizin bekar olduğunuzu söyledi, ben de öyleyim. | Open Subtitles | حسنا , نورمان اخبرني انك لست متزوجة , مثلي تماما |
Bana evlenme teklifi etti. Bunun böyle olmasını senin istediğini söyledi. | Open Subtitles | وقد طلب منى الزواج وقال انك تريد هذا ايضا بهذا الشكل |
Yerinde olsam kendime çok dikkat ederdim. Çünkü sırada senin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كنتُ لأتوخى الحذر الشديد لو كنتُ بمكانك لأنه ذكر لي بأنكَ التالي |
Bayan Spalding kocanız işi hakkında size ne söyledi bilmiyorum. | Open Subtitles | سيدة سبالدنج لا أعلمُ إن أخبركِ زوجكِ عن مقدار عمله |
Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. | Open Subtitles | موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا |