| Ben de en iyi oto-zırh ustası olmak için daha sıkı çalışacağım. | Open Subtitles | أنا أيضا سوف أدرس بجد و سوف أقوم بصناعة أطراف ألية خارقة |
| Bir yönetici pozisyonu boşaldı ve son zamanlarda çok sıkı çalıştığını görüyorum. | Open Subtitles | وظيفة الإدارة أصبحت متاحة ولقد رأيت أنك تعمل بجد في الآونة الأخيرة |
| Sürekli giymem gereken çok sıkı tayt gibi bir şey vardı. | Open Subtitles | كنت ألبسه.. مع حزام ضيق كان علي إرتدائه في جميع الأوقات |
| Çok sıkı çalışma demek. Altın yoksa, zafer yok demek. | Open Subtitles | هذا يعنى الكثير من العمل الشاق لا ذهب، لا مجد |
| Saat 4/5 civarında bahçe hortumuyla sıkı bir serpme yapın. | Open Subtitles | تنتشر بقوة من خرطوم مياهك ما بين الرابعة والخامسة فجراَ |
| Adından anlaşılacağı gibi, tansiyon baş ağrıları baş çevresinde sıkı bir bant varmış gibi bir his uyandırmasıyla biliniyor. | TED | حسب الاسم المُقترح، فصداع التوتر معروف بخلق إحساس شبيه بعصابة ضيقة تضغط على الرأس. |
| Yüz binlerce anonim sıradışıyı, bunun gerçekleşmesi için çok sıkı çalıştıran şeydi. | TED | هي ما جعل مائة ألف من المميزين المجهولين يعملون بجهد لتحقيق ذلك. |
| Bu iltifatı çok sıkı tutun. Sonrası için saklayın. | TED | تمسكوا بهذا المديح جيداً. تمسكوا به لوقت لاحق |
| Hoşça kal Arthur. Bütün sıkı çalışman için tekrar teşekkürler. | Open Subtitles | وداعا آرثر وشكرا لك مرة أخرى من أجل عملك الجاد |
| İnsanları çok önemsemek, çok sıkı çalışmak ve kariyerimi aşk hayatımın önüne koymak. | Open Subtitles | أود أن أقول الاهتمام الزائد ، والعمل بجد وتقديم حياتي المهنية على العاطفية |
| sıkı çalışırsan, belki günün birinde benim gibi kulakların olur. | Open Subtitles | اعمل بجد ربما في يوم ما سيكون لديك أذنان كأذني |
| Çok isterim. O kadar sıkı çalıştım ki çabamın takdir görmesi hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | انا احبه ،لقد عملت بجد ، إنه يمنحني شعوراً طيباً بأن اُقدر لمجهودي |
| Bu suit sanki göğsüme sıkı sıkı yapışmış, bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | أنا أكره كيف أن هذا الشيء هو ضيق في الصدر. |
| Çok rahatsız görünüyorsun ve o gömlek çok sıkı görünüyor. | Open Subtitles | انت تبدو غير مرتاح اعتقد ان قميصك يبدو ضيق للغاية |
| sıkı çalışmalarınızdan ve süreci korumak için tetikte olacağınızdan eminim. | Open Subtitles | وأنا أعتمد على عملكم الشاق ويقظتكم لإبقائها على ذلك النحو |
| Ama şu an elimi çok sıkı tutuyorsun ve bayılabilirim. | Open Subtitles | لكن الآن، أنت تمسكين ذراعي بقوة ويمكن ان يغشى علي. |
| Ah, bu peruk o kadar sıkı ki, yanında bir de aspirin göndermeleri gerekirdi. Merhaba. | Open Subtitles | تلك البروكة ضيقة للغاية كان عليهم أن يرسلوا دواء للرأس معها |
| Adamların peşine düşmesi onca sıkı çalışmadan sonra risk teşkil ediyor. | Open Subtitles | المطاردة التي تسببت بها عرضت للخطر كل ما عملنا بجهد لتحقيقه |
| Kendimle ilgili iyi veya özel olduğunu düşündüğüm hiçbir şey beni kurtaramazdı. sıkı çalışmam, kişiliğim, mizah anlayışım, bakış açım... | TED | أي شيء ظننته جيداً لي أو مميزاً بي، لم يستطع إنقاذي؛ عملي المُجِد، شخصيّتي، حسّي للدعابة، نظرتي للحياة. |
| Bu çocuklara sıkı çalışma ile herşeyin mümkün olacağını öğrettiniz. | Open Subtitles | قمت بتعليم هؤلاء الأولاد بأنه بالعمل الجاد كل شيء ممكن |
| sıkı oynadığından dolayı benim daha çok tahrik olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تلعبين دور الفتاة صعبة المنال لأنكِ تعرفين أن هذا يثيرني؟ |
| sıkı estiğinde bu çöl arka ayakları üzerine dikilir sanki. | Open Subtitles | عندما تهب بشدة , تصبح هذة البلاد الصحرواية فى ورطة |
| Güzel bacaklarını size dolayıp sıkı sıkıya tutarken, size bakması sizin ona bakmanız. | Open Subtitles | عندما تلف ساقيها الجميلتين حولك بإحكام وتستمر بذلك, وتحدق إليك وأنت تحدق لها |
| Yükleme istasyonunun orada eski bir ambarda üsleri var. Oldukça sıkı korunuyor. | Open Subtitles | لديهم قاعدة في مستودع قديم قرب سفن الشحن، و عليها حراسة مشددة |
| Aman tanrım belalı tiplere bayılırım özellikle sıkı kalçalı belalılara. | Open Subtitles | يا إلهي، أنا أحب القوي خصوصاً قوي ذو مؤخرة جيدة. |
| Çünkü bence en iyi şey sıkı çalışıp her türlü olasılığa hazır olmaktır. | Open Subtitles | لأني أظن من الأفضل أن نذاكر جيدا وأن نكون مستعدين لأي شيء يحصل |
| Kitabım yayınlanmadan önce ilk kimin okuyacağına dair çok sıkı bir kuralım vardır. | Open Subtitles | أنا ألتزم بقانون صارم وشديد بشأن من يقرأ أعمالي في هذه المرحلة المبكرة |