Bu yüzden sırt çantası gibi takabileceğim giyilebilir bir duvar yaptım. | TED | لذا قمت بعمل جدار ملبوس بحيث أتمكن من إرتداؤه كحقيبة الظهر. |
Fazladan aldığın kuru gıdaları sırt çantana ya da cebine koyabilirsin. | Open Subtitles | السلع الجافة الفائضة رائعة جدا فى حقيبة الظهر أو فى جيبك |
Eğer Tanrı'ya sırt çevirirsen Tanrı da sana sırt çevirebilir. | Open Subtitles | لإنك إن أدرت ظهرك لله فالله سوف يدير ظهره لك |
Beni sırt üstü yatır. Damar bulmak daha kolay olur. | Open Subtitles | إستلقني على ظهري سيكون ذلك أسهل للعثور على الوريد المناسب |
Sihirli ellerinle, insanların sırt ağrılarını .... ...tedavi etmeyi sevdiğin için mi? | Open Subtitles | لأنك تحب ان تعالج اوجاع الظهر عند الناس بسحر تقويم العامود الفقري |
Dwight, bilmem haberin var mı artık bir şey içerken normal insanlar gibi bardak yerine garip sırt çantaları kullanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كنت تعلم و لكن من المفترض أن نشرب من علب على الظهر عوضاً عن الأكواب مثل الناس الطبيعية |
İlk başta bu şeylerin test etmekteki amaç sırt incinmeleri, haksız mıyım? | Open Subtitles | إصابات الظهر كانت السبب في اختبار هذه الأشياء من البداية، أليس كذلك؟ |
Evet ama dev kulaklarla kilometrelerce uzaktaki şeyleri duyarsın, ayrıca sırt çantanı küpe olarak kullanırsın ve ellerin serbest kalır. | Open Subtitles | نعم، ولكن مع آذان عملاقة ستتمكن من سماع الأشياء من على بعد آميال و ستتمكن من إرتداء حقائب الظهر كأقراط |
Bu doğru değil. Benim senin sırt çantanı sabitlemem gerekiyordu. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً، أنا من المفترض أن أحكم حقيبتكِ الظهر. |
..ve uzunca bir süre sadece ben vardım.. ..sırt çantam ve kurupastalarım.. | Open Subtitles | لوقت طويل و إقتصرت عليّ و حقيبة الظهر و كيس من المعجّنات |
sırt çantanızın sırtınızla temasta ve simetrik olduğundan emin olun. | TED | يجب أن تكون حقائب الظهر على إتصال مع ظهرك وبشكل متناظر معه. |
Ama şu an senin için kimin burada olduğunu unutuyorsun ve bana sırt çeviriyorsun. | Open Subtitles | لكنكِ تنسين مَنْ يوجد معك حالياً هنا وأنتِ أدرتي ظهرك لي |
Hatırladığım kadarıyla, sırt üstü yattığında horluyordun. | Open Subtitles | على ما أذكر فإنك تغط حين تستلقى على ظهرك |
Ameliyatlar iki omzumdan doku alırken sırt ağrısı yarattılar ve kolayca yürüyebilme kabiliyetimi azalttılar. | TED | وعندما تم نزع انسجة من كتفي أثر ذلك على ظهري فانا اعاني من الم الان وقلل ذلك من قدرتي على السير بسهولة |
Hye Jin'e sırt çevirdim ama aynı şeyi bir daha yapmayacağım. | Open Subtitles | لقد أدرت ظهري لهي جين، لكنني لن أفعل ذلك مجددًا |
Çocuk sekiz yaşlarındaydı. Şort giyiyor ve çok büyük bir sırt çantası taşıyordu. | Open Subtitles | يبدو في الثامنة من عمره، يلبس سروالا قصيرا ويحمل حقيبة ضخمة على ظهره |
Daha fırsat eline geçer geçmez bize sırt çevirmesi bir nankörlüktür. | Open Subtitles | إنه شخصٌ جاحد. مع أول فرصة أُتيحت له، أدار ظهره لنا. |
sırt çantasını tuğlayla doldurup Baston Şeker Nehri'ne atmak istiyorum Dora'yı. | Open Subtitles | و يهمني ان أملأ ظهرها مع الطوب ورميها في حلوى النهر |
Şeyy, sırt sırta döneriz,ama söyleyeyim bu işte %100 iyi değilim. | Open Subtitles | ربما الظهر ملاصق للظهر لكن عليّ إخبارك .. أنا لست متأكد بخصوص هذا |
Şiddetli sırt ağrısı var ama kauda ekina işareti yok. | Open Subtitles | يعاني ألماً بالظهر لكن ما من علامات لجذور العصبين العجزي والعصعصي |
Son derece esnek yüksek sırt yüzgeci tıpkı tekne omurgası gibi dengesini sağlıyor. | Open Subtitles | إن الزعنفة الظهرية العالية مرنة جدا مثل العارضة الرئيسية للقارب, تخدمه بتحقيق الاستقرار و تمنع تقلبه |
Otomobilmiş! İnsanlar yollarda sırt üstü yatıp yüzlerine yağ damlatarak hayatlarını harcamaz. | Open Subtitles | إن الناس لن يقضوا حياتهم راقدون على ظهورهم و الشحوم تتساقط على وجوههم |
Kimse henüz onu aldı, unutmayın. Bu yüzden sırt izle, beni izle. | Open Subtitles | تذكروا ، لم يمسكه أحد بعد إذاً راقبوا ظهوركم ، إتبعوني |
Büyük beyaz bir balina hakkında kitap yazmış ve tutmamıştı ama bugün, dünya çapında edebiyat okuyan her öğrencinin sırt çantasında o kitap var. | Open Subtitles | والآن كل طالب آداب في العالم يحمل ذلكَ الكتاب في حقيبتهِ الخلفية |
Ben kendimi tatmin etmek istediğimde, sırt üstü uzanıyorum ve bacaklarımı kafamın üzerine doğru atıyorum. | Open Subtitles | عندما سألعق قضيبى .. سوف أجلس على ظهرى وأثنى قدمى حتى رأسى |
Yüz yüze olmasak bile sırt sırtayız. | Open Subtitles | نحن نري بعضنا البعض رغم أننا نعطي ظهورنا لبض .. |
Planı biliyorum. Yasal doktrinler mevcut... Ordu kendi halkımıza sırt çeviremez. | Open Subtitles | الجيش يؤسس مذهب قانوني قد لا ينقلب على مواطنينا |
Ama bu arada sırt roketleri bilimkurgu dünyasına sürgün edildi. | Open Subtitles | "في غضون ذلك الوقت، فهم قد تركوا أمر الـ"جيت باك |