| Scott Conroy ve oğlu adına ödendi ve depozit bırakıldı. | Open Subtitles | هاهى الرسوم و الودائع قد دفعت بواسطة أبن جون كونرى |
| - Konsülün oğlu olduğunu bilmiyordum. - Büyük arenada şampiyon. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن القنصل لديه أبن انه بطل الميدان العظيم |
| Sen, Tranio, etendi olacaksın; Padua'da Vincentio'nun oğlu olacaksın. | Open Subtitles | رو انت سوف يكون سيد ، ترانيو ، في بلدي بدلا من ذلك ، وهنا يكون في بادوا أبن فانسينشيا. |
| Arabulucu kutsaldır ve ona Tanrının çocuğu denebilir. | Open Subtitles | الموهوب صانع السلام يجب أن يدعى أبن الإله |
| oğlum tek varlığım ama sen onu gözden çıkarıyorsun ve bana zalim mi diyorsun? | Open Subtitles | أبن واحد هو كل ما لدى وأنت تريد تدميرة وتدعونى قاسية ؟ |
| Hayalet Bölge'deki suçlular onun kendi oğlunu kurtarmayı başardığını öğrendiler. | Open Subtitles | السجناء في المنطقة الشبحية أكتشفوا لن يستطيع أحد إنقاذ نفسه إلى أبن بلده فقط |
| Öğlen Belasco'nun oğlu tarafından yine ziyaret edildim. | Open Subtitles | لقد تمت زيارتى من قبل أبن بيلاسكو مره أخرى هذا المساء |
| - Allah ın oğlu değildir diyorlar, İsa Allah ın oğlu olamazmış! | Open Subtitles | ماذا تقولون فى المسيح ؟ يقولون أنه لايمكن أن يكون لله أبن , و أن المسيح ليس أبن الرب |
| "O Scott'ın oğlu". | Open Subtitles | أنه أبن سكوت كم من المشاكل سوف يكون بها؟ |
| New York'ta özel okulda okuyan 12 yaşında bir oğlu vardı. | Open Subtitles | كان عنده أبن صاحب 12 عام فى مدرسة بالريف بنيويورك |
| Bu yüzden seni Hyun-soo'nun oğlu gibi yetiştirdim. | Open Subtitles | وأردت أن أرفع معنوياتك لتعتقد أنك أبن هيونج سو |
| Sadece birkaç soru sormak istemiştim. Adım Clark Kent, Jonathan'ın oğlu. | Open Subtitles | أريد طرح بضعة أسئلة أسمي كلارك كينت أبن جونثان |
| Bayan, hapishanede doğurduğu çocuğu arıyoruz. | Open Subtitles | سيدتي، الطفل الذي نبحث عنه هو أبن نوال مروان الذي ولد في السجن |
| - Seni geri zekalı o...pu çocuğu! - Tanrılar konuştu. | Open Subtitles | يالك من أبن عاهرة غبي لقد قالت الآلهة كلمتها |
| Benim de bir oğlum var. Ama o çok küçük. | Open Subtitles | .لدى أبن,ايضاً ولكن ليس كبير مثل ابنِك,بالتأكيد |
| Türkiye'den bir halı satıcısının oğlunu veya Londralı bir köşe yazarını damat olarak düşünüyorduk ama bunu beklemiyorduk. | Open Subtitles | أبن بائع سجاد من تركيا أو من مكان ما مع الصحف السيئة في لندن كصهر هو مجرى الأحداث |
| Gül şimdi, aşağılık herif hayatının geri kalanında... birinin orospusu olacaksın. | Open Subtitles | إضحك الأن يا أبن العاهرة لكن على بقائك طول حياتك في السجن أنت سَتصْبَحُ كلباً لشخصاً ما |
| Keş bir oğlun varsa dedektif, sağır kulaklar bir zorunluluk haline gelir. | Open Subtitles | حينما يكون لديك أبن مدمن أيها المحقق يجب أن تمتلك أذناً صماء |
| Çünkü bu orospu çocuğu, kadının oğlunun, üvey kızının ve sekiz yeğeninin ölmesine izin verdi. | Open Subtitles | لان أبن اللعينه هذا ترك إبنها و زوجته و تقريباً ثمانيه من أبناء أخاه وبنات أختها يموتون اليس هذا صحيحاً ايها الدكتور ؟ |
| Profesör Graves'in oğluyla bir ilişkinizin olduğu doğru mu? | Open Subtitles | هل هذا صحيح بأن لديك علاقة مع أبن البروفسور قيرفيز؟ |
| Ölüm Meleği'nin Mısır üzerinden geçip firavunun ilk çocuğunu aldığı gibi. | Open Subtitles | كما مر ملاك الموت على مصر و أخذ حياة أبن فرعون |
| Farsça bilmiyorsun değil mi? Teke evladı seni. | Open Subtitles | أنت لا تتحدث الفارسية، أليس كذلك يا أبن العنزة؟ |
| Bir oğul genç bir kadını öldüresiye dövüyor diğeri ölü hayvanlarla oynuyor. | Open Subtitles | أبن واحد يضرب سيدة حتى الموت و الأخر يلعب مع الحيوانات الميتة |
| Belki, sadece belki, cingöz bir orospu çocuğusun. | Open Subtitles | رُبما, مـجرد ربما, أنت واحد قَاسٍ أبن عاهرة. |
| biliyorum ki benim yerime "ben Yashvardhan Raichand'ın oğluyum"... demek isteyen çok kişi var. | Open Subtitles | أعْرفُ بأنّ اللة يحبني ولذلك منحني الحق بأن أقول بأني أبن ياش رايشند |
| yeğenim, okulda, şimdiye kadar gördüğüm, en iyi oyun kurucudur. | Open Subtitles | أبن أخي هو أفضل لاعب وسط تمت رؤيته في جميع المدارس |
| O herhangi birşey olabilir. İki vampirden doğacak bir çocuk... | Open Subtitles | قد يكون أي شيء ماذا ليكون أبن مصاصي الدماء ؟ |