"لكن كل" - Traduction Arabe en Turc

    • Ama her
        
    • Ama bütün
        
    • ama tüm
        
    • Ama tek
        
    • Fakat her
        
    • Ama ne
        
    • Fakat bütün
        
    • Ama hepsi
        
    • Ancak her
        
    • Ama sadece
        
    • Ancak tüm
        
    • Ama herkes
        
    • ancak bütün
        
    Pekala, bayağı akşam oldu. Ama her iyi şeyin bir sonu olmalı... Open Subtitles حسناً, لقد كانت ليلة صاخبة لكن كل الأشياء الجيدة يجب أن تنتهي
    Bağımsız parçalardan oluşan bir organizma Ama her biri önemli. Open Subtitles كائن حي من أجزاء منفصلة، لكن كل شخص مكانته مهمه
    Tuhaftır Ama her büyük oyuncu kariyerinin büyük yenilgilerini unutmakta zorluk çeker." Open Subtitles لكن كل لاعب يتذكر بشدة أقسى الهزائم التي مر بها في مسيرته
    Gün ilerledikçe çok az kaybımız oldu; Ama bütün kayıplar sevgili kardeşlerimizdi. Open Subtitles اليوم ينقضي خسرنا القليل لكن كل خسارة هي صديق او قرابة الدم
    Aşk Tanrısı rolüne bürünmüş olabilirsin ama tüm oklar sana çevrilmiş durumda. Open Subtitles قد تكوني تحاولين لعب دور إله الحب، لكن كل السهام متجهةٌ نحوكِ.
    Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti. TED و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين.
    Fakat her bir maymun kontrol ettiği ekranda sadece iki boyutlu olarak yer alıyor. TED لكن كل قرد يحصل علي البعدين المعروضين على شاشة الفيديو التي يتحكم فيها القرد.
    Mükemmel olmuş. Biliyorum. Ama her tasarımcının bir de abiye koleksiyonu olmalı. Open Subtitles أعرف و لكن كل مصممة أزياء تحتاج أن يكون لها بصمة خاصة
    Ve aptalca duruyor biliyorum Ama her gün bir hediye. Open Subtitles وأعرف أن هذه تبدو حماقة لكن كل يوم هو هدية
    Şu an korkmuş olduğunu biliyorum, Ama her şey yoluna girecek. Open Subtitles أعرف أنك خائف الآن لكن كل شىء سيكون على ما يرام
    Ama her gün saat 6'da bir telefon kulübesinin içine gitti. Open Subtitles لكن كل يوم تما الساعة 6 مساءا يذهب الى حجرة الهاتف
    Ama her gece karanlık çöküp, yıldızlar çıktığında gökyüzüne bakacağım Doktor. Open Subtitles لكن كل ليلة، دكتور عندما يصبح الجو مظلما و تظهر النجوم
    Zor olduğunu biliyorum Ama her detay bu adamı bulmada işimize yarar. Open Subtitles اعرف ان هذا صعب لكن كل تفصيل يساعدنا على معرفة هوية الرجل
    Seni öldürmek de öyle Ama her şey pazarlığa tabi. Open Subtitles أيضا قتلك لم يكن كذلك لكن كل شي قابل للمفاوضة
    Ama bütün bunlar sana delice aşık olmamın yanında solda sıfır. Open Subtitles لكن كل هذا أمر ثانوي بالنسبة لحقيقة أنني متيم بكِ كلياً
    Gözlüklerini çıkarıyor, kameraya doğru dönüyor, Ama bütün bunlar metinde oluyor. TED هو دائماً يخلع نظاراته الشمسية او يتوجه للكاميرا لكن كل هذا يحدث في النص
    Bu kadar kafam karışık konuştuğum için bağışlayın Ama bütün bunlar birden beni çarptı. Open Subtitles اعذرني على حديثي في مثل هذا الأسلوب المرتبك لكن كل هذا داهمني فجأة
    ama tüm inancım beni oraya kadar getirmişti. TED لكن كل ذلك الإعتقاد الذي غذاني لفترة طويلة.
    Hatta bir noktada sizin gibi olmak istedim, Ama tek yaptığınız insanları küçümsemek ve bunun sizi onlardan daha iyi yaptığını düşünmek. Open Subtitles في الواقع, لقد أردت بالفعل أن أكون مثلكِ في وقت ما و لكن كل ما تفعلينه هو إذلال الناس و بطريقةٍ ما
    Fakat her doğrudan geçiş deneyimi, her doğrudan geçiş yolculuğu yürüyüş olarak başlar ya da biter, ve bu yüzden doğrudan geçiş istasyonları çevresi yürünebilirliğe uygun kurulmalı. TED لكن كل تجربة تنقّل، كل رحلة، تبدأ أو تنتهي بالمشي، لذا لابد أن نجهّز محطات التنقّل بالأماكن المخصصة للمشي.
    İsmimizi anons ettiklerinde sahneye çıkmak istedim Ama ne zaman ayağa kalksam osurmaya başladım ve yerime geri oturmak zorunda kaldım. Open Subtitles أردت أن أذهب هناك عندما ظلوا ينادوا أسماءنا لكن كل مرة كنت أقف، بدءت أتبرز قليلاً واضطررت أن أجلس مرة أخرى.
    Fakat bütün İslam kim olduğumu bilmeli ve bana inanmalı. Open Subtitles و لكن كل المسلمون يجب ان يعرفوا من أكون و يصدقون
    Burada ve orada mutfakta yardım ediyorum Ama hepsi iyi. Open Subtitles أساعد في المطبخ هنا وهناك أيضاً، لكن كل شيء جيّد.
    Ancak her yıl, yağmurdan dolayı sel problemimiz var. TED لكن كل سنة، لدينا مشاكل فيضانات بسبب المطر.
    Fizik kurallarından bahsetmeyeceğim Ama sadece şunu bilmenizi istiyorum, mıknatıs ne kadar hızlı inerse durma gücü o kadar fazla olur. TED الآن، لن أتطرق إلى فيزياء الأمر، لكن كل ما تحتاجون لمعرفته هو أنه بقدر سرعة هبوط المغناطيس، بقدر عظمة قوة الإيقاف.
    Ancak tüm vakalar bir kraniyel iritanta tepkimedir. TED لكن كل الحالات ما هي إلا ردود فعل لتهيج الجمجمة.
    Leo, iyi ve kötü dansçılar vardır Ama herkes dans etmeyi bilir. Open Subtitles ليو, هناك راقصون جيدون وراقصون سيئون. لكن كل الناس يعرفون كيف يرقصون.
    ancak bütün bunların hepsinin tohumları sınıfta başladı. Böyle gözüken benim yerim- sınıfımda başladı. TED لكن كل شيء بدأ بالبذور في الفصول، في مكاني يبدو كهذا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus