"olduğuna" - Traduction Turc en Arabe

    • أنه
        
    • أنك
        
    • بأن
        
    • أنها
        
    • حدث
        
    • انه
        
    • بأنه
        
    • أنكِ
        
    • بأنك
        
    • انك
        
    • أنّه
        
    • أن
        
    • بأنها
        
    • بأنّ
        
    • أنّك
        
    Kadın liderler yaratmak için yapmanız gereken tek bir şey olduğuna inanıyorum: lider olmak için gerekli vasıflara sahip olduklarını onlara gösterin. TED أؤمن بشدة أنه من أجل أن تصنع نساءً قائدات تحتاج لفعل شيء واحد فقط أن تخبرهن أن لديهن ما يلزم ليصبحن قائدات
    DB: Ama bunu söylemek neredeyse yasak ilan edildi, bunu söylemek nasılsa senin bir çeşit bağnaz olduğuna işaret ediyordu. TED ديڤيد برووكس: لكن أصبح غير مسموح به أن نقول أن، لأنها أصبحت كعلامة أنك بطريقة ما يجب أن تكون متعصب.
    Sadece bazı ülkeler serbestleştirme... ...veya düzenleme olmaksızın ... ...cazip yatırımların ve ticari teşvikin... ...en iyi yol olduğuna inanıyorlar. TED بعضهم عبارة عن بلدان تؤمن بأن إزالة التشريع أو عدم وجود التشريعات هو أفضل طريقة لجلب الاستثمارات و الترويج للتجارة
    Bu itirazda ki sıkıntı şudur o da yerel ekonomilerde herkesin birbirine ne kadar bağlı olduğuna dair yanlış anlamalar var. TED والمشكلة في ذلك الاعتراض أنها تعكس سوء فهم تام حيال كيف أن الاقتصادات المحلية تؤثر على كل من يكون مرتبطاً بها.
    Ailemin başına gelenlerin sebebinin yaratıklar olduğuna inanmamızı mı bekliyorsun? Open Subtitles أتخالينني سأصدّق أنّ ما حدث لعائلتي، كان بسبب المخلوقات الفضائيّة؟
    Artık evlenecek olduğuna göre ondan hoşlandığımı öğrenirse kesin "Defol" diyecektir değil mi? Open Subtitles الان بما انه سيتزوج الان ان علم انني احبه سيطلب مني المغادرة صحيح؟
    Güvenlik Bölümü, bölümünüzde bir köstebek olduğuna dair endişelerinizi bize bildirdi. Open Subtitles الأمن حذرنا بأنه من الممكن أن يكون لديك جاسوس فى قسمك
    Annemin hastalanıp ölmesine sebep olan şeyin o olduğuna karar vermiştim. Open Subtitles كنت مقتنعة أنه كان السبب الوحيد الذي أدى إلى مرضها، وموتها
    - Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. Open Subtitles على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو
    Demek ki onun masum olduğuna dair bir şeyler biliyorsun. Open Subtitles هذا يعني أن لديك دلائل أكثر على أنه لم يرتكبها
    Bir binada oturup da, bütün komşularının hostes olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أُصدق أنك تعيش في مبنى كل جيرانك فيه مضيفات
    Bu gece seni seyrediyordum, ve kendimi senin mutlu olduğuna inandırmaya çalışıyordum. Open Subtitles الليلة أنا كنت أراقبك وأحاول أن أجعل نفسي أصدق أنك كنت سعيدا
    Evet, artık tekrar mutlu olduğuna göre, Umarım artık okulda beni dövmezsin. Open Subtitles الآن بعد أن أصبحت سعيداً مجدداً، أعتقد أنك لن تضربني بالمدرسة مجدداً
    Şu an, birçok araştırmacı obezitenin insülin direncine sebep olduğuna inanıyor. TED إن معظم الباحثين يؤمنون بأن السمنة هي سبب الإصابة بمقاومة الإنسولين.
    Korkuyu eğlenceye dönüştürmenin yaratıcılığın bir hediyesi olduğuna her zaman inandım. TED ولطالما آمنت بأن تحويل المخيف إلى ممتع هو ما يدعى بالإبداع.
    Yani araç paylaşma fikrinin güvenli ve denemeye değer olduğuna güvenmek zorundasınız. TED ولذلك، عليكم أن تثقوا بأن فكرة مشاركة الركوب هي آمنة وتستحق المحاولة.
    Eğer kaderlerimiz birbirine dolanmışsa, bunun iyi karma, iyi talih olduğuna inanırız. TED ومصيرنا متشابكة وبعد ذلك نعتقد أن هذه كرامة جيدة، أنها ثروة جيدة.
    Plâtformda ne olduğuna dair hâlâ cevapsız birkaç soru var. Open Subtitles لدّينا بضعة أسئلة أكثر حول ما حدث على تلك المنصة
    Biliyor musun, bütün bunlar için bir adamın öldürülmüş olduğuna inanmak güç. Open Subtitles انت تعرف انه من الصعب التصديق بان رجل قد قتل بسبب هذه
    Aksi takdirde, bir katil olduğuna inanmaktan başka seçeneğimiz yok. Open Subtitles ما عدا ذلك ليس لديه خيار سوى الإيمان بأنه قاتل
    Tabii... bir erkek tarafından yetiştirilince... Ağır işlere uygun olduğuna şüphe yok. Open Subtitles بما أنكِ تربيتي على يد رجل لا عجب أنكِ خُلقتي للعمل الشاق
    Bağlantımızı kuran büyük adam, senin bir kalleş olduğuna karar verdi. Open Subtitles الرجل الكبير الذي وضعنا على الاتصال أصلاً قرر بأنك طرف سائب
    Neden nefesinin ensemde olduğuna dair bir hisse kapılıyorum acaba? Open Subtitles لا, لماذا لدى الانطباع انك كنت ورائى طوال هذا الوقت؟
    Ahlaksız ya da değil, kamuoyunun ahlaksız olduğuna inandığı bir milyarder. Open Subtitles بليونير يعتقد العامّة أنّه فاسد, سواء أكان فاسداً أم لم يكن
    Ergenlik gelmişti ve kız olmanın ne demek olduğuna dair bir fikrim yoktu ve gerçekten kim olduğumu bulmaya hazırdım. TED بلغت سن البلوغ، ولم تكن لدي أي فكرة ما كان يعني أن أكون بنتا وكنت مستعدة لاستكشاف ما كنت حقا.
    Üzerinde çalıştığımız alanlardan bir kaçının çok önemli olduğuna inanıyorum. TED هناك بعض المجالات التي اعتقد بأنها مهمة جداً لنركز عليها.
    Biz insanın ekolojik ölüm bakımına erişimin insan hakkı olduğuna inanıyoruz. TED نحن نؤمن بأنّ الدخول إلى دار رعاية موتى بيئيّة حق إنساني.
    Selam bebeğim. Burada olduğuna sevindim. Partinin dekorasyonu için yardım edebilirsiniz. Open Subtitles مرحباً يا عزيزي، يسعدني أنّك هنا يمكنك مساعدتنا في التزيين للحفل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus