Gece çabuk akıp gidiyor ve zamanın ne değerli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الليلة تنقضي مسرعةً و أنا أعلم بأن الوقت ثمينٌ بالنسبة لي |
Bakın, kremalı ıspanağın çok lezzetli olduğunu biliyorum ama çıkıp doğru dürüst bir yemek getirirseniz size kesinlikle kızmam. | Open Subtitles | اسمعا كلاكما, أعلم بأن هذه السبانخ المطبوخة لذيذة لكن أن لن أشعر بالاهانة إذا خرجتما للبحث عن طعام حقيقي |
Ama sinir dokularını canlandırmada müthiş bir yetenekleri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أعلم بأن لديه قدرة رائعة في إنعاش النسيج النخري |
-Bunun çılgınca geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا جنون تام لكن الان لايوجد شيء |
Şarapla Thai yemeği yemenin senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | فلم أكن أعلم بأن احتساء الخمر والطعام التايلندي بهذه الأهمية بالنسبة لك. |
Tırtıl arıza yaptığında bir zarar olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم بأن هناك أضراراً عندما تعطل المحرك الصامت |
Bunun hepimizden çok senin için daha zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر أكثر صعوبة بالنسبة لكِ من بقيتنا جميعاً |
Böylesinin daha heyecanlı olduğunu biliyorum ama vücudun en önemli salgı bezlerinden birini kızartmadan emin olsak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر يبدو أكثر إثارة بطريقتك لكن أليس علينا التأكد بأنك محق قبل تدمير واحدة من أهم الغدد في جسمه؟ |
Lyndsey ile geleceğim olduğunu biliyorum fakat Melissa ile de kimyamız uyuşuyor. | Open Subtitles | أعلم بأن مستقبلي مع ليندسي ولكن عندي الكثير من الإندماج مع ميليسا |
Gayrimenkul projesi yüzünden elinizde bir sürü dava olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن لديك الكثير من القضايا بسبب .مشروع العقارات الحقيقي |
Dinle, bir sonraki seansımızın perşembe olduğunu biliyorum ama seninle gerçekten konuşmam gerek. | Open Subtitles | آنصتي, أعلم بأن جلستي ليست قبل الخميس القادم. ولكن آحتاج إلى التحدث إليكِ. |
Arkadaşının korkunç bir durumda olduğunu biliyorum ama bu önemli. | Open Subtitles | أعلم بأن صديقتك في وضع مريع ولكن هذا مهم أيضا |
Bak ne diyeceğim, kafanın içinde bazı seslerin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أتعلمي ماذا ؟ أعلم بأن هنــاك قليلاً من الأصواتٍ بداخلك |
Kaslı lezbiyenle sorunların olduğunu biliyorum, hedefe de o kadar uzak değilsin. | Open Subtitles | أعلم بأن لديك مشاكل مع الإسحاقيات وأنت لست بعيداً عن هذه العلامة |
William, bunun inanması zor olduğunu biliyorum ama yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | ويليام , أعلم بأن هذا صعب التصديق ولكنّي أريد أن أساعدك |
- Üzgünüm, rahatsız edici olduğunu biliyorum. - Hayır, sorun değil. | Open Subtitles | أسفة أعلم بأن هذا غير مريح لك , لا ليست مشكلة |
Babanın gerçekten Luxemburg'da olmadığını, Sing Sing'de olduğunu biliyorum. | TED | أعلم بأن والدك لم يكن في لوكسمبورغ، بل كان في سينغ سينغ. |
Bizim aşkımız kutsal, diğerlerinin geçici olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن حبنا مقدس .الأخريات كانو عبارة عن نزوة عابرة |
Mantıksız geldiğini biliyorum ama bu ev sensiz bomboş. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا صعب الفهم بالنسبة لكِ. هذا المنزل خالِ جداً بدونكِ. |
Genç kızları kendine arkadaş yapmak gibi bir hobin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن هوايتك جعل الفتيات رفيقاتٍ لك |
Sonunda gerçekten büyük bir intikam alabilmem için bunun benim şansım olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أعلم بأن هذه فرصتي الوحيد لكي أحرز تقدماً كبيراً |
Pawnee'nin bir Paris, Londra ya da Şikago olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن مدينة باوني ليست باريس أو لندن أو شيكاغو |
Takımının dinamiklerinin biraz hassas olduğunun farkındayım ben. Sizler, birbirinize fazla bağlısınız. | Open Subtitles | أعلم بأن لدى فريقك طريقة عمل خاصة أنتم كعصابة من نوع ما |
Bayan Carmen'in gelecekte ünlü bir şarkıcı olacağı hepimizin mâlumu. | Open Subtitles | الآن أنا أعلم بأن الآنسة كارمن سوف تصبح مغنية مشهورة |
- Sawyer'ın sana söylediğini biliyorum. Ama bu işe yaramayacak. | Open Subtitles | انظر, أعلم بأن سوير أخبرك, ولكن.. |
biliyorum ki çoğumuz eve döndüğümüz zamanlarda çocuklarımızı bu tarz oyunlar oynarken buluyoruz. | TED | أعلم بأن أغلبكم قد خاض تجربة العودة للمنزل ورؤية هؤلاء الأطفال يلعبون هذه الألعاب. |