Otursam iyi olacak. Başka olmadığına emin misin? Evet Piggie. | Open Subtitles | سأجلس هل أنت متأكدة أن لا مزيد هناك من الصور؟ |
Grubu temsil ediyordun ve belki senin de bu şekilde, algılanıcağın düşüncesi Çok korkunç, alışması Çok zor bir düşünceydi. | TED | أنت مثلت مجموعة كان هذا أمرٌ من الصعب تقبله والتعامل معه و كان هناك احتمال أن يُنظر إليك بالطريقة نفسها |
Seni iki yüzlü Seni. Bilmemi değil, bahsediyor olmamı umursuyorsun. | Open Subtitles | أيتها المنافقة، أنت غير مهتمة بمعرفتي إنما يهمك حديثي عنهم |
CA: Öyleyse, demek istediğin yeni bir tip empatiye mi ihtiyacımız var? | TED | كريس: إذًا أنت تقول بأننا بحاجة تقريبًا إلى نوع جديد من التعاطف؟ |
Bir ruh olarak Beni görmeye geldiğinde güneş gibi parladığımı söyledin. | Open Subtitles | ، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس |
Yani genomunuzu okuyarak, aileniz hakkında sizin bildiğinizden Çok daha fazlasını öğrenebiliriz. | TED | و بقراءة الجنبيوم, ربما نتسطيع معرفة الكثير عن عائلتك مما تعرفه أنت. |
CA: Peki hayatının gidişatını düşününce, şu anda 19 yaşındasın -- bu rüyayı devam ettirmeyi düşünüyor musun, enerjiyle çalışmayı? | TED | ك.أ. : وهل تفكر بمستقبلك أنت في التاسعة عشر الآن، هل هل تتصور أن تستمر بهذا الحلم، بالعمل في الطاقة؟ |
Sen, burnu şiş olan dünyayı bir yıl daha kirletecek misin? | Open Subtitles | أنت .. يا صاحب الأنف المنتفخة هل ستلوث الأرض لسنة أخرى؟ |
Şişeye fazla zarar vermemişsin. Bana yardım etmek ister misin? | Open Subtitles | أنت لم تصيب ضررا كثيرا بتلك القنينة اتمانع لو شربت؟ |
Kimse fark etmedi. Taburenin üstünde durdum. Sen eleştirmen misin? | Open Subtitles | لم يلحظ أحد، فقد وقفت على طاولة هل أنت ناقدة؟ |
senin aslında olmadığın biri olduğunu düşünse bile sohbeti devam ettirmeye çalış. | TED | حاول أن تجعل المحادثة مستمرة، حتى لو ظنَّت أنك شخص ليس أنت. |
Ben ona bir şey vermedim. Ama senin gönlün boldu. | Open Subtitles | انا لم أعطه شىء أنت كنت الفتاة ذات القلب الكبير |
senin ve şu siyahi arkadaşın elbiseleri aynı anda çıkarıldı. | Open Subtitles | لقد غيرنا ملابسك أنت و الرجل الملون في نفس الوقت |
Edepsiz Seni, bir daha Seni buralarda yakalarsam, ağzını burnunu kırarım! | Open Subtitles | أنت امرأة قليلة الحياء إذا رأيتكِ هنا مرةً أخرى سأحطم وجهكِ |
- Hiçbir şey. Yabancı ancak belli bir açıdan baktığında endişelendirir Seni. | Open Subtitles | أنت تقلق بشأن الغريب إن نظرت إليه من وجهة نظر معينة فقط |
Şu anda sen de şirketini satmayı düşünüyorsun, öyle değil mi? | TED | أنت تفكر الآن في بيع شركتك، في هذه اللحظة، أليس كذلك؟ |
Yani erkek gibi giyinmeyi, ayine katılmaya tercih ediyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذن أنت تفضلين أن تلبسي كالرجال على أن تحضري القداس ؟ |
Size bir soru sordum ama onu düşünmek yerine Beni korkutmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | إننى أسألك سؤالاً بسيطاً و بدون اعتبار لشئ ، أنت تحاول ترويعى |
Bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت تحب فتاة ولا تعرف إن كنت معجباً بها ؟ |
- Sen benim kardeşimsin Sandy. Hayatımı değiştirmeme yardım etmelisin. | Open Subtitles | أنت أخي، يجب أن تساعدني بتعديل حياتي أنا في فوضى |
Ne yazık ki hâlâ "ozo"nun ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. | TED | للأسف الشديد, أنت لا تزال تجهل ما الذي يعنيه ذلك. |
Bunun tam olarak doğru olmadığını biliyorsun. Beni baştan çıkaran sendin. | Open Subtitles | أنت تعرفين أن هذا ليس صجيجا و أنك اللتي قمت بإغوائي |
sonra devam etti ve Bana dönerek dedi ki, "Sen Amerikalısın, | TED | واستمر في الشجب .. ومن ثم استدار نحوي وقال أنت أمريكي |
siz duvara doğru bir delik açmak için kuvvet uyguluyorsunuz. | TED | إذا أنت بإستخدام الدريل , تنشئ قوة موجهه بإتجاه الجدار |
Her bir heykelin üzerinde onlardan ne kadar uzakta olduğunuzu yakalayan sensörler var. | TED | وهناك أجهزة استشعار مثبتة على رأس كل منحوتة تلتقط كم أنت بعيد عنهم. |
Yapmak istediğimiz bu, böyle sanal dünyalar yaratmak, yani dünyayı keşfeden Dave Gallo ya da başkası değil; keşfeden sizsiniz. | TED | وهذا ما نود أن نحققه إتاحة هذه الأماكن في الواقع الافتراضي ولا يكون الأمر مقتصراً على أحد، بل يمكنك أنت |