Buna uğraşmıyorum. İyi yaşamayı seviyorum, ve iyi yaşamak Norman olmaktır. | Open Subtitles | لا أحاول، فأنا أحب العيشة الرغدة، ورغد العيش أمر يملكه النورمان |
Bu gerzekle aynı odayı paylaşmaktansa sandıkta yaşamayı tercih ederim. | Open Subtitles | أفضّل العيش داخل صندوق عن تقاسم غرفة مع هذا المغفل. |
Bu senin burada yaşamaktan hoşlanmıyorum demenin pasif-agresif bir yolu mu? | Open Subtitles | هل هذه طريقتكِ السلبية العدوانية لتقولي أنكِ لا تحبين العيش هنا؟ |
Ama yine de, yaşadığını hissedemezsen yaşamanın bir anlamı olmaz.. | Open Subtitles | من ناحية اخرى، لا طعم للحياه ان لم تستطع العيش |
Ve sadece az bir değişimle burada kalıcı olarak yaşayabilir duruma gelebilirler. | Open Subtitles | وهي تحتاج لتعديلات طفيفة لكي تمكنها من العيش على اليابسة بشكل دائم |
Artık Afrika çok daha çeşitli yiyecek ve... .. farklı yaşam tarzları sunuyordu. | Open Subtitles | تقدم أفريقا الآن تنوعا لا يصدق من سبل العيش والأشياء التي يمكن أكلها, |
O, sorularımızın cevaplarına sahip olabilecek, yaşayan bir biyoloji laboratuvarı. Bu cevaplar için biz de onun yaşama hakkını korumalıyız. | TED | إنها مختبر بيولوجي حي قد يحتوي على أجوبة على أسئلة قد نطرحها، لكن علينا التأكد من حماية حقها في العيش. |
Ben iki evle birden ilgilenemem ve sen de yalnız yaşayamazsın. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل مصروف منزلين و أنت لا تستطيعين العيش بمفردكِ |
Toplumun dışında yaşamayı seçmiş- -kontrol edebileceği bir çevrede yaşayan biri. | Open Subtitles | متوحد اختار العيش خارج المجتمع في بيئة يستطيع ان يتحكم بها |
Belki evlenen insanlara bunun olacağı... yaşamayı bırakacak olmalarıdır, seni korkutan. | Open Subtitles | ..ربما ذاك حس الـ مالذي يحدث للمتزوجين ويجعلهم يتوقفون عن العيش |
Bilirsin, bazenleri önemli bir şeyini kaybedersin, öyle bir şey ki senin hayatının tam ortasındadır, ...onsuz yaşamayı düşünemeyeceğin bir şeydir. | Open Subtitles | أحياناً، عندما تخسر شيء مهمّ لك، شيء يكون مركزك، شيء تشعر أنّه لا يمكنك العيش من دونه، فإنّك تفقد كيفيّة العيش |
Hiçbir yerde. Bu yüzden ormanda değil de şehirde yaşamayı seçtim. | Open Subtitles | ولا أي مكان لهذا السبب إخترت العيش بالمدينة وليس بوسط الغابة. |
Çünkü burası insanların yaşamaktan gerçekten sıkıldıklarında geldikleri tür bir yer. | Open Subtitles | لأن هذا المكان يرتاده فقط الأشخاص الذين يسئمون من العيش بالواقع. |
Başka biri için yaşamanın, güzel birşey olduğunu bana öğreten öğretmen. | Open Subtitles | الذي علّمَني بأنّ هناك الكثير من السعادة في العيش لشخص آخر |
Şeker hastalığı birlikte yaşayabileceği bir hastalık... ve eksiksiz yaşayabilir. | Open Subtitles | السكري هو مرض يمكنها العيش معه و تعيش بكامل حريتها |
Phoebe, yaşam görevleri ile ilgili değildir. Bu yaşam hakkında olduğunu. | Open Subtitles | . فيبي ، العيش ليس بخصوص المهام . إنه بخصوص العيش |
Aranızda kaç kişinin, Çamurdan bir evde yaşama deneyimi var? | TED | كم شخصاً منكم هنا جرّب العيش في بيت من الوحل؟ |
İstediklerin olmadan yaşayabilirsin ama ihtiyacın olan şeyler olmadan yaşayamazsın. | Open Subtitles | تستطيع العيش بدون ان رغبات ولكن لاتستطيع العيش بدون الحاجات |
Pekâlâ olabilir. Lise diplomasız da yaşayabilirim. | Open Subtitles | حسنا , فليكن ذلك , يمكنني العيش بدون دبلومة الثانوية |
Kore'nin sıradan insanları savaşma hırsı ve sabırdan olmadan hayatta kalamazlar. | Open Subtitles | عامة الشعب في كوريا لا يستطيعون العيش دون روح المنافسة والصبر |
Babamın sevdiği bir sözü vardı. "Bir adam iki isimle yaşayamaz." | Open Subtitles | ثمّة حكمة كان أبي مهووسًا بها، لا يمكن للرجل العيش بإسمين. |
Ne kadar tehlikeli bir geri zekalı olsanda artık beraber yaşayabiliriz. | Open Subtitles | الآن يمكننا العيش معك مجدداً على الرغم من أنك متخلف خطير |
İstediğin kadar orada yaşayabilirsin, fakat satmaya kalkarsan foyan ortaya çıkar. | Open Subtitles | يمكنكٍ العيش فيها كما تحبين لكن لو أردتي بعيه فستظهر المشاكل |
Seni salak. Senin 250 frankınla yaşayamayız. | Open Subtitles | يا أحمق لا يمكننا العيش براتبك الـ 250 فرنك |
Senin gibilerin ülkemde yaşaması yetmiyormuş gibi işimi kesiyorsunuz bir de. | Open Subtitles | كفاية لكم العيش في بلادي يجب أن تخرج من أعمالي أيضا |
Köpek gibi yemek istiyorsan köpek gibi yaşayıp, köpek gibi dışarıda uyursun. | Open Subtitles | لو أنك أكلت بهذه الطريقة ثانية فلن تستطيعي العيش أو النوم هنا |