ويكيبيديا

    "الغرفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odayı
        
    • odasında
        
    • odası
        
    • odasına
        
    • odasını
        
    • odanın
        
    • oda
        
    • ev
        
    • odasından
        
    • yer
        
    • odama
        
    • odaya
        
    • odada
        
    • odadaki
        
    • salonda
        
    Bir süre sonra biraz eğlenmeye karar verdim ve her gün odayı terk etmeden önce eşyaları tüm odaya saçıyordum. TED لذلك فبعد فترة، قررت أن أقوم بأمر ممتع فكنت قبل مغادرة الغرفة كل يوم أبعثر بعض الأشياء في أنحاء الغرفة
    Öyleyse, 342 numaralı odayı bana vermemeniz için bir neden göremiyorum. Open Subtitles فى هذه الحالة لا ارى سببا لعدم حصولى على هذه الغرفة
    Bu odayı sadece 3 saatliğine kullanabilirim yani işime dönsem iyi olacak. Open Subtitles تعلمين؟ لديَّ هذه الغرفة لـ3 ساعات فقط, عليَّ حقاً أن أرجع للعمل.
    Ve Ticaret odasında, Kızılhaç'ın genel müdürü olduğunu iddia etti. TED وادعت أنها المدير العام لمنظمة الصليب الأحمر في الغرفة التجارية
    Ve burası, eskiden çocuk odası ve kahyanın odasıydı, şimdiyse senin yeni odan! Open Subtitles وهذة الغرفة كانت فيما سبق غرفة المربية ومن ثمّ المعلمة هى الآن غرفتك
    odasına girip onu parmağında oynatır bize sıralarımızı taşımamızı söylerdin. Open Subtitles أتريدين الزواج منه؟ يدخل الغرفة ويحرك إصبعه، يسألنا تحريك المكتب
    odayı birer birer tek edeceksiniz, ama önce çanta alacaksınız. Open Subtitles ستغادرون الغرفة واحداً تلو الآخر ولكن عليكم أن تأخذوا الأمتعة
    Eğer bir ara uğramak ya da bir şeyler istersen ekstra odayı kullanmıyorum. Open Subtitles لذا إذا أردت أن.. تأتي , لا يهم فأنا لا استخدم الغرفة الإضافية
    Ne isterseniz yapın. Ama ne yaparsanız yapın bu odayı terketmeyin. Open Subtitles افعلوا كل ماتريدون فعله ولكن مهما فعلتم لا تتركوا هذه الغرفة
    Bu odayı füze ambarındaki o küçük olaydan sonra yaptırdım. Open Subtitles لقد صممت هذه الغرفة بعد حادث صغير في صومعة الصاروخ
    Arka odayı kontrol etmedi, motosikletini bankanın önüne park etti. Open Subtitles لم يتحقق من الغرفة الخلفية ركن سيارته فى مقابله مباشرة
    Ben de insanlar odayı terk ettikten sonra konuşmaya devam ediyorum. Open Subtitles غالبا ما أستمر في الكلام لفترة بعد أن يغادروا الناس الغرفة
    Çılgın ve terbiyesiz sevişmemizle bu odayı dağıtmak ne olacak? Open Subtitles ماذا بشأن تحطيم الغرفة بمُمارسة جنس مجنونة و قذرة ؟
    Adamlarım, odayı terk etmeye kalkarsan seni vurma emri aldılar. Open Subtitles رجالي لديهم أوامر بإطلاق النار عليك لو حاولت مغادرة الغرفة
    Bu odayı asla vermeyiz. Müşteriler pencerenin dışındaki levhadan şikayet ederdi. Open Subtitles لا نحجز هذه الغرفة أبداً النزلاء يتذمرون بخصوص اللافتة خارج النافذة
    Ben bu odayı istiyordum! İki kat yukarıya aynen bu odayı! Open Subtitles ـ لقد أردت هذه الغرفة ، هذه الغرفة تماماً أعلى طابقين..
    Arkadaşlarımla birlikte dersi kırıp, oturma odasında sigara içiyor kıyasıya oyun oynuyoruz. Open Subtitles اصدقائي وأنا كنا نفوت الحصص ونجلس في الغرفة العامة وندخن. ونلعب كالمتوحشين.
    Lockhart işe yaramaz olabilir, ama Sırlar odası'na girmeye çalışacak. Open Subtitles قد يكون لوكهارت عديم الفائدة لكنه سيحاول الدخول إلي الغرفة
    Çünkü yukarı çıkmak zorunda kalmayayım diye çalışma odasını yatak odasına çevirdin. Open Subtitles لأنك حولت الغرفة السفلى لغرفة نومٍ لي حتى لا أضطر للصعود للفوق.
    Aslında -- başlangıçta kaçırdığımız bir şey var -- annesi odasını toplamasını istemişti. TED في الاساس لقد قمنا بتوسيخ الغرفة قليلا وقد طلب منه والده تنظيف الغرفة
    Bu, ben ya da bir yabancı Cayla ve arkadaşlarının bulunduğu odanın dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor. TED وهذا يعني أنني أنا، أو أي شخص غريب هنا، يمكنه الاتصال بالدمية أثناء وجوده خارج الغرفة حيث توجد كايلا وأصدقاؤها.
    Aniden, lise öğrencisi dolu o oda, kahkahalara ve çakılan beşliklere boğuldu. TED فجأة، كل من كان في الغرفة من طلاب الثانوية انفجروا يضحكون، يتصافحون.
    ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. Open Subtitles زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء.
    Hiç faydası olmadı. Kapılar vurulmaya başladı ve hâlâ odasından sesler geliyordu. Open Subtitles وكل ذلك لم يجدي نفعا مازلنا نسمع الأصوات الغريبه من تلك الغرفة
    Biri salona kustuğu için kendimize başka bir yer bulmalıyız. Open Subtitles هيا تغيير فى الخطط يا شباب استولى أحدهم على الغرفة
    Ve odama girildiğinde bana haber veren bir program hazırladım. Open Subtitles وميزة الأمان التي تسمح لي أن أعرف متى تٌقتحم الغرفة
    Gerçekte, birisi televizyonu açar açmaz, diğer odaya geçiyorum ve okumaya başlıyorum. TED في الواقع ، حالما يقوم أحداً بتشغيله، أذهب إلى الغرفة الأخرى وأقرأ.
    Bu odada olan bizler için söz konusu olan sadece en zayıf, en fakir kişi değil, bütün toplumdur; yani dünyanın kendisidir. TED هؤلاء الموجودين معنا فى هذه الغرفة , انه ليس الافقر او الاكثر ضعفا شخصيا انه المجتمع , الثقافة و انه العالم بنفسه
    Sonradan anlaşıldı ki odadaki ışık normalde olduğundan biraz farklıymış. TED لقد تبين أن الضوء في تلك الغرفة كان مختلف قليلاً.
    Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. TED تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه ..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد