ويكيبيديا

    "بأس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sorun
        
    • Tamam
        
    • Önemli
        
    • iyi
        
    • Geçti
        
    • Peki
        
    • şey
        
    • güzel
        
    • Pekala
        
    • yolunda
        
    • Pekâlâ
        
    • Tamamdır
        
    • Fena
        
    • olsun
        
    • önemli değil
        
    Sorun değil. Depresyon bir sıkıntı değil. Eğer depresyon geçiriyorsanız, iyi olacağınızı biliyorsunuz. TED لا بأس بالاكتئاب. إن كنت تعاني منه، فاعلم أنّك ستكون على ما يرام.
    Ancak biraz huzur bulduğumdan beri onları görmek Sorun olmuyor. Open Subtitles لكن منذ أن حصلت على بعض السلام لا بأس برؤيتهم
    Sorun değil, ama onca parayla bu dünyada neler yapabilirdi, düşününce! Open Subtitles لا بأس بالأمر ، لكني أفكر ماذا سيفعل بكل ذلك المال
    Tamam. O zaman ben de sana büyük haberi veremem. Open Subtitles لا بأس, لكن حينها لن أستطيع أن أخبركِ بالخبر الكبير
    Ama bunun Önemli değil. Çünkü biz dublörüz, mantıklı insanlar değiliz. Open Subtitles و لكن لا بأس لأننا مؤديي مشاهد خطرة وليس لدينا إحساس
    - Hayır, Sorun değil. Benimle tanışmaya can atmış olmalısın. Open Subtitles لا بأس بذلك ، لابد وانك كنت متشوقة للقا ئي
    Sorun değil. Bu ikimizin de daha çok işine geliyor. Bunu farkettim. Open Subtitles حسنً لا بأس ، هذا سيكون افضل لكلانا لقد اعددت لكل شىء
    - Sana saygı duymadığımı kastetmedim. - Hayır, bunu kastettin ama Sorun değil. Open Subtitles ذلك لا يعنى أنى قصدت ذلك لقد قصدت ذلك , لكن لا بأس
    Bizi ayırmaya da çalışmayacak. O yüzden, hiçbir Sorun yok. Open Subtitles إنها لا تحاول أن تبعدنا عن بعض إذاً فلا بأس
    "Spencer Ricks diyor ki, 'Yemek ve temizlik yaptığı sürece Sorun yok."' Open Subtitles سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف
    Sorun yok Aries. Senin bu gece için hazırlanman gerekiyor, Karris. Open Subtitles لا بأس يا أريس يجب أن تكون مستعدا لليلة يا كيراس
    Eğer okulu kırmak istiyorsan Sorun yok, sadece benimle gelip çalışmak zorundasın. Open Subtitles لو كنتِ لا تريدين الذهاب للمدرسة, لا بأس سوف تأتين للعمل معي
    Korkman Sorun değil ama korkularının seni bir pisliğe dönüştürmesine izin vermemelisin. Open Subtitles لا بأس أن تخافي ولكن لا تسحمي لمخاوفك أن تحولك إلى وغد
    Tamam, bebeğim, Geçti. Hemen bir ambulans gönderiyorlar, Tamam mı? Open Subtitles لا بأس عزيزي سيارة الإسعاف في الطريق , تماسك فحسب
    Tamam. Hafta sonuna kadar hallederiz. Maaşımı o zaman alıyorum. Open Subtitles أجل، لا بأس، لا بأس بنهاية الأسبوع، سأقبض راتبي عندئذ
    Şimdiye kadar rüzgar faktörleri iyi yönde ve boşaltmaya başlıyorlarmış. Tamam. Open Subtitles إتجاه الرياح لا بأس به حتى الآن وقد بدؤوا فى الإجلاء
    Önemli değil. Bu, ilk pantolonsuz kalışım değil. Son da olmayacak. Open Subtitles لا بأس , لم يكن بنطالي الأول و لن يكون الأخير
    -Durun! Önemli değil. İşte bu yüzden feragatname imzalıyorsunuz millet. Open Subtitles لا بأس , لهذا نحن نوقع التنازلات , أيها الرفاق
    Bu sayede bir şeylerin iyi olmasını sağlıyoruz, iyi olmadığında bile. TED هكذا يكون الأمر لا بأس به، حتى عندما لا يكون كذلك.
    Peki dedim, elimi pencereden dışarı uzattım ve yağmur yağmaya başladı. Open Subtitles قلت لا بأس ومددت يدى خارج النافذة وأخذ المطر فى الهطول
    Oh, biliyorsun, su sudur, kum kumdur. Burada, orada - hepsi aynı şey. Open Subtitles لا بأس ، الماء هو الماء والرمل هو الرمل سيان هنا أو هناك
    - Bunu yapacağını sanmıyorum. - güzel. Beni idare et. Open Subtitles لا يجب أن تفعل ذلك لا بأس فقط أكمله لأجلي
    Pekala, bu adamın iyi biri olduğunu anlayana kadar uydurma hikayene sadık kal. Open Subtitles حتى تتأكد من أن هذا الرجل لا بأس به ، تمسك بقصة التخفي
    Önemli bir şey yok. her şey yolunda benimle tartışmayı keser misin artık! Open Subtitles ليس بالأمر المهم. لا بأس. حسنا, هل يمكنك رجاءً التوقف عن الجدال معي؟
    Pekâlâ, demek kimse elini kaldırmıyor. Sorun değil çünkü sen olduğunu biliyorum, hanımefendi. Open Subtitles حسناً، لم يرفع أحد يديه، فلا بأس لأنّي أعرف أنّه أنتِ يا سيّدتي،
    Ancak ikiniz için de Sorun yoksa benim için de Tamamdır. Open Subtitles إذا كان الأمر لا بأس بهِ معكما، إذاً أعتقد أنهُ لا مشكلة
    Atları da güzelmiş. - Henüz gençler, ama Fena değil. Open Subtitles خيولكم هذه جميلة إنها صغيرة السن ولكن لا بأس بها
    Hayranı olduğun şeylerle olan ilişkilerimi seninle paylaşmam gerektiğinin farkında değildim, öyle olsun. Open Subtitles لم أكن أعلم أني مضطر لمشاركتك علاقاتي بالأمور التي تعجبك، لكن لا بأس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد