ويكيبيديا

    "بأن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu
        
    • ki
        
    • in
        
    • bir
        
    • olduğuna
        
    • için
        
    • diye
        
    • gibi
        
    • nin
        
    • olduğu
        
    • göre
        
    • de
        
    • olduğundan
        
    • da
        
    • bu
        
    Çıkıp da demokrasi kültürünün siyasi yapılanmada bugüne kadarki geldiğimiz en iyi nokta olduğunu söylemek radikallikle bir tutuluyor. TED للإلتفاف حول قول أنني أؤمن بأن ثقافة الديمقراطية هي أفضل ما وصلنا إليه كصورة للتنظيم السياسي فهذا مقترن بالتطرف.
    ve bunlar genellikle size en başında bunun çok seksi olduğunu söyleyen insanlar. TED و هؤلاء هم غالبا الأشخاص الذين سيخبروك، بأن الأمر مثير جدا في البداية.
    Ona şunu söylemek istedim ki size de bunu söylemek istiyorum, hastalıkların bizi hayallerimizden uzaklaştırmasına izin vermekten vaz geçmeliyiz. TED وارغب بأن اقول لها .. وأرغب بأن اقول لكم علينا أن لا نسمح للأمراض .. بأن تقوضنا عن تحقيق أحلامنا
    Sonra Dünya'nın Evren'in hareket etmeyen merkezi olduğunu düşündük, yine çünkü öyle gözüküyordu. TED قم فكرنا بأن الأرض هي المركز الثابت للكون أيضا لأنها تبدو لنا كذلك
    bir tür şehir efsanesi; Marx'ın, Kapital'i Darwin'e ithaf etmeye çalışması. TED هو نوع من خرافات المدن.. بأن ماركس حاول إهداء كتابه لداروين.
    Sadece bazı ülkeler serbestleştirme... ...veya düzenleme olmaksızın ... ...cazip yatırımların ve ticari teşvikin... ...en iyi yol olduğuna inanıyorlar. TED بعضهم عبارة عن بلدان تؤمن بأن إزالة التشريع أو عدم وجود التشريعات هو أفضل طريقة لجلب الاستثمارات و الترويج للتجارة
    Uykunun karmaşık olduğunu ve yaşamınızın 32 yılını kapladığını söyledik. TED قلنا بأن النوم معقد وأنه يستغرق 32 سنة من حياتنا.
    Bazen Facebook kullanıcıların müşteri değil ürünün kendisi olduğunu söylüyor. TED ويقال أحيانا عن الفيسبوك بأن المستخدمين ليسوا زبائنًا، لكنهم المنتج.
    Evrim kuramı, bize doruktaki cesareti sunar: Algılamanın, gerçeği görmekle ilgili değil de, çocuk sahibi olmakla olduğunu anlama cesareti. TED وستقدم لنا نظرية التطور التحدي الأكبر و هو التمييز بأن الإدراك ليس حول رؤية الحقيقة ولكن حول حصولنا على الأولاد
    Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. TED ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول.
    Bugünlerde birçoğumuz, mutlu bir geleceğin elde edilmesinin imkansız olduğunu düşünüyoruz. TED يميل العديد منّا اليوم إلى الاعتقاد بأن المستقبل السعيد مستحيل التحقّق.
    Hepimizin kalbimizin en derininde biliyoruz ki evrende işler bu şekilde yürümüyor. TED و كلّنا يعلم في صميمه بأن الكون لا يسير على هذاا المنوال.
    Şimdi o ana kadar, düşündüm ki, 50'ye gelmiş biri olarak, gerçekten çuvalladığım hayat becerilerinden bir tanesi ayakkabılarımı bağlamaktı. TED الآن حتى تلك اللحظة، كنت اتوقع، بوصولي ل 50 سنة، بأن احد مهارات الحياة التي فعلا اتقنتها كانت ربط حذائي.
    Gittes'in bunu bildiğini ve hafta boyunca asılsız suçlamalar yaptığını söyledi. Open Subtitles وهو يقول بأن جيتس يعرف ذلك، وذلك يجعله يرمي التهم جزافاً.
    Şu an, birçok araştırmacı obezitenin insülin direncine sebep olduğuna inanıyor. TED إن معظم الباحثين يؤمنون بأن السمنة هي سبب الإصابة بمقاومة الإنسولين.
    Bangalore'ın dışındaki bir düşkünler evinde ders verdiğim için kendimi şanslı hissediyordum. TED لقد كنت محظوظة بأن استطعت ان ادرس في دير في ضواحي بانغلور
    bir ara "yaşam atılımı" diye bir şey sayesinde yaşadığımızı sananlar vardı; ki biz böyle bir şey olmadığını biliyoruz. TED حسناً, أنت تعلم الناس كانت تعتقد أنه كان هناك قوة حياة للعيش. نحن الآن نعلم بأن هذا غير صحيح مطلقاً.
    Herkes gibi, bu politikacılar da, modern marketlerin kendi kendilerini oluşturabilecek yeterli güce sahip organizasyonları korumasını hafife alıyor. TED وكأي شخص آخر، يسلم صناع القرار بأن الأسواق الجديدة هي حكر على منظمات قوية بما فيه الكفاية لخلقها لوحدها.
    Pekala, Afrika haritasi uzerinde Nijerya'nin yaklasik nerede olduguna bakalim iste orada herkezin duydugundan emin oldugum Delta bolgesi TED حسنا, لقياس جيد، هناك تقع نيجيريا في خارطة افريقيا. وهناك منطقة الدلتا, وانا متأكد بأن جميعنا قد سمع بها.
    Ve İngilizce'nizin iyi olduğu konusunda önce bizi tatmin etmeniz lazım. TED ينبغي أن تجعلنا مقتنعين أولاً بأن لغتك الإنجليزية جيدة بما يكفي
    Milliyetçiliğe göre milletiniz eşsizdir ve milletinize karşı özel yükümlülükleriniz vardır. TED حسنًا، تخبرني القومية بأن أمتي فريدة، وأن لدي التزامات خاصة تجاهها.
    Üstelik William Henry Kalesi'nin muhasara altında olduğundan haberi yok. Open Subtitles إنه لا يعلم بأن جيش أبي هاجم حصن ويليم هينري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد