Haydi biraz işbirliği. Burası tehlikeli bölge. Yukarıda bir adam var. | Open Subtitles | دعونا نحصل على معاونتكم انها منطقه خطر , ولدينا رجل هناك |
- Bu tehlikeli bir anayol. - Ben nasıl LA'ye varacağım? | Open Subtitles | ــ هذا طريق سريع خطر ــ كيف سأصل إلى لوس أنجليس؟ |
Ve bunun sebebi, hem kamu sektöründe hem özel sektörde, karar alma yetkisine sahip kişilerin çoğunun, gerçekten tehlikede olmadıklarını hissetmesidir. | TED | وذلك بسبب أن أغلب الأشخاص الذين لديهم سلطات اتخاذ القرار في كلٍ من القطاعين العام والخاص لا يشعرون بأنهم في خطر |
Bir evde katillerle birlikte ve tehlikede olduğunu bilmesi gerekir. | Open Subtitles | . إنه فى المنزل مع القتلة ويعلم أنه فى خطر |
Ama bu sefer hiçbir tehlike olmayacak... çünkü yol boyu seni biz koruyacağız. | Open Subtitles | فلن يكون هناك خطر الان لاننا سنكون هناك لحمايتك كل خطوة في الطريق |
Sadece doğu Avrupa'yı değil. Parça parça yapmayacağım. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | فأنا لن أقوم بهذا الأمر على مراحل هذا خطر جدا |
İkiniz de bunun tehlikeli olduğunu biliyordunuz ama o gitmeliydi. | Open Subtitles | كلاكما عرفتما أن ذلك كان خطر لكنها اضطرت الى الرحيل. |
Çok tehlikeli biri. Kurşunlar işe yaramayabilir. Eğer onu görürseniz, bana haber verin. | Open Subtitles | إنه خطر ، الرصاص لن يكون ذو فائدة معه لو رأيتموه ، أخبروني |
Fakat tümör çok büyük ve tehlikeli çok fazla ameliyat yapmaları gerekiyor | Open Subtitles | لكنة كبير جدا و خطر يجب عليهم اجراء العمليات اكثر من مرة |
Sana uygun olduğu için, seni sevdiğini varsayman tehlikeli değil mi? | Open Subtitles | إفتراض هي تحبك لأن تلائم إلى حياتك ألم هو خطر جدا؟ |
- Hayır. Sanırım Grady'nin gerçekten tehlikede olduğunu düşünseydin, doğruyu söylerdin. | Open Subtitles | كنت اظن انك كنت ستعترف ان وجدت ان جريدى فى خطر |
Şimdi, dünyanın yeni Kami'si olan Dende arkadaşlarının tehlikede olduğunu öğrendi ve Goku ve diğerlerini onları kurtarması için çağırdı. | Open Subtitles | ومالم يوجد هناك بعض الوسائل المقاتلة التي إن وجدت ستشكل تهديد كامل جنس الناميك في خطر الإنقراض من عبر المجرة |
Eve'in hayatı tehlikede! Hayır, bekle. tehlikede olan Eve değil. | Open Subtitles | جوليا ، ليست إيف هى التى فى خطر اجلسي للحظة |
Hayatınızın önemli ölçüde tehlike altında olduğuna inandığımı belirtmek isterim. | Open Subtitles | يجب أن أقنعك بأننى أعتقد أن حياتك فى خطر كبير |
En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً |
Artan deniz seviyesi ve iklim değişiminden dolayı büyük risk altındalar. | TED | مجتمع في خطر كبير من ارتفاع منسوب مياه البحر وتغيّر المناخ. |
Eğer yaptıkları birşey varsa, o da bu çocukları riske atmaktır. | TED | وإن كان فلقد ضخمت من إحتمال وضع أولئك الأطفال في خطر. |
Bu çizgileri daha az riskli bir bölgeye taşıyamaz mısınız?" | TED | الا يمكن تغير مسارها بحيث يتم تقليل خطر الارتطام ؟ |
- Belki ama bu çok tehlikeli. - riski alıyoruz. | Open Subtitles | ـ ربما صحيح، لكن هذا خطر ـ سنقبل هذه المخاطرة |
Çünkü Hıristiyanlar azınlık olma tehlikesi ile karşı karşıya değiller. | Open Subtitles | لان المسيحيين ليسوا في خطر ليصبحوا فئة أقلية سوف نتحدث. |
İsrail'in katıksız varlığı tehdit altında, siz çıkmış limonlardan bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | إسرائيل حقيقة موجودة تحت خطر محدق وأنتم تتعاملون مع ليمون |
Seksin bir oyun bir eğlence olmadığının farkında değil misin? tehlikelidir. | Open Subtitles | ألا تدركين أن الجنس ليس للمتعة أو اللعب , إنه خطر |
Hawaii'deki beni büyüten kadınların tahmin ettiği gibi, dünyanın başı dertte. | TED | وكإمرأة في هاواي هذا يدفعني لكي أتنبأ ان العالم في خطر |
Evet, başınız gerçekten belada! Birkaç günlüğüne şehri terk etmelisiniz. | Open Subtitles | أنت في خطر حقيقيّ، ويجب أن تغادر المدينة بضعة أيام. |
Yavaşlarsanız, hem neden olduğunuz gürültü miktarını azaltırsınız, hem de çarpma riskini azaltırsınız. | TED | حيث ان السرعات الاقل تعني ضوضاء اقل كما تعني التقليل من خطر الارتطام |
O bir iblis... ve etrafta oldukça tehlikedeyiz. Bu iş olmaz. | Open Subtitles | أنا في خطر،بل نحن في خطر عذا لا يمكن أن يحصل |
tehlikedesin. 280 çetesi seni susturması için o adamı kiralamış. | Open Subtitles | أنت في خطر. عصابة الـ 280 عينت ذلك الرجل لقتلك |