ويكيبيديا

    "عندما" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sonra
        
    • Ben
        
    • onu
        
    • olunca
        
    • zamanı
        
    • bana
        
    • "
        
    • ilk
        
    • Eğer
        
    • zamanlar
        
    • beni
        
    • zamanlarda
        
    • olduğunu
        
    • seni
        
    • sırada
        
    Kişiselleştirilmiş veri ile başlamanız lazım, kişisel bilgi, bir bireye ait, sonra bunu o bireyin yaşantısı ile bağdaştırmanız gerekli. TED حسناً .. عندما تخصص المعلومات .. وتخصص النتائج التي تصدر من الافراد انت تقوم بهذه الحالة بربط هذه المعلومات بحياتهم
    Peki Ben " sosyal yanımıza dokunuyor " derken ne söylemek istiyorum? TED لكن ماذا اعني عندما اقول تضغط على ازرارنا الاجتماعية ؟
    Küçük bir erkek çocuğuyken onu görmeye gittiğimde, beni kucaklardı. TED وكنت عندما أقابلها كطفلٍ صغير ، كانت تأتي نحوي وتضمني.
    Almanlar konu üretkenlik olunca dünyada tartışmasız bir üne sahipler. TED يملك الألمان سمعة معينة في العالم عندما يتعلق الأمر بالإنتاجية.
    Fakat bu reddetmenin veya atağın tehlikesini öğrendiğimde, bunu değiştirmenin zamanı diye düşündüm. TED لكن، عندما تعلمتُ عن مخاطر الرفض أو الهجوم، فكرتُ، حان الوقت لتغيير ذلك.
    Şu an derisi yüzülmüş... ...bu aslan pençesine bakıyoruz. bana korkutucu bir şekilde... ...bir insan elini hatırlatıyor. İroniktir ki onların kaderi bizim ellerimizdedir. TED وطبعاً عندما ننظر الى كف اسد .. تم سلخه .. يذكرنا ذلك .. بكف الانسان .. وهذا مثير للسخرية .. لان مصيرهم بين أيدينا
    İlk başta dayanak noktası olarak onları rahat oldukları zaman inceledik. TED الحالة الاولى نظرنا إليهم في الحالة الاعتادية عندما كانوا في راحة
    Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. TED سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك
    2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. TED ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط.
    Ve sonra, gençken değişime uğramış uzun ömürlü mutantı göreceksiniz. TED وبعد ذلك سوف تُشاهدون المُتحولة طويلة العمر عندما تكون شابة
    Ben büyürken, video oyununda benden sergilemem beklenen maksimum beceri, bir oyun kolu ve ateşleme düğmesi ve basitçe el-göz koordinasyonuydu. TED عندما تربيت، كانت أقصى مهارة مطلوبة مني في لعبة فيديو هي تنسيق بسيط بين اليد والعين، قبضة التحكم وزر إطلاق النار.
    Ama Diyet Kola'ya ihtiyacım olduğunda Ben seslenirim sizler aranızda konuşursunuz. TED ولكن عندما أحتاج دايت كولا وأطلبها، تكلموا فيما بينكم أبها الفتية.
    Bu Manuru. Babası öldüğünde, amcası kendisiyle birlikte çalışmak üzere onu sattı. TED هذا مانورو. عندما توفي والده، تاجر به عمه ليعمل معه في المناجم.
    Ama kötü bir gün geçirdiğimizde ve korkunç birşeyler olduğunda onu nadiren yaparız TED ولكن نحن نادراً ما تفعل ذلك عندما نواجه يوما سيئاً، ويحدث شيء فظيع.
    Konu seks olunca insanların her türlü karmaşık duyguları var. TED يمتلك الناس كل أنواع المشاعر المعقدة عندما يتعلق الأمر بالجنس.
    Zengin bankalarındaki yağlı işe beni geri istemelerinin zamanı değil. Open Subtitles خاصةً عندما أعود إلى وظيفتى الهامة فى ذلك المصرف الكبير
    Ve bana göre bir tablodaki çözümsüzlük onun bir başyapıt olduğunun işareti. TED وهذا في نظري علامة التحفة الفنية للوحة عندما لا يكون هناك حزم
    Bu konuyu ilk duyduğumda şöyle düşündüm: " Ötekiliği kucaklamak kendimi kucaklamaktır işte. " TED عندما سمعت للمرة الأولى بهذا المحور، فكرت، تقبل الآخر هو تقبل نفسي.
    Sorun şu ki, sigara içemediğinizde Eğer tek başına pencereden dışarıyı seyrediyorsanız asosyal, arkadaşı olmayan bir ahmak oluyorsunuz. TED المشكلة هي عندما لا تستطيع التدخين. إن وقفت وحدقت خارج النافذة بمفردك فإنك أبله غير اجتماعي لا أصدقاء له.
    O zamanlar bir milyonu aşkın Kuzey Koreli açlıktan öldü, ve 2003'te, Ben 13 yaşımdayken, babamda açlıktan ölen insanlardan biri oldu. TED أكثر من مليون كوري شمالي ماتوا جوعاً في ذلك الوقت وفي عام ٢٠٠٣، عندما كان عمري ١٣ سنة أصبح والدي واحداً منهم
    Uğultunun durduğu zamanlarda yaşları 12, 3 ve 1 idi. TED كانوا في عمر ١٢ و ٣ و١ عندما توقف الطنين.
    Bu tamponları kaldırdığınızda, sen beni burnumdan tutarsın, Ben de seni kulağından. TED عندما تزيلها، يصبح الأمر إن مسكتني من الأنف، سوف أمسكك من الأذن.
    Bu sırada savaş devam ediyordu ve babam 15 yaşındayken annesi öldürülmüştü. TED واثناء فترة الحرب توفيت والدته عندما كان بلغ ال 15 من عمره

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد