ويكيبيديا

    "في غرفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odasında
        
    • odada
        
    • odasına
        
    • bir odaya
        
    • odamda
        
    • odası
        
    • odasındayım
        
    • odasını
        
    • odasındaydım
        
    • dairesinde
        
    • odasındaydı
        
    • odadaki
        
    • odamızda
        
    • odasından
        
    • bölümünde
        
    dediler. Böylece Aralık ayında Miami'de bir otel konferans odasında buluştuk. TED في ديسمبر التقينا في ميامي, في غرفة اجتماعات في احد الفنادق
    Bunun nedeni değişmeleridir ve değişimin, düzene karşı bir eğilimi vardır aynı bir oturma odasında ya da kitaplıkta olduğu gibi. TED وهذا لأنها تتغير . وللتغير طريقته في كسر القاعدة . تماماً كما هو الأمر في غرفة المعيشة أو على رف الكتب.
    Neyse işte kızı küvetin içine koydu, ben de yatak odasında bebekleydim. TED و إذَا وضعها داخل حوض الإستحمام وكنت في غرفة النوم مع الصغير
    Ve böyle bir odada oturup elinizde joystik, kulağınızda kulaklık ile bunun gibi bir robotu okyanus tabanında oradan oraya sürebilirsiniz. TED ويمكنك الجلوس في غرفة مثل هذه مع عصا تحكم وسماعات رأس وقيادة روبوت مثل ذاك حول قاع المحيط في الوقت الحقيقي.
    Hadi gidelim, gidelim. Bugün bir ara yatak odasına taşınacak. Open Subtitles هيا نذهب, هيا نذهب بعض من الوقت في غرفة النوم
    Buhar odasında bir kaç dakika geçir. Rahatlamana yardım edecektir. - Evet... Open Subtitles . إقضِ بضعة دقائق في غرفة البخار . إنها ستساعدك على الاسترخاء
    Bak, dinle, ana servis odasında bir elektrik yangını oldu. Open Subtitles اسمع، لقد حدث لدينا ماساً كهربياً في غرفة الصيانة الرئيسية
    Şurada biraz bekle, yoksa bekleme odasında büyük bir kalabalık olacak. Open Subtitles ، انتظري هنا لحظة وإلا ستكون هناك زحمة في غرفة الانتظار
    "Oturma odasında olduğumuzu düşünelim ve ev sahibesi çay servisi yapıyor." Open Subtitles دعنا نتظاهر بأننا في غرفة الرسم، وأن الخادمة تقدم لنا الشاي.
    - Sistemler çalışıyor. - Duş odasında muhtemel bir giriş noktası var. Open Subtitles ـ تم إعداد الجهاز ـ ثمة نقطة خرق محتملة في غرفة الاستحمام
    Hangi kelimeydi, yetişkinler için söylenen yatak odasında dinazor oyuncakları bulunmayan? Open Subtitles ما تعنيه كلمة بالغ ليس عنده لعب ديناصور في غرفة نومه؟
    Sonda odasında inşa ettiğin şey hala orada. Geri dön. Open Subtitles لقد تركت ذلك الشئ الذي بنيته في غرفة المالب,عد اليه
    Miss Page olay sırasında kontrol odasında olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles إدّعاءات الآنسة باج هي كانت في غرفة السيطرة كلّ الوقت.
    Şey, medya odasında normalde kilitli tuttukları bir kabinleri var. Open Subtitles حسناً، إن لديهم خزانة عادة ما يقفولنها في غرفة الوسائط
    Mutfakta rom kokteyli ve yemek odasında da Meksika salatası var. Open Subtitles هناك بعض شراب الروم في المطبخ وبعض السلطة في غرفة الطعام
    Nitekim onu, içi silah ve porno dergileriyle dolu bir odada buldum. Open Subtitles على أي حال، عرفت بكذبها في غرفة مليئة بأسلحة ومجلات سبانك هاوس
    Çok sıcak bir odada uyudum ama kendimi öldürmek istemedim. Open Subtitles كل ليلة أنام في غرفة مرتفعة الحرارة، ولا أريد الإنتحار
    Hiç dört kişiyi aynı sorgu odasına koymadık. Nedenini bilmek ister misiniz? Open Subtitles لا نضع أربع أشخاص معا للاستجواب في غرفة واحدة، هل تعلم لماذا؟
    Daha sonra bilgisayarı, resimde gördüğünüz protez bir kola bağladılar ve bu kolu başka bir odaya yerleştirdiler. TED ثم ربطوه بذراع اصطناعية، والتي ترونها هنا في الصورة، وضعوا الذراع في غرفة أخرى.
    Yatak odamda kırmızı balıklar var. Onlarla oynamak ister misin? Open Subtitles لدي بعض الاسماك الذهبيه في غرفة النوم أتريد اللعب معها؟
    Ne demek döndü? Orası hep benim odamdı, onların odası diğeriydi Open Subtitles لقد كانت هذه دوماً عرفتي .كانوا دائماً في غرفة النوم الأخرى
    Ben de burada kontrol odasındayım, geriye ve ileri doğru çalarak. TED وها انا في غرفة التحكم .. ونعزف سويةً بالتناوب
    Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. TED عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل
    Rahatsızdım, bir otel odasındaydım ve orada olmak istemiyordum. TED كنت مريضة، وكنت في غرفة الفندق وكم أردت ألا أكون هناك.
    Peder, Rocky'le kazan dairesinde mi takılırmış? Open Subtitles الأب كان يعلق مع روكى في غرفة الغلاية القديمة؟
    Bir keresinde onunla buluşmaya gittim. Bir otel odasındaydı, en üst kat. Open Subtitles مثل تلك المرّة عندما ذهبت لمقابلتها في غرفة فندقٍ في الطابق العلوي
    Bir odadaki iki kişi 100 kişiden daha çok iş yapar. Open Subtitles شخصين , في غرفة بإمكانهم الحصول علي نتائج أكثر من 100
    Tatlım, özel hayatımızı ait olduğu yerde yatak odamızda tutalım. Open Subtitles عزيزتي ، لنبقي علاقتنـا الخاصة في غرفة النومِ حيثُ تنتمي
    İşimi ve senaristler odasından ne haberler var diye sordu. Open Subtitles سألني عن وظيفتي و ما كان يحدث في غرفة الكتّاب
    Burada çalışıyor efendim, yazı işleri bölümünde. Open Subtitles . إنها تعمل هنا ، سيدي في غرفة الآلة الكاتبة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد