ويكيبيديا

    "كما" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gibi
        
    • Nasıl
        
    • da
        
    • şekilde
        
    • öyle
        
    • kadarıyla
        
    • işte
        
    • olarak
        
    • göre
        
    • ya
        
    • ki
        
    • ve
        
    • ayrıca
        
    • tıpkı
        
    • kadar
        
    Bir parça İsviçre peynirinde görüldüğü gibi siyah bir zeminde bir küp olarak. TED كمكعب , على خلفية سوداء كما يرى من خلال قطعة من الجبن السويسري
    Bunun biraz bilim kurgu gibi göründüğünü biliyorum, işte şimdi geleceğe doğru bakıyoruz. TED وهذا يبدو كما لو أنه خيالٌ علمي ونحن نطلق نحو المستقبل بسرعة كبيرة
    Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde Nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. TED وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت.
    tıpkı yürümek ya da görmek gibi, doğuştan sahip olduğumuz bir hak. TED إنه حق جيني لدينا ، كما أننا نمشي أو نرى أو نسمع.
    Farklı tipte görüntüyü gösterebilecek şekilde programladığımız 16 mavi LED ışığı sadece. TED انه يملك 16 ضوءا ازرق ويمكن ان نبرمجمه لكي يضيء كما نريد
    Ben de öyle. Ama bu iş, o kadar da basit değil, Hopsie. Open Subtitles و انا كذلك ، و لكن هذا ليس سهلا كما يبدو يا هوبسى
    GDO'ya karşı çıkan insanlar, anladığım kadarıyla, iki ana noktadan hareket ediyorlar. TED الذين يجادلون ضد الكائنات المعدلة وراثياً كما فهمت، إعتراضاتهم تأتي من شيئين
    Piyasadaki alışveriş, onların kabulüne göre, alışverişi yapılan malların anlamını veya değerini değiştirmez. TED تداول السوق، كما يفترضون، لا يغيّر المعنى أو القيمة للسلعة التي يتم تداولها.
    Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi -- farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta, biz de beraberinde çok değişmiştik. TED وكما انظر اليه اليوم .. انه يبدو كما لو انه ترنيمة عيش لقد ادركت .. ان ما كنت اقوم به لبناتي قد غيرني انا ايضاً
    ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    Bonobolar, insanlar gibi, bütün hayatları boyunca oyun oynamayı severler. TED ان قردة البابون .. كما البشر تحب اللعب طيلة حياتها
    Günün saatleri geçtikçe gölgelerin Nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden alınıp eve götürülmeden önce ne kadar süre kaldığını anlıyordum. TED كما تعلمت كيف يتحرك الظل مع مرور ساعات النهار، فهمت كم من الوقت سيكون قبل أن يتم أخذي للمنزل.
    Açıkça, insanların bizi Nasıl değerlendireceği kaygısı insan olmanın büyük bir parçası. TED كما يتضح، فقلقنا من تقييم الآخرين لنا هو جزء كبير من بشريتنا.
    Zira bütün hafta TED'de de duyduğumuz üzere dünyamız, insanların artan nüfusu ve ihtiyaçlarıyla birlikte gittikçe daha da küçülüyor. TED ولأننا كما سمعنا في تيد طوال الإسبوع بأن العالم يصبح أصغر وأصغر بزيادة أعداد الناس فيه تريد أشياء أكثر وأكثر
    Devam ettirmek istediklerimiz çoktan gitmiş ya da aslında eskiden oldukları gibi değil. TED نريد أن نساند أشياء قد ضاعت أو الأشياء التي ليست كما كانت عليه.
    Yaşanılan yerler; iş mekânları, kültür mekânları ve idari mekânlar birbirleriyle ilişkili bir şekilde konuşlandırılırlarsa anlam ifade ederler. TED ذلك أنه ، كما تعلمون ، في مساكن معنى نشرت في ما يتعلق أماكن العمل ، والثقافة ، والحكم.
    Sakın kazımayın. öyle kalsın. O tren Almanya biletim benim. Open Subtitles لا تكشطه اتركه كما هو فهو تذكره وصولى الى المانيا
    Bulduğumuz kadarıyla dişiler ve erkeklerin farklı farklı desenleri var. TED والذكور والإناث أيضاً لهم، كما وجدنا، أنماط متميزة فيما بينها.
    İşte burada karınca ayağı -- ve yakınen benzediği yapıştırıcı var. TED هذه هنا كما يبدو صورة مقربة هنا قدم النملة، وهنا الغراء.
    ve ben bunu çok konforlu bir ışıklandırma olarak görüyorum, rahatlamamızda ve düşünmemizde bize yardımcı oluyor. Aynı zamanda şöyle birşey de olabilir: TED وأرى أن هذا هو النوع من الضوء مريح جدا فهو يساعدنا على الاسترخاء والتفكير. كما يمكن أن يكون شيئا من هذا القبيل :
    Bu anlayışa göre siz de en az bu insanlar kadar ihlalcisiniz. TED أي انت غدوت معتدٍ على الملكيات كما كانت هذه الطائرات كذلك سابقاً
    Öylesine ağzım kurumuştu ki - gerçi şu andakinden daha fazla değildir - ama çok fazla ağzım kurmuştu. TED حينها قد جف حلقي ليس كما هي حالي الان .. لانني تحدثت كثيراً ولكن فعلاً كان قد جف حلقي
    Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. TED الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا.
    Fetüsler ayrıca kendi katılacakları kültür hakkında, kültürlerin en güçlü ifadesi olan yemekler aracılığıyla bilgi sahibi sahibi olmaktadır. TED كما يتم أيضا تدريس الأجنة عن ثقافة معينة سوف ينضمون إليها من خلال أكبر المميزات للثقافة، ألا وهو الغذاء.
    Eskisi kadar çok yürüyemiyordum, ben de 5 puntoluk topuklulara ve TED لم اكن استطيع المشي كما اعتدت ذلك فتخليت عن الكعب العالي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد