| Mutlaka kendine göre nedenlerin vardır ama Ben buradan bir şey Yapamam. | Open Subtitles | أنت، بلا ريبٍ، لديك أسبابك، لكن لا يمكنني فعل شيء وأنا مسجون. |
| Senin için çok şey Yapamam... En fazla 10-20 milyon yen. | Open Subtitles | لا يمكنني مساعدتك كثيراً فيما عدا عشرة أو عشرين مليون ين |
| Ben senin gibi hayaletleri göremiyorum ama onları kontrol edebilirim. | Open Subtitles | ،أنا لا يمكنني رؤية الأشباح مثلكِ ولكنني يمكنني التحكُم بالأشباح |
| Büyük soruya cevap veremem. Yardımlar iyi mi olur kötü mü olur bilemem | TED | لا يمكنني الإجابة على السؤال الأكبر، عما إذا كانت المساعدات مجدية أو لا، |
| Şu anda o duygu nasıl hayal bile edemiyorum, o ne geçiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل كيف يشعر الآن ، ما الذي يمضي فيه |
| Teknik olarak sonuncusuyla ilgili size yardımcı olamam çünkü öyle bir doktor değilim. Ama sizi, yardım edebilecek birine yönlendirebilirim. | TED | تقنياً، لا يمكنني مساعدتك بالأخيرة لأنني لست من ذلك النوع من الأطباء، ولكن يمكنني أن أرشدك باتجاه شخص يمكنه مساعدتك. |
| Onu geri getirmenin bir yolu olmalı. Bunu şimdi düşünemem. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير في الأمر الآن سأفقد صوابي إن فعلت |
| Seni doktor olarak işe alamam, ama hâlâ bana ne düşündüğünü söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لا يمكنني تعيينك كطبيب لكن ما يزال بإمكانك إخباري بما تفكر به |
| Çünkü çocuk sahibi olamadığını ve Onu evlat edindiğimi biliyor. | TED | لأنها تعلم أننى قمت بتبنيها وأننى لا يمكنني إنجاب أطفال. |
| Pekâlâ, Ben Bunu Yapamam, çünkü Bu tamamen sahtekarlık olur. | Open Subtitles | حسنا أنا لا يمكنني أن أفعل ذالك لأنه سيكون كذبا |
| Artık Bunu Yapamam. En iyi arkadaşın dışarıda bir yerde kendini mahvediyor. | Open Subtitles | لا يمكنني عمل ذلك بعد الان صديقك المفضل في الخارج يدمر نفسه |
| Hayır, Bunu Yapamam. Ona ihanet edemem. Olanlar benim hatam. | Open Subtitles | لا، لا يمكنني عمل ذلك لا يمكنني خيانتها، هذه غلطتي |
| Asil bir davranış olurdu ama Ben alçak bir adamım. | Open Subtitles | مشاعر نبيلة، لكنني من الوضاعة بحيث لا يمكنني الاحساس بها |
| Bunu kendi üzerine almana, hayatının geri kalanında acı çekmeme izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني ان اتركك تحمل هذا على عاتقك نيابة عني لبقية حياتك |
| Sen ortaya para koymadın ki Martini. Sana kağıt veremem. | Open Subtitles | انت لم تراهن يا مارتيني لا يمكنني ان اعطيك لتلعب. |
| Hareket bile edemiyorum. Öyle tıkınmışım ki, seksin beklemesi gerekecek. | Open Subtitles | لا يمكنني التحرك معدتي ممتلئة يجب على الجنس أن ينتظرني |
| Sana o konuda yardımcı olamam dostum, neredeyse gece olacak. | Open Subtitles | لا يمكنني مساعدتك بهذا، يا صاح. فلقد بدأ يحلُّ الظلام |
| Onu alamam. Bir güvenlik duvarı var. Bu yeni bir şey. | Open Subtitles | لا يمكنني الوصول اليه , هناك حواجز نارية شئ جديد متطور |
| Bak, vergi dairesinden ve çocuk vakfından kısa süreli borç almam gerekiyor ama senin iznin olmadan alamıyorum çünkü ikinci imza senin. | Open Subtitles | لا أريد إلا قرضاً قصير الأجل من حساب التقاعد ووديعة الولد لكن لا يمكنني الحصول عليه إلا بإذنك بصفتك شريكة في التوقيع |
| Emin ol, Bu dedikodulara inanmıyorum. Seni görünce bunlara inanamam. | Open Subtitles | إنني لا أصدق هذه الشائعات لا يمكنني تصديقها حين أراك |
| Yani, doğada Bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum, Bu tona benzer. | TED | لا يمكنني التفكير في أي شيء تراه في الطبيعة يبدو بهذا اللون. |
| Yine de emin olamıyorum. Test etmek her zaman iyidir. | Open Subtitles | رغم ذلك لا يمكنني التأكد لذا من الأفضل أن أختبرهم. |
| Bazı kanıtlar, biraz daha olumlu işaretler olmadan, Bu riski almayı tavsiye edemem. | Open Subtitles | بدون بعض الأدلة لبعض الإشارات الإيجابية لا يمكنني أن أوصيّ باللجوء إلى مخاطرة |
| Çok isterdim ama sana o p.çin saklandığı yeri söyleyemem çavuş. | Open Subtitles | مثلما أحب أن أفعل, لا يمكنني إخبارك بمكان الوغد أيها العريف |
| Öylece yürüyüp gidemem ve herkesi... - Onları buradan çıkartmak zorundayım. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب وترك الجميع يجب أن أخرج الجميع من هنا |