Bu kadar nefret etmen için, ne yaptım ben sana? | Open Subtitles | لماذا تكرهينى ؟ ماذا فعلت لكِ لتكرهينى لهذا الحد ؟ |
Ama dedektif olduğuma göre sana ancak detaylı bir dosya sunabilirim. | Open Subtitles | بما أنني مُحقّقْ، لا أملك إلا أن أعرض لكِ ملفّاً دقيقاً. |
O oyunu bana oynamaya kalkma. Bunu sana ben öğrettim. | Open Subtitles | لا تحاولي أن تلعبي معي هذه الألعاب أنا علمتها لكِ |
Şu insanları gördün. senin için onlar birkaç sıradan insan. | Open Subtitles | هل رأيتِ هؤلاء الناس ، بالنسبة لكِ ستكتظ بهم الساحات |
bu yüzden kahvenizin parasını ödemekte ısrarcıyım haşhaşlı muffin leride tavsiye ederim. | Open Subtitles | لهذا أصرّ أن تدعيني اشتري لكِ قهوتك وأرجوكِ جربي كعك بذور الخشخاش |
Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum. | Open Subtitles | على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس |
Bunu almadan seni bırakmam. Üstünde en iyi bu durdu. | Open Subtitles | لن أسمح لكِ بألا تشتري إنه أفضل ثوب قمتي بتجربته |
sana karşı dürüst değilim, ve ne yaptığımı da bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس عادلاً بالنسبة لكِ وأنا لا أعرف ما أفعل |
sana bir kap sıcak çorba getireyim de hemen donma. | Open Subtitles | سَأَأتي لكِ بطاسة شوربةِ حارةِ وأنت لَنْ تتجميدي بهذه السرعة. |
Bak sana ne diyeceğim benim için çok cesur olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أقول لكِ ماذا أنتِ لابد أن تكوني شجاعة جدًا لي |
Bu ne dağınıklık. Sanki ahırdayız. sana niye bulaşık makinesi aldım? | Open Subtitles | إنها فوضي، إنها كالزريبة برأيِك لما تظنينني أشتريت لكِ غسالة الصحون؟ |
Bu ne dağınıklık. Sanki ahırdayız. sana niye bulaşık makinası aldım? | Open Subtitles | إنها فوضي، إنها كالزريبة برأيِك لما تظنينني أشتريت لكِ غسالة الصحون؟ |
Ben öldüğümde ana para sana kalacak. O zaman istediğini yapabilirsin. | Open Subtitles | حين أموت سيذهب رأس المال لكِ كما ترغبين، حتى ذاك الوقت.. |
Evet. sana bir yer bulacağıma söz vermiştim hatırlarsan. Buldum. | Open Subtitles | أجل لقد وعدتكِ بإيجاد عمل لكِ و وقد وفيت بوعدي |
Ve sana vereceğim bir sonraki hediye düğün yüzüğü olacak. | Open Subtitles | ستكونين زوجتي والهدية التالية التي سأقدمها لكِ هو خاتم زواجك |
seninle öpüşüp bütün arkadaşlarına ne kadar hafif bir kız olduğunu anlatması ve herkesin sana olan saygısınız yitirip arkadan konuşması için,... | Open Subtitles | .. أتعنين لتقبيلكِ .. ثم يخبر أصدقائه جميعاً كيف كنتِ سهلة لذا ، فالمدرسة كلها تفقد إحترامها لكِ ثم يتحدثون من وراءكِ |
Anlayacağını biliyordum. Keşke senin için yapabilecek bir şeyim olsaydı. | Open Subtitles | كنت أعرف أنِك ستتفهمين ليت بيدي أن أقدم لكِ شيئاً |
Benimle laubali bir şekilde konuşma. Ben senin arkadaşın değilim. | Open Subtitles | لا تتحدثي معي بطريقة غير رسمية أنا لست صديقًا لكِ |
Her şey için çok teşekkür ederim, ama şimdi gitmem gerek. | Open Subtitles | شكراً لكِ على كل شيء لكن أعتقد أنه علي الرحيل الأن |
Ama daha önce size söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | ولكن قبل أن نصل لذلك، أريد أن أقول لكِ شيئاً |
Orada durup ve seni bekledim bekledim durdum ve çıkıp geleceğine inanmamıştım. | Open Subtitles | وقفت هناك وبقيت منتظراً لكِ لذا لم أكن أعتقد أنكِ كنتي ستظهرين |
Bu tomarları sizin için hazırlamış olmakla hata yapmıyorumdur umarım. | Open Subtitles | آمل أن لا أكون أحمقاً بطريقتي في إعداد ذلك لكِ |
Evet, çünkü onunla bir daha asla olamayız. Yani, o tamamen senindir. senindir. | Open Subtitles | آجل ، لانه ليس هناك فرصة في الجحيم لذلك أقصد ، كله لكِ |