"ما زلت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yine de
• Ben hala
• Halen
• - Hala
• Hala bir
• Ben hâlâ
• - Hâlâ
• Sen hala
• hâlâ bir
• ama
• mısın
• Sen hâlâ

Bence yine de yaşlı adamla uğraşmak berbat bir şey.
حسنا ما زلت أظن التامر على الرجل العجوز أمر مقزز

Hayır, ama yine de. Çok küçük ve önemsiz bir varlığım vardı.
كلاّ، لكن مع ذلك ما زلت موجوداً بهذا الوجود الغير مهم والصغير

- ama Ben hala bu konuşmayı yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
حسنا، ولكن ما زلت اعتقد يجب أن لدينا هذه المحادثة.

- İstediğim gibi konuşurum! - Hayır, Halen babanım ve konuşamazsın.
أتكلم أي شئ أحب لا، أنا ما زلت أباك أنت لن

- Hala okçularımızla onun icabına bakabileceğimizi düşünüyorum.
ما زلت أعتقد أننا نستطيع قتله بواسطة رماة الأسهم

Bizimle bir anlaşma yaptın ama Hala bir avukat tutabilirsin.
إنك أبرمت اتفاقًا معنا، لكنك ما زلت حرًّا لتوكيل محام.

Dinleyin çocuklar, bu teoriyi desteklemekle birlikte, Ben hâlâ gerçeklere bakan bir adamım.
اسمعوا يا اطفال قد نقتنع بهذه النظريه. فأنا ما زلت ابحث عن الحقائق.

- Hâlâ istifanla sahip olduğun adam sayısı arasında bir bağ kuramıyorum.
ما زلت لا أستطيع ان افهم ماالذي سيفعله هؤلاء الرجال مع استقالتك

Ben yine de fark yaratmak isteyen herkese Promisin vereceğim.
ما زلت سأعطي البرومايسن لأي شخص يريد الحصول على قدرة

Aman tanrım. İkinci bile olsam orada yine de tabağı yalardım...
أوه, يا إلهي, سأطلب واحدة أخرى و ما زلت تلعق الصحن

yine de bu yarışmayı kazanabilirim çünkü baskı altında kontrolümü yitirmem.
ما زلت أريد الفوز بهذه المنافسة لأني أستطيع العمل تحت الضغط.

ama yine de özür dilerim. Çünkü sen benim babamsın.
ما زلت أريد أن أعتذر، كنت بمثابة الأب بالنسبة لي.

Evet, ama yine de bütün bu internet şeysini aptalca buluyorum.
نعم , لكن ما زلت أعتقد بأن مسألة الانترنت هذه غبية

ama yine de başkalarının hatalarının parasını ödüyormuşum gibi hissediyorum.
لكن ما زلت اشعر، انني ادفع على حساب اخطاء الآخرين

Ben hala onların Pazar günü biletlerini hak ettiklerini düşünmüyorum.
أنا ما زلت عند اعتقادي بأنهم ما بيستاهلوا تذكرة الأحد

Ben hala, nasıl oldu da buradan sapasağlam çıkmayı başardık, onu düşünüyorum.
ما زلت لا أعرف كيف أستطعنا الخروج من هناك في وقت قصير

Halen daha hayatın anlamının ne olduğunu bilmiyorum. Ya da bize neden verildiğini.
ما زلت لا أعرف المغزى من هذه الحياة أو لماذا وُهبنا إيّاها أصلًا

- Bana sorarak. - Hala anlamıyorsun.
كان بإستطاعتك أن تسألني ما زلت لا تفهم و أليس كذلك ؟

Hala bir şüphelisin, fakat teyit edilebilen bir suç işleyene dek üzülerek söylüyorum ki, özgürsün.
ما زلت شخصاً ذو فائدة ولكن حتي ترتكب جريمة يمكن التحقق منها أنت كذلك

Ben hâlâ bu olayların hep birlikte bizi insan genetiğinin değiştirilmesini kabul etmeye doğru sürüklediğini düşünüyorum.
ولكنني ما زلت أعتقد بأن مزيج هذه الأحداث يقوم على دفعنا تجاه تقبل مبادئ وحيثيات الهندسة الوراثية البشرية.

- Hâlâ buna değdiğini düşünüyor musun? - Evet, düşünüyorum.
هل ما زلت أعتقد أنه كان يستحق كل هذا العناء؟

Tamam kontrolünü kaybetmiş olabilir, ama Sen hala ilmine inanıyor musun?
حسنا أنا فهمت كل ذلك ولكنك ما زلت تثق فى علمه؟

Belki kalbinin derinliklerinde benim için hâlâ bir şeyler hissediyorsundur.
أقصد أنّك ربّما في أعماقك ما زلت تشعرين بشيء نحوي.

Hâlâ her zamanki kadar zekiyim ve cin gibiyim ama işim yarım yamalak, arada sırada yapılan danışmanlık işleri.
ما زلت موهوبة وذكية جداً تماماً كما كنت، ولكن العمل قليل الآن. في الغالب يكون عملاً استشارياً مؤقتاً ومتقطعاً.

Biz dostuz. Bizim orada iç içkini. Yoksa hala kızgın mısın?
إننا أصدقاء، اشرب في دارنا، أم أنك ما زلت غاضب منا؟

Belki de bunun bir anlamı olması gerekiyor ama Sen hâlâ aynısın.
ربما من المفترض ان يعني ذلك شيئا، ولكن انتِ ما زلت انتِ