Geçen yüzyıl içinde altı kez denendi ve sadece bir kere başarılı olundu. | TED | قمنا بالمحاولة ستة مرات في القرن الماضي ، و نجحنا فقط في واحدة |
Konuşmanın özü birkaç kez duyduğum iki kelimeyi barındırıyordu: Sıradaki kim? | TED | خلاصة تلك الأحاديث تتلخص في كلمتين سمعتهما لعدة مرات: من التالي؟ |
Kalp hastalığından erkeklerden iki, üç, dört kat daha fazla kadın ölüyor. | TED | النساء يمتن بسبب أمراض القلب أكثر من الرجال بمرتين وثلاث وأربع مرات |
Bak, kişi başı istediğin ücret neydi geçen sefer? Üç katına çıkarayım. | Open Subtitles | انظر، أياً كان السعر بالنسبة للرأس في المرة الماضية، سأضاعفه 3 مرات |
Bu herif bunu bize defalarca yaptı. O'nsuz devam etmeliyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل فعلها مرات عديدة لابد ان نستمر من غيره |
Dokuz defa 27 metrelik direğin en üstüne kadar tırmandım. | TED | تسلقت قمة ذلك الجبل والتي تبلغ ٩٠ قدم تسع مرات. |
çok sık olmuyor. DNA'nın yapısında bir düzeltme mekanizması var. | TED | ولكنه لا يحصل مرات عديدة، لأن لدينا ألية لتفادي الأخطاء |
Bizimle tanışmadan önceki üç haftada Veronica acil servise üç kez gitti. | TED | في الثلاثة أسابيع السابقة لزيارتنا ذهبت فيرونيكا ثلاث مرات إلى قسم الطوارئ |
Doktorlar haftada birkaç kez aerobik aktiviteleri ve güç arttırıcı antrenman yapılmasını öneriyor. | TED | ينصح الأطباء بالتمارين عدة مرات في الأسبوع، بممارسة كلٍّ من تمارين الآيروبيك والقوة. |
Üst üste üç kez Shaolin Kempo eyalet şampiyonu oldu. | TED | لقد كانت لثلاث مرات بطلة الولاية تتابع في الشاولين كمبو. |
Bugün, sigara içmeyen kadınların, sigara içmeyen erkeklere kıyasla üç kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riski taşıdığını biliyoruz. | TED | وما نعرفه اليوم هو أن النساء غير المدخنات أكثر عرضة بثلاث مرات للإصابة بمرض سرطان الرئة من الرجال الغير مدخنين. |
Oldukça önemli, çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip. | TED | هذا أمرٌ مهم جدًا لأن كل ورم بحجم أكبر من حجم مليمتر مكعب أو اثنين لديه كمية دم أكبر بخمس مرات من اللحم الطبيعي. |
Son 10 dakikadır, aynı adam boş sedyeyle 5 sefer tur attı orada. | Open Subtitles | طيلة الـ 10 دقائق الماضية رأيت الموظف عينه يمر 5 مرات بنقالة خاوية. |
Onunla birlikte karar verebilmeyi umacağım birçok sefer olacağını biliyorum. | TED | أعلم أنه سوف يكون هناك مرات حيث أتمني أن أقوم أنا وهي باتخاذ قرارات سوياً. |
18 ay boyunca, polis ve sivil halk ormanı defalarca araştırdı. | Open Subtitles | لمدة 18 شهر الشرطة و المواطنين بحثو فى الغابة عدة مرات |
Ve üçüncüsü, kapan ölene kadar, onları çok az sayıda açıp kapatır. | TED | وثالثاً، فهي تفتح وتغلق المصيدة بضع مرات فحسب حتى تموت تلك المصيدة. |
Daha sonra hava soğuyup geri geldiğinde, tekrar süngerden ısı çekerek ısınıyor. Yani enerjinizi 5-6 kere yeniden kullanıyorsunuz. | TED | قم حين يعود الهواء بعد تبريده تأخذ تلك الحرارة من جديد فتقوم بإعادة استخدام الطاقة خمس أو ست مرات |
sık sık olur bu. On seferin dokuzunda sorun çıkmaz. | Open Subtitles | هذا يحدث كثيرا ، تسع مرات من عشر لاتوجد مشكلة |
Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. | TED | و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا. |
PV: Hapse atılan Afrika kökenli Amerikalıların sayısı beyaz insanların beş katı. | TED | بريا: يُسجَنُ الأمريكيون من أصول أفريقيَّة أكثر بخمس مرات من الأمريكيين البيض |
Çocukluğumda yaşadığım ve yetişkinlik dönemi de dahil olmak üzere süregelen bu düşünce sürecini, psikologlar şöyle adlandırıyor; 'yanlılık'. | TED | وعملية التفكير هذه التي مررت بها كطفل و مرات أخرى عديدة كشخص بالغ هي حصيلة مايسميه علماء النفس الإنحياز |
Bu haftada bir, iki ,üç kez oluyormuş hatta Bazen daha fazla. | Open Subtitles | فقال لي انها تحدث مرتين الى ثلاث مرات في الإسبوع واحيانا اكثر |
Silahlı adam sokağı buradan geçip üç el ateş etmiş. | Open Subtitles | من الواضح أن المُسلح عبر الشارع هنا وأطلق ثلاث مرات |
uğursuzluk sadece set yandığında sana değerinin 4 katını veren sigorta şirketinin başındaydı! | Open Subtitles | اللعنة فقط كانت لشركة التأمين التي أعطتك أربع مرات قيمة الأستوديو عندما احترق |