ويكيبيديا

    "مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • le
        
    • yla
        
    • yle
        
    • ile
        
    • 'la
        
    • da
        
    • ilgili
        
    • konusunda
        
    • yanına
        
    • e
        
    • kal
        
    • insanlarla
        
    • olan
        
    • beraber
        
    • araya
        
    Seni dergilerde "Gülen Jack" ve "Li'l Abner"le görmek isterim. Open Subtitles أتوقع أن أراك بأي يوم بالقسم الهزلي مع ليل بنير
    - Frank'le en son ne zaman seviştiniz? - Baya oluyor. Open Subtitles متى كانت آخر مرة مارستي مع فرانك الجنس منذ ذمن بعيد
    Sanırım geçen sefer rapor ettiğim kadının Başkan Joo'yla özel bir ilişkisi var. Open Subtitles أعتقد أن الفتاة التي تحدثت عنها آخر مرة لديها علاقة خاصة مع الرئيس
    Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. Open Subtitles لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان
    Ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    Adam Sandler'la bir filmde oynadım ve idolüm muhteşem Dave Matthews'la çalıştım. TED مثلت مع الممثل آدم ساندلر واشتغلت مع نجمي المفضل، الرائع ديف ماثيوس.
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Ancak, o zamana kadar Ebola ile ilgili görmediğimiz bir şey oldu. TED و لكن ما حدث لاحقاً كان شيئاً لم نعهده سابقاً مع الإيبولا.
    O züppe, kendini beğenmiş Prens Ahmet'le sadece oynuyordun sen, değil mi? Open Subtitles ألم تكن تمزح مع هذا المبهرج الأمير أحمد المتغطرس.. أليس كذلك ؟
    ..orada kalmalı ve Foster Cane'le gece yapılacak röportajı kaydetmelisin. Open Subtitles يجب أن تبقى وتكتب هذه المقابله مع فوستر كين الليله
    Frasier, sana destek olmak için buradayım ama Lilith'le konuşamayacağım. Open Subtitles فرايزر، أَنا هنا للدعمِ لَكنِّي سوف لَنْ أَتكلّمَ مع ليليث.
    Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. Open Subtitles توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية.
    Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. Open Subtitles توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية.
    Tanri'nin Musa'yla konusmasindan bu yana en önemli... röportaji yapmis olacak! Open Subtitles سوف تقام معه أهم مقابلة منذ أن تحدث الله مع موسى
    Bu binanın Üç Ana'yla bir şekilde bir bağlantısının olduğuna inanmış. Open Subtitles وهي مقتنعة بأن هذا المبنى له ارتباط مع هؤلاء الأمهات الثلاث
    Isaac'in kız kardeşi Jasmine, Phoebe'yle aynı masaj yerinde çalışıyor. Open Subtitles جاسمين أخت ايزاك التى تعمل مع فيبى فى بيت المساج
    der. Peki bunun iş liderliği ile ne ilgisi var? TED السؤال هو ،ما علاقة هذا مع القيادة في الأعمال ؟
    Burada Ulay'la tanıştım ve aslında âşık olduğum kişi oydu. TED وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه.
    Bugün başka konuşmacılar da göreceksiniz, şimdiden biliyorum, çarpıcı şeylerden bahsedecekler, ve, tabii ki, teknolojide asla böyle olmaz. TED أعرف أنكم ستشاهدون اليوم متحدثين آخرين، سيتحدثون عن أشياءَ تقصم الظهر؛ لكن مع التكنولوجيا، بالطبع، لا يحدث مثل هذا.
    Liderlik hakkında öğrendiklerinizle ilgili seyirci ile ne paylaşmak istersiniz? TED ماذا ستشاركون مع هؤلاء الناس حول ما تعلمتم عن القيادة؟
    Yaklaşık 20 yıldır sarılarak uyuma konusunda profesyonel oldum, yine de bu kadar zaman boyunca alttaki kol hakkında ne yapacağımı çözemedim. TED وأفعل هذا على مستوى احترافي على مدى 20 عامًا تقريبًا، لكنني لم أعرف أثناء كل هذه المدة ما أفعلُ مع ذراعي السفلى.
    Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. TED غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها.
    Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik ve Shenzhen'de fabrika içindeki yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı. TED قبل عام أرسلنا مجموعة من الطلاب إلى مدينة شنجن وجلسوا عن الأرض المصنع مع المبتكرين في شنتشن و كان مدهش
    Her şeyini kaybedeceksin! Bitti! Kariyerine hoşça kal öpücüğü verebilirsin! Open Subtitles أنت ستفقد كل شيء ويمكن أن تقول لمهنتك مع السلامة
    Biz insan ilişkilerini ve insanlarla iletişimi daha insancıl yollarla düşünmeliyiz. TED يجب علينا التفكير بـالعلاقات الانسانية والتواصل مع الاشخاص بطريقة إنسانية أكثر
    Ve bu sebeple her yerinde kitaplar olan bir evde büyüdüm. TED ونتيجة لذلك لقد ترعرعت مع كتب في كل مكان حول المنزل
    Yaklaşık on yaşındaydım ve babamla beraber New York eyaletinin kuzey kısmında vahşi bir alan olan Adirondack dağlarında bir kamp gezisindeydik. TED كنت فى العاشرة من العمر فى رحلة تخييم مع أبي فى جبال الاديرونداك وهي منطقة برية فى الجزء الشمالي من ولاية نيويورك.
    Daha sonra radyolog ve patolog, bazen de adli tıp uzmanı bir araya gelirler ve çıkan verilere bakarlar. TED ومن يقوم اخصائي الاشعة مع الطبيب الشرعي واحيانا عالم ادلة جنائية بالنظر الى المعلومات الظاهرة ومن ثم يجلسون سوية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد