ويكيبيديا

    "معظم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çoğu
        
    • genelde
        
    • bütün
        
    • birçok
        
    • tüm
        
    • çok
        
    • çoğunu
        
    • her
        
    • - Çoğu
        
    • genellikle
        
    • kısmını
        
    • çoğunun
        
    • çoğunda
        
    • çoğunlukla
        
    • çoğunluğu
        
    Yani, bence endüstrideki çoğu kişi bu konu ile iyi geçinmemiz gerektiğini anladı. TED اعني,اظن ان معظم الاشخاص في الصناعة يفهمون انه يجب علينا الخوض في هذا
    Mesaj ise, çoğu ülke sağa doğru gidiyor ve yukarı çıkıyor, TED والإستنتاج هو، معظم البلدان في طريقهم إلى اليمين و إلى الأعلى
    Ve güneş çoğu materyali bu soğutma etkisini kaybedecek şekilde ısıtır. TED والشمس ترفع درجة حرارة معظم المواد بما يكفي لإبطال تأثير التبريد.
    Kültürel kalıtımımız genelde dönüp geriye bakmaya yatkındır, geçmişi romantikleştirerek. TED معظم ثراثنا الثقافي يميل للنظر الى الوراء يحن الى الماضي
    Aslında, bütün insanlar seçimler için arzularını ve basit bir ihtiyacı paylaşırlar, hepimiz seçimleri aynı yerlerde ya da aynı kapsamda görmeyiz. TED في الحقيقة معظم البشر يبحثون عن الرغبة بحرية الاختيار وجميعنا لا نرى الاختيار .. في نفس المجالات .. ولا في نفس الاماكن
    Siz iyi iş çıkardınız. çoğu insan bu tahmini şansa bırakır. TED الآن, أحسنتم أيها الرفاق. معظم الناس يختارون بالصدفة في هذه المهمة.
    Latin ve siyahi çocukların çoğu evli olmayan annelerden doğuyor. TED معظم اطفال الهسبانو و الافارقة يولدون اليوم لأمهات غير متزوجات
    Ama ne yazık ki, burasıyla burasının arasında enerjinin çoğu aktarımdaki sızıntılar ve ısı gibi şeylere dönüşerek kayboluyor. TED و لكن لسوء الحظ، بين هنا و هناك، معظم هذه الطاقة تفقد لأشياء مثل التسرب أثناء النقل و الحرارة،
    Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde bize yalan söylendiğini bilseydi bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün. TED أو تخيل كيف كانت الأمور ستختلف لو أن معظم الأميركيين عرفوا أنه قد كذب علينا في أربعٍ من حروبنا الست الأخيرة.
    Ancak bu önemli çünkü dünyadaki çoğu insan küresel çapta şehirlere doğru geliyor. TED حسناً، تنبع أهمية الأمر من ان معظم سكان العالم تنجذب الى المناطق الحضرية.
    Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. TED تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون
    Bu salondaki çoğu kişi emeklilik fonları, bankları ve sigortacıları yoluyla şirketlere bağlılar. TED معظم الناس في هذا المجال يمتلكون شركات من خلال صناديق تقاعدهم وبنوكهم وتأميناتهم.
    Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. TED تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها
    Ben hapishanenin içinde de dışında da bulundum, genelde içinde. Open Subtitles عشت في داخله و خارجه، لكن معظم حياتي في السجن
    bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. Open Subtitles لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً
    Şu an, birçok araştırmacı obezitenin insülin direncine sebep olduğuna inanıyor. TED إن معظم الباحثين يؤمنون بأن السمنة هي سبب الإصابة بمقاومة الإنسولين.
    tüm iletişimlerin bu şekilde olmasını engelleyen bir durum yoktur. TED لا يوجد هنالك سبب بألا تكون معظم علاقاتك مثل سابقاتها.
    Bir çok bitki tuzdan hoşlanmaz fakat halofit tuzu tolere eder. TED معظم النباتات لا تحب الملح، و لكن هذا النوع يتحمل الملوحة.
    Zamanımızın çoğunu bir şeyler kırarak kendimize yanıldığımızı ispatlamaya çalışarak harcadık. TED نقضي معظم وقتنا في تعطيل الأشياء وفي محاولة إثبات أننا مخطؤون.
    her şeyi birbirine toplu taşıma ile bağlayabilirsiniz ve en fazla insanın en fazla ihtiyaç duyacağı şeyleri mahallede sağlayabilirsiniz. TED من ثم يربط كل شيئ بوسائل انتقال ذات سعة عالية وبهذا يتم تأمين معظم ما يحتاجه الناس في تلك الأحياء.
    - çoğu yayıcılarını hallettik. - Evet, ama çoğu yetmez. Open Subtitles لقد قمنا بتلغيم معظم أبراج الدرع نعم ، معظمها لن يفى بالغرض
    genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. TED هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة.
    Babam da yetişkinliğinin büyük bir kısmını Doğu Afrika'da geçirdi. TED و والدي أيضا عاش معظم حياته الراشدة في شرق إفريقيا.
    çoğunun psikiyatriyle ilgili anlamadığı şey, henüz eksikleri olan bir bilim dalı olduğudur. Open Subtitles الأمر الذي لا يستوعبه معظم الناس بشأن طب الأمراض العقلية أنه علم ناقص
    Müritleri çoğunlukla aptal öğrenciler genelde çiftlikte ayak işleri yapan bir çift oluyor. Open Subtitles معظم من يتبعه طلاب جامعات أغبياء، في الواقع، هناك البعض مهم بالمزرعة لمهمات
    Hiç getirmiyor değil ama kârın büyük çoğunluğu senin cebine giriyor. Open Subtitles ليس بدون سبب، لكن معظم دخل هذا المهرجان يذهب لجيبك الخاصّ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد