"ميت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ölü
• öldü
• ölmüş
• öldün
• öldüm
• ölüsün
• ölüyüm
• Öldüğünü
• ölmüştü
• öldüğüne
• ölmüştür
• öldüğü
• öldüğümü
• ölürsün
• ölmesini

Şimdi Einstein onun için herhangi bir ölü, beyaz, tuhaf saçlı adam değil.
الآن البرت إنيشتاين ليس مجرد شخص ميت ذو بشرة بيضاء مع شعر غريب

ölü bir adamı şahit göstermenin oldukça kötü göründüğünü biliyorum, ama gerçek bu.
أعلم أنه من الصعب الاعتماد على شهادة رجل ميت ولكن هذه هي الحقيقة

Bu iş sadece bir formalite. Don Birnam zaten öldü.
أنا أضفي على الواقع شكلا رسميا دون بيرنام ميت بالفعل

O artık öldü ve hikayelere inanıyorsan bu gölün dibinde bir yerde.
القاتل ميت الآن في مكان ما أسفل هذه البحيرة إذا صدقتي القصص

Bu yüzden seni ölmüş genç biriyle tanıştırsam daha iyi olmaz mı?
ألن يكون من الأفضل أذا قدمتكِ إلي شبح ميت صغير السن ؟

Sen öldün! Sakın bir daha eve gelme. Beni duydun mu ?
. أنت ميت , لا تعود إلى المنزل أبداً هل تسمعنى ؟

Aslında, bu adam 20 yıldan uzun bir süredir ölü.
في الواقع، هذا الرجل ميت منذ قرابة الـ 20 سنةً

Böylece onun ayakkabısını giyip, resmi anlamda ölü olarak oradan gidecektim.
لقد عنى ذلك بقتلي بواسطة أحذيته والخروج من هناك ميت رسمياً

Ama gördüğüm an ölü bir adamı yüzünden tanırım. Bunun gibi.
لكنني أعرف وجه رجل ميت عندما أراه ، و هذا ميت

Çeltik tarlama ölü bir bebek atmışsın. Bu hiç hoşuma gitmedi.
لقد تماديت بالتخلي عن طفل ميت في حقل الأرز الخاص بنا

Lord Griffin öldü. Bu sadece benim, Peter, havlucu çocuk.
لورد جريفن ميت انه انا فقط ، بيتر فتى المناشف

20 yıI boyunca bizden farklı bir hayat yaşadın. çocuğumuz öldü.
قد عشت حياةً مختلفةً لمدة عشرون سنةً, وفى النهاية ابننا ميت

Çoğu. Bir kısmı da B.B. gibi oldu... diğerleri de öldü.
معظمهم أو قادتهم ذلك هو الطريق, مثل بي بي أو ميت

Eğer biz bu evliliği gerçekleştiremezsek, sen kendini öldü bil.
إن لم نحصل علي هذه المصاهرة، فـ إعتبر نفسك ميت

Onu en son 8 yaşımda gördüm. Benim için çoktan öldü.
آخر مرة رأيته فيها كنت بسن الـ8 إنه ميت بالنسبة لي

Seni orada öyle görünce ölmüş olmamın senin için daha iyi olacağını düşündüm.
مجرد أراك الآن حينها.. فكرت بأنّك سَتَكُونُين أفضل حالاً.. إذا كُنْتُ أنا ميت.

Öyleyse anlat bakalım, bu ölmüş bir gitaristin elinde ne arıyor?
إذن ربما تخبرنا لماذا وجدنا هذا فى يد عازف جيتار ميت

Kamyon ve araba kullanamazsın yük taşıyamazsın, hiçbir yerde iş bulamazsın, artık sen öldün!
لن تقود شاحنه او تاكسى ولن تحمل الحقائبولن تعمل فى اى مكان انت ميت

Başıma bir hale çiz, çünkü ben artık öldüm! Anladım.
ببساطة كذلك ارسم خط من الطباشير حولي لأني أنا ميت

Ziyaretçi, telefon ve mektup yasak. Artık sen bir ölüsün.
لا زيارات لا اتصالات لا برقيات بعبارة أخرى أنت ميت

Bütün film boyunca ölüler gören çocuğa yardım etmeye çalışır, sonra birden pat -- "Aa, ben ölüyüm" -- peripeteia.
يمضي الفلم كله في محاولته لمساعدة الطفل الصغير الذي يرى اشخاص ميتين ومن ثم بووم--- أوه، أنا ميت -- peripetia.

Fry'ın tabutunu bulacağım, cesedini alıp bana Öldüğünü hatırlatsın diye yatağımın altında saklayacağım.
سأجد تابوت فراي و أخذ جثته و أبقيها تحت سريري لتذكرني بأنه ميت

Bu demek oluyor ki, sandalyede oturan adam, çoktan ölmüştü.
لذا هذا الضابط كان ميت عندما رآيته في كرسي المعوّقين.

Bana mantıklı bir sebep göster. öldüğüne kendimi alıştırmışken, neden inanayım ?
أعطِني سببَ جيدَ واحد بإِنَّني يجب ان لا اصدق أنك مازلت ميت.

Belki de her şey bitmiştir. Belki de o, bilirsin çoktan ölmüştür.
حسنا , ربما انتهى الأمر ربما أنه , تعلمين , ميت حقاً

Bryce Larkin öldüğü ve şu anda odamda kız arkadaşımla sevişmediği için minnettarım.
انا ممتن لان لاركن برايس ميت وليس حاليا في غرفتي مع صديقتي الجديده

İçeri girdikten sonra annesi ona öldüğümü söylemiş... aslında bu, doğru da sayılır.
وبعد دخولي إلى السجن أخبرتها أمها أنني ميت وقد كنت كذلك بطريقة ما

Ve eğer senin hain olduğunu öğrenirler de hapse girersen, dakikasında ölürsün.
واذا ذهبت الى السجن معهم وعرفوا انك واشى سوف تكون ميت وقتها

Onun ölmesini, gerçekten ölmesini istiyorsanız, benim ücretim 500,000$, ve bunun için maskeyi, bıçağı ve bütün kahrolası şeyleri elde edeceksiniz.
لذا, لو أردته ميتا ميت حقيقى أجرى هو 50000 دولار ومن أجل هذا تحصل على القناع المنجل, وكل شىء لعين كامل