Hatta son zamanlarda gördüğümüz yarı boş mahalleler de böyle yerlerdedir. | TED | وفي الواقع، هذه كثيرة من المجتمعات نصف الشاغرة التي تشاهدها اليوم. |
Onunla koşmaktan bahsettik. O triatlon yapıyormuş ben de yarı maraton koşuyorum. | TED | تحدثنا حول الركض، هو يشارك في سباق ثلاثي وأنا أجري نصف ماراثون. |
İşte buradalar, gösterinin yıldızları, tamamen işlevsel ilk yarı sentetik organizmalar. | TED | وها هي ذي، نجوم العرض، أوّل عضيّات نصف اصطناعيّة فعالة كلياً. |
Birkaç ay içerisinde, iki buçuk milyon daha fazla kız okula gidiyordu. | TED | فبعدة أشهر .. كان هناك نصف مليون فتاة في المدارس في أفغانستان |
Muhtemelen dünyada daha önce yaşamış hayvanların yarısının genomlarını okuduk. | TED | ربما نقرأ أكثر من نصف الجينوم للحيوانات الأولى في العالم. |
O yıllarda, en iyi ihtimalle, yaşamımın yarısına bile gelmemiş olacağım. | TED | عندها، في أفضل الأحوال، لن أكون قد بلغت نصف عمري بعد. |
Güney Kore ve Endonezya'da kadınlar neredeyse yarım milyon firmaya sahip. | TED | في كوريا الجنوبية و اندونيسيا النساء تملك نحو نصف شركات الدولة |
Haftada yaklaşık bir dil kaybediyoruz ve tahminlere göre, önümüzdeki yüz yıl içinde dünya dillerinin yarısı yok olacak. | TED | نحن نخسر ما يقارب لغةً واحدة إسبوعياً وبعض التقديرات تشير أن نصف لغات العالم ستختفي خلال المئة سنة القادمة. |
Bu, Suriye nüfusunun yarısından fazlası kaçmaya zorlandı demek oluyor. | TED | وهذا يعني أن فوق نصف سكان سوريا أُجبروا على الفرار. |
yarı çıplaktım, kan revan içindeydim ve yüzümden yaşlar boşanıyordu. | TED | لقد كنت نصف عارية، ومغطاة بالدماء والدموع تنزل على وجهي. |
Haplar ve salatalar ile beslenmekten dolayı gerçekten de yarı açtı sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه كان نصف جائع حقاً من العيش على الحبوب و السلطة |
Etrafta neden daha fazla yarı İsa yarı kedi göremiyoruz anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا هناك نصف اليسوع ونصف قطة في الأنحاء |
Bunun gibi yarı kaçık, zıpçıktı bir zorbayı, yüzsüzlük ve küstahlıkla, beni elde edeceğini sanan bir görgüsüzü layık görürsün? | Open Subtitles | تمنى لي الزواج إلى نصف مجنون ، وهمجي مجنون وجاك الشتائم ، الذي يعتقد مع اليمين لمواجهة هذه المسألة خارج. |
yarı ayağı var diye artık tam bir erkek olmadığını sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد لأن لديه نصف قدم ، فإنه ليس رجلا بالمطلق |
Ama Travis Bickle'ın yarı otomatik bir silahla gelmesi normal mi? | Open Subtitles | لكن ترافس ينتقل للعيش مع سلاح نصف آلي وهو هل اوكي؟ |
Başlayalı iki buçuk, üç ay oldu ve gerçekten çok eğlenceli gidiyor. | TED | بدأنا منذ شهرين و نصف أو ثلاثة أشهر, و الأمر ممتع حقا. |
Seni Jack Dempsey'nin oradan bir buçuk saat sonra alacaklar. | Open Subtitles | سيقلونك من أمام حانة جاك ديمبسى بعد ساعة و نصف |
Kadınlar kendileriyle birlikte nüfusun yarısının gerçekliklerini ve umutlarını da getirir. | TED | حين تبرز النساء، فهن تُسَلِّطن الأضواء على واقع وأحلام نصف الساكنة. |
Şaşırtıcı olan şu, başka bir şirket doğru bir klinik deneyi yaptı, hastaların yarısına placebo, diper yarısına da ilaçtan verdiler. | TED | الأمر الرائع أن شركة أخرى قامت بالتجربة العلمية على النحو الصحيح حيث اعطوا نصف المرضى العقار و النصف الآخر دواء وهمي |
Bir 10 yıllık dönem içinde, yarım milyona yakın kurt katledildi. | TED | في مرحلة واحد استمرت لعشرة سنوات، نصف مليون ثعلب تقريباً ذبح. |
Sadece iki kilogram kadar ağırlığı var, ama kendi ağırlığının yarısı kadarını taşıyabiliyor. | TED | وهي تزن فقط حوالي 2 كيلو جرام، ولكنها يمكن أن تحمل نصف وزنها. |
Bu ömür, çalışanlarının keyfini çıkarmayı beklediklerinin yarısından daha az. | TED | وهذا أقل من نصف العمر الممكن لموظفيها توقُّع التمتع به. |
Bu, Stella'nın yolculuğunun ilk yarısında Terra'nın daha yavaş yaşlandığını ama ikinci yarısında daha hızlı yaşlandığını gözlemleyeceği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن ستيلا سترصد تيرا تكبر ببطء في النصف الأول من رحلتها، ولكنها تكبر بسرعة خلال نصف رحلة العودة. |
Tabii bunlar konuyla ilgili değil, çünkü ilerlemenin gerçekleşip gerçekleşmediği sorusu inançla alakalı değil, iyimser bir tutum takınıp bardağın dolu yarısını görmek de değil. | TED | ولكن كل هذا لا معنى له، ما إذا كان قد تم إحراز تقدم ليس مسألة عقيدة أو نظرة تفاؤلية أو النظر إلى نصف الكوب الممتلئ. |
Umarım senin yarın kadar tatlı ve müthiş biri olabilir. | Open Subtitles | آمل أن تكون نصف ما أنتِ عليه من الدفء والحنية |
Fakat özgürlük bu savaşın sadece yarısıdır. | TED | لكن الوصول للحرية ما هو إلا نصف المعركة. |