ويكيبيديا

    "هذا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bu
        
    • Çok
        
    • öyle
        
    • bunlar
        
    • bunu
        
    • bunun
        
    • böyle
        
    • o
        
    • buna
        
    • burası
        
    • bunları
        
    • bunların
        
    • burada
        
    • şey
        
    • şunu
        
    Aslında bu sevimsiz ve genellikle iyi haberler içermeyen başlığın, konferansın konusuna pek de uygun düşmeyen bir yanı var. TED صحيح ان هذه ليست بمواضيع مُفرحة ولا هي بمواضيع قد ينتج عنها اخباراً جيدة والتي عادة يفوح هذا المنتدى بها
    Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. TED إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة.
    Uzak atalarınız o şekli sevmişlerdi ve onu yapabilmek için gerekli olan beceride güzelliği görmüşlerdi; bu sevgilerini kelimelere dökemeden önce bile. TED أحب اجدادكم القدماء هذا الشكل و وجدوا الجمال في الحرفة التي تتطلب صنعه حتى قبل ذلك كان بمكنهم التعبير عن حبهم بالكلمات
    Ve böyle Çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    bu, Çok sevdiğim bir şekil. Bradley, Petrie ve Dumais. TED هذا الشكل الذي أحبه : برادلي و بيتري و دوماي
    öyle bir şey ki, gidip anlatsanız, kimse size inanmaz. TED هذا أمر إذا ما رويته لشخص ما، فلن يصدق ذلك.
    Tüm bunlar, bu günlerde fikri mülkiyet savaşlarında gördüklerimizi gerçekten açıklıyor mu? TED هل حقا يفسر هذا ما نراه مع معارك الملكية الفكرية هذه الأيام؟
    Orta Doğu'da, bu yol boyunca, tam olarak bu şekilde yüzlerce topluluk var. TED ان هناك المئات من هذه المجتمعات عبر الشرق الاوسط .. على هذا الدرب
    ve bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size sadece bir şey göstereyim. TED وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما ..
    bu 1990lı yıllarda klasik domuz humması patladığı dönemde Hollanda'da yaşandı. TED حدث هذا في هولندا في عام 1990 خلال اندلاع انفلونزا الخنازير.
    Beklendiği gibi, bu yasayla, ten rengi farklı olan öğrencilere haksızlık yapıldı. TED لذلك، ليس من الغريب كان الطلاب غير البيض غاضبين من هذا القانون.
    bu benim, açıkça görülüyor ki ben ilktim, 01 diyor. TED هذا تخصني، نعم لقد كنت أول المسجلين تحمل الرقم 1.
    Oturduğumuz yere göre her birimiz bu sesi Çok, Çok farklı şekillerde algılayacağız. TED كل شخص منا، إعتماداً على أين يجلس، سيسمع هذا الصوت الخافت، بصورة مختلفة.
    Olağanüstüydü ve bize bu kadar Çok güvendiği için... ...kendimizi minnettar hissettik. TED وكان امراً استثنائيا .. شعرنا بالامتنان انها تثق فينا كل هذا الحد
    doğaçlama çalıyor ve hiç bir zaman daha öncekinin tamamen aynısını çalmıyor. Ve bence, yoğun yaratıcılığa Çok güzel bir örnek bu. TED ويعزف من بنات افكاره وحده ولا يكرر اي معزوفة على الاطلاق وهذا يعتبر نوع من الابداع اللحظي واعتقد ان هذا مثال رائع
    Bakın, sizin asıl yaşadığınız yeri bilmiyorum, ama dünyada öyle bir yer olduğunu biliyorum kendinizden daha Çok seveceğiniz bir şey. TED انظروا، لا أعرف المكان الحقيقي الذي تعيشون فيه، لكنني أعرف أن هناك شيئا في هذا العالم تحبونه أكثر مما تحبون أنفسكم.
    Bana öyle geliyor ki bunların bir çoğunu körükleyen onlar oldu. TED يبدو لي أن ذلك كان هو الدافع وراء الكثير من هذا.
    Ve öyle oldu, yaratıcı deha sayesinde, ileriyi gören ve müthiş bir hikâye. TED و هذا ما حدث بالفعل بفضل مبتكر عبقري، ذي رؤية، و قصة رائعة.
    Tabii bunlar konuyla ilgili değil, çünkü ilerlemenin gerçekleşip gerçekleşmediği sorusu inançla alakalı değil, iyimser bir tutum takınıp bardağın dolu yarısını görmek de değil. TED ولكن كل هذا لا معنى له، ما إذا كان قد تم إحراز تقدم ليس مسألة عقيدة أو نظرة تفاؤلية أو النظر إلى نصف الكوب الممتلئ.
    Onlar bunu yapmak için değil, para kazanmak için kuruldular. TED بطبيعة الحال، هذا لا ياتي بشكل طبيعي للشركات المتعددة الجنسيات
    bunun benim hizmetime girmesi de böyle olmuştu. ve bu erkeklerinkinden farklıydı. TED لذلك كان هذا كيف جاء في خدمتي ، وكنت مختلفة عن الرجال.
    fasulye hariç hiçbirşeye paramız yetmiyor. İşte bizim barınma ihtiyacımız ticarete böyle dönüştü, TED لا نستطيع ان نأكل أى شىء عدا البقوليات. هذا هو مسكننا أصبح سلعة.
    Bir yere: tasarım bebekler, dünyanın neresinde olursanız olun ya da hangi etnik kökenden, bebekler işte buna benzeyecek. TED مكان واحد: تصميم الأطفال، أين، لا فرق، أين أنت على الكوكب أو ما هو أصلك، سيبدو الأطفال مثل هذا.
    burası, bizim, özelliklede Diyaspora'daki Afrikalıları... ...buna yatırım yapmaya yönlendirmemiz gereken yer. TED علينا حشد الأفارقة ، وخصوصا في الشتات ، للاستثمار في هذا المجال.
    bu dört farklı adımdan oluşan işleme karşı yazmak, dokunmak, yazmak ve bunları bir harekette yapmak, ya da bir buçuk nasıl sayarsanız. TED تلك اربعة خطوات مقابل ان نطبع ثم نلمس ثم نطبع وفعل هذا كله في خطوة واحدة او خطوة ونصف اعتمادا علي طريقة حسابك
    Yemek atıklarımı iç bir malzemeye dönüstürmek için bunların içine koydum. ki böylece saklayabiliyor ve sonra gübre haline getirilebiliyorum. TED أضع مخلفات الطعام في هذا المجفف، الذي يحول الطعام إلي مادة داخلية، أستطيع تخزينها ثم أحولها لسماد في وقت لاحق.
    İşte burada. bu dünyanın en büyük yeşil çatısı, 4.2 hektar. TED هذا هو. إنه أكبر سقف أخضر في العالم، عشرة أفدنة ونصف.
    Şimdi, hepinizin şunu merak ettiğine eminim: bu yaralı insanlara yardımcı olacak mı? TED الآن, أنا متأكد أنكم جميعاً تتساءلون, أليس كذلك؟ هل سيساعد هذا الأشخاص المصابين؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد