ويكيبيديا

    "وعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söz
        
    • sözü
        
    • dön
        
    • yemin
        
    • say
        
    • sözdür
        
    • vaat
        
    Anthony Atala: Görüyorsunuz, günün sonunda, yenileyici tıbbın verdiği söz, tek bir sözdür. TED ارأيتم, في نهاية اليوم, ما يعد به الطب التجددي هو وعد واحد فقط
    Ben bundan sonraki seferde beni de Wichtown'a götürmeye söz verdi. Open Subtitles بن وعد أن يأخذني في رحلة لويتشيتا ويبين لي كيف يعيشون
    Kanaatimce cinayete saplantısı öylesine güçlü ki, söz verdiği şekilde davranmak zorunda. Open Subtitles برأيي أن هوس القاتل قوي جداً لدرجة أنه سيحقق ما وعد به
    Adaylardan, Senatör V. Trent, yeni vergi almama sözü veriyor. Open Subtitles سيناتور فيرنون ترينت وعد بأن لا تكون هناك ضرائب جديده.
    Sana gelince Amr, hediyelerini al ve Mekke'ye geri dön. Open Subtitles أما بالنسبة لك عَمْرو، خذ الهدايا وعد إلى مكة المكرمة.
    Başkan Karpov, fuel oil kıtlığını halledeceğine dair söz vermesine rağmen, - Open Subtitles حتى الرئيس كوربوف قد وعد بحل غامض لحل مشكلة نقص زيوت التدفئة
    Bu gecelik beni korkutmayın, size ilkelerimin bildirisini sundum, içten hizmet ettiğim bu gezegenin kadınlarına ve erkeklerine, tüm kardeşlerime bir söz. Open Subtitles لا أريد تخويفكم الليلة أعلن مبادئ أفكارى وعد للرجال و النساء على هذا الكوكب من أجل أخوتى و أخواتى الذين أخدمهم بتواضع
    Prens onunla evleneceğine söz verir, ama başka birisiyle evlenir elbette. Open Subtitles وعد بأن يتزوجها ثم . إختفى مع شخص أخر ، بالطبع
    Bak, onun hiçbir yere gittiği yok. Sana söz veriyorum. Open Subtitles إسمع، إنه لن يذهب إلى أي مكان هذا وعد مني
    Saddam Hüseyin'in savaşların anası olacağına söz verdiği savaş için. Open Subtitles لمعركة وعد بها صدام حسين أنها ستكون أم كل الحروب
    Yapamam. Bunları kendiniz yaptınız. Simon sonuçlarına katlanacağınıza söz vermişti. Open Subtitles لا يمكنني، هذه أفعالكم أنتم، وسيمون وعد بأنكم ستتحملون النتائج
    Ama sana söz 10 gün içinde bu kızı sikicem. Open Subtitles ولكننى سأضاجع تلك الفتاة بعد عشر ايام , هذا وعد
    Çok yakın. söz veriyorum. Oraya gidip yardım buluruz ve geri döneriz. Open Subtitles انها قريبه , نستطيع الوصول الي هناك سنجد المساعده ونعود , وعد
    İçkimi patronunuzun söz verdiği aralıklarda alsaydım hatta patronunuza ulaşabilseydim ki kendisi iş yapmayı günlerce kaybolmak sanıyor bu konuşma yapıImadı ve ben de... Open Subtitles لو حصلت على الخمر في الوقت كما وعد سيدك إذا, في الحقيقة تمكنت من الوصول إليه والذي يبدو أنه يعتقد أننا في عملية تجريبة
    Temiz Su Hareketi, yerine getirilemeyen bir söz ve bunun bedelini ödeyen çocuklarımız. Open Subtitles قانون المياه النظيفة هو وعد لم يتحقق و أولادك هم من يدفعون الثمن
    Durumlar tehlikeli bir hâl alırsa, Nox oğlumuzu oraya götüreceğine söz vermişti. Open Subtitles نوكس , وعد بأن يخذ أبننا هناك أذا أصبحت الامور خطرةً للغاية
    Evet, ama babanın annesine hiç bir zaman satmayacağım diye söz verdiğini biliyordum. Open Subtitles نعم , ولكن لم أكن أعرف أن والدك وعد أمه لن يبيع أبداً
    William'ın söz ettiği, Jennifer'ın son nefesini verirken onayladığı şey olmalı. Open Subtitles يجب أن يكون ما وعد وليام وجنيفر اكدت عندما كانت تحتضر
    Serçe parmağı sözü verildi. Her kim bozarsa sözü yutsun bin iğne. Open Subtitles عدني وعد الحقّ، إذ أن أيّما يُخلّ بوعده يُعاقب بإبتلاع ألف إبرة.
    Başkan Obama bu ülkede ırkçılıkla ilgili bir münazara sözü verdi. Open Subtitles إن الرئيس أوباما قد وعد بمناقشة القضايا العرقية في هذا البلد
    Aracı geri ver parayı al ve hemen buraya dön. Open Subtitles ارجع السيارة احصل على الاذن خذ المال وعد الى هنا
    Beni tüm kalbiyle seveceğine yemin etmişti ama bunun sözlenme olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لقد وعد بأن يحبني من كل قلبه ولكن لاعتقد انه كان عقدا
    Buradaki isin bitince yerine dön ve mermileri say. Open Subtitles بعد أن تنتهى هنا , عد الى نقطتك , وعد الرفوف
    Hitler, daha yolun başında Yahudiler'e karşı vaat ettiği mücadeleyi başlattı. Open Subtitles منذ اللحظه الأولى أطلق هتلر حملته التى وعد بها ضد اليهود

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد