ويكيبيديا

    "وكل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek
        
    • her
        
    • falan
        
    • herkes
        
    • de
        
    • tüm
        
    • da
        
    • diğer
        
    • sadece
        
    • bütün
        
    • ama
        
    • herkesin
        
    • hepsi
        
    • ve bu
        
    Yüzeye çıktım ve o an tek istediğim şey sudan çıkmaktı. TED وخرجت حينها وكل شيء في بالي كان ان اخرج من الماء
    ama yine de tüm bu araştırmalar ve çalışmalardan sonra hala tek bir soru var: Bu nehrin önemi nedir? TED ولكن مرةً أخرى، وعلى الرغم من جميع الدراسات، وكل هذه الإكتشافات والأساطير، يبقى سؤال: ما هي أهمية النهر الذي يغلي؟
    Ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir, her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz. TED وبقول شئ ما عبر الموسيقى، الذي هو في الأساس الصوت، عندئذ يمكننا الوصول لكل أنواع الأشياء وكل أنواع البشر.
    Kaptan olacağım falan diye uğraşmak yok. Statü peşinde koşmazsın. Open Subtitles ليس عليك القلق كيف تصبح قائد الفريق وكل هذه الشكليات
    Asansörde dikiliyorsunuz, kahvede oturuyorsunuz ve etrafınıza bakınıyorsunuz ve herkes telefonlarına bakıyor. TED تقف في المصعد، تجلس في مقهى، وتنظر حولك، وكل شخص مشغول بهاتفه.
    Onlara zenginliği, büyümeyi, rekabet gücünü, şeffaflığı, adalet sistemini, tüm bunları geliştirin diyoruz. TED نريد منهم أن يوصلونا إلى الازدهار، والنمو والتنافس والشفافية والعدالة وكل تلك المتطلبات.
    Siyahi okullar için elden düşme kitaplarımız ve her şey elden düşme olsa da kitap büyük bir ihtiyaçtı. TED وعلى الرغم من أن الكتب التي كانت بحوزتنا قديمة ومُنحت لمدارس السود وكل شيء قديم ومستعمل، كان احتياجًا عظيمًا.
    tek söyleyebileceğim şey şu: Bu yol ayrımları için şükürler olsun. TED وكل ما أستطيع أن أقوله: شكراً لله على مفترقات الطرق هذه.
    Bu konuda tek söyleyebileceğim şu: Neden bununla mücadele ediyoruz? TED وكل ما أستطيع قوله عن هذا : لماذا نحاربه ؟
    Nerede olduğunu Tanrı bilir ve tek düşündüğün şey para. Open Subtitles والله اعلم اين هو, وكل ما تفكرين به هو المال
    Eskiden çayırlar, ormanlar, çayır çukurları, ördek alanları ve her türden şey vardı. TED كانت اليابسة عبارة عن براري وغابات ومستنقعات ومناطق للبط البري وكل أنواع الكائنات.
    Bu jenerasyonların her biri sadece birkaç mili saniye alır. TED وكل جيلٍ يستغرق فقط بضعة أجزاء من الألف من الثانية.
    Günün her saati, hayatınızın her günü, ölüm döşeğine girene kadar. -ki bu normalde olacağından 10 yıl daha sonra olacak- TED كل ساعة من اليوم، وكل يوم في حياتكم وصولا الى فراش الموت الخاص بكم والذي سيكون بعد عشر سنوات من المتوقع
    Bekle bir saniye, Lucy yalnız kalmasın falan filan diyordun? Open Subtitles لحظة واحده ماذا عن لوسي بإنها وحيده وكل هذه الأشياء
    Küçük kardeşim olduğu için falan bilirsiniz işte, ona biraz takılmak istedim. Open Subtitles فقرّرتُ السخرية منهُ قليلاً ، فكما تعلم إنهُ شقيقي الصغير وكل شيء
    Paranın bir kısmını kaparo olarak verirsek herkes biraz yardım eder ben de haftada birkaç gün yeniden çalışabilirim. Open Subtitles إن إستعملنا جزءا من المبلغ كي ندفع المقدم وكل شخص يساهم فيه يمكنني العودة للعمل بضعة أيام في الأسبوع
    Ben de öyleyse ona ver, Noel hediyesi olsun dedim. Open Subtitles لذا قلت له أعطيها لها إنه موسم الكريسماس وكل هذا
    Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. TED قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك.
    Aşağıdaki herkesin ve bizim pasaportlarımızı istiyorlar, ...Kamboçyalıları da dışarı atmak. Open Subtitles يريدون جوازات سفرنا كلها وكل شخص بالطابق السفلي أما الكمبوديون فيخرجوا
    Dünyadaki diğer her şey, beni rahatsız edebilecek veya dikkatimi dağıtacak her şey ortadan kayboluyor ve sadece ben kalıyorum. TED وكل شيء آخر في العالم، أي شيء آخر قد يضايقني أو قد يستحوذ على انتباهي، يبتعد بعيدًا، ومجرد أنني هناك.
    ve bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size sadece bir şey göstereyim. TED وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما ..
    Şimdi bütün bebekler, Berkley'dekiler bile krakeri sever ve çiğ brokoliyi sevmez. TED وكل الصغار حتى في بيركلي، يحبون البسكويت ولا يحبون القرنبيط غير المطهو.
    Bu çok eski bir video, bu yüzden çakışma gibi sorunları henüz çözememiştik ama daha sonra oldukça düzeldi. TED إنه فيديو أولي جدا. لذلك لم نكن قد تعاملنا مع التداخل وكل ذلك، لكن ذلك تحسن قريبا جدا، لاحقا.
    Ve herkesin evindeki köpekler belirli dereceye kadar otobiyografik benliğe sahiptir. TED وكل الكلاب الموجوده في المنزل لديها الذهن المبرمج الى حد ما.
    ama önce, neden bu kadar cahiliz ona bir bakalım. hepsi burada başlıyor. TED لكن أولاً، لنرى لماذا نحن هكذا جاهلون، وكل شيء بدأ في هذا المكان.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد