ويكيبيديا

    "يحدث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olmayacak
        
    • olmadı
        
    • oldu
        
    • olursa
        
    • olmasına
        
    • olmaz
        
    • dönüyor
        
    • bir
        
    • olmamış
        
    • olmasını
        
    • olduğu
        
    • olabilir
        
    • oluyor
        
    • olur
        
    • olduğunu
        
    Bunların hepsi bir yanlış anlamaydı. bir daha asla olmayacak. Open Subtitles هو كله مثل هذا سوء الفهم هو لَن يحدث ثانية
    bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim. Open Subtitles لم يحدث أي شيء، ولما تعبت من الانتظار، عدت لمنزلي.
    Ya da öğretmenlerimizin bize aktardığı o soğuk istatistiklere ne oldu? TED ما كان قد يحدث هو أن يرمي معلِّمنا تلك الإحصائيات البالية.
    Şimdi ne olursa olsun hiçbir şey söyleme ve yapma. Open Subtitles مهما يكن ما يحدث الآن لا تفعل أو تقول شىء
    Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. TED لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.
    Bugün başka konuşmacılar da göreceksiniz, şimdiden biliyorum, çarpıcı şeylerden bahsedecekler, ve, tabii ki, teknolojide asla böyle olmaz. TED أعرف أنكم ستشاهدون اليوم متحدثين آخرين، سيتحدثون عن أشياءَ تقصم الظهر؛ لكن مع التكنولوجيا، بالطبع، لا يحدث مثل هذا.
    Şimdi burada tuhaf bir şeyler dönüyor ve ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Open Subtitles الأن هناك شيء غريب يحدث هنا وأنا أُريد أن أعلم ما هو
    İkinci el dükkânlarında bitmek bilmeyen kıyafetler arasında aranırken aklıma bir soru takıldı, almadığım diğer kıyafetlere ne oluyordu? TED وبينما كنت أفتش بين الرفوف اللامتناهية في متاجر الملابس المستعملة بدأت أتسآل: ماذا يحدث لكل الملابس التي لا أشتريها؟
    Ama her şeye rağmen, bir şey olmamış gibi dans etmeye devam edeceğiz. Open Subtitles لكننا قررنا أن لن نسمح له بإفساد الحفلة. سنرقص وكأنّ شيئاً لم يحدث.
    - Ama baba-- - Endişelenme, bir tanem. Kötü bir şey olmayacak. Open Subtitles لكن أبي لا تقلقي عزيزتي لن يحدث أي خطب له ثقي بي
    Sessiz olun! Emirlerime itaat ettiğiniz sürece hiçbir şey olmayacak. Open Subtitles اهدأوا الان , لن يحدث شئ ما دمتم تتبعون تعليماتي
    O bir iletişim hatasıydı. bir daha olmayacak, merak etme. Open Subtitles كان ذلك مجرد سوء فهم هذا لن يحدث مرة أخرى
    Bu resmi bir haber değil. Böyle bir şey olmadı. Open Subtitles ليست اخبار رسمية بعيدة عن حيز الاهتمام, هذا لم يحدث
    İkimiz de içeri girdik ama bize bir şey olmadı. Open Subtitles أنت وأنا كنت كلا في هناك، ولم يحدث شيء إلينا.
    -Sakin ol hiç bir şey olmadı. -Bir şey yapmadığın için henüz olmadı. Open Subtitles ـ على رسلك, لم يحدث شيء ـ أحياناً لا تستطيع الحول دون ذلك
    Bazıları zayıf eyaletlerde oldu fakat işin kötüsü çokça gazeteci onları korumak için bolca seçeneği olan yerlerde öldürüldü. TED بعضها يحدث في مناطق هشّة، ولكن عددًا هائلًا من الصحفيين يجري قتلهم في مناطق ذات مقدرة كبيرة على حمايتهم.
    Bunun hepsi nasıl sadece bir oyun sunucusu sayesinde oldu? TED كيف يمكن أن يحدث كل ذلك بسبب خادم لعبة فيديو؟
    Böyle bir şey olursa, siz, izin verdiğiniz için olacak. Open Subtitles لو حدث ذلك ، كان ذلك لانكم جعلتم ذلك يحدث
    Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim. Open Subtitles وعدت نفسي أن لا أترك هذا يحدث حتى لو كنتِ تعيش لوحدكِ
    Kadın olmak için ameliyat olduktan sonra bu bir daha olmaz. Open Subtitles لن يحدث هذا عندما أحصل على العملية الجراحية لأصبح إمرأة بالكامل
    Burada bir şeyler dönüyor, Çavuş. Emily Arundel'in ölümüyle alakalı. Open Subtitles هناك شئ يحدث هنا يا جنرال , متعلق بوفاة ايميلى
    Eğer Çin'i neden şaşmaz bir şekilde yanlış yorumladığımızı bilmek istiyorsanız - Çin'in geleceğine yönelik tahminlerimiz yanlış - nedeni budur. TED وان اردتم ان تعلموا لماذا نحن نستمر بفهم الصين بصورة خاطئة وتوقعاتنا دائما مُخطئة في يحدث هناك في الحقيقة ان السبب
    Kafamın içinde olmuş ya da olmamış, bir fark yok. Open Subtitles سواء كانت في رأسي أو لا، هذا لا يحدث فرقا
    Farklılıklardan gücenmeyip onlara hayran kalıyorlar, bu büyük bir zihniyet değişimi ve bunu hissedince daha fazla olmasını istiyorsun. TED ليسوا مُهانون بسب الاختلافات ولكن معجبون بها وهذا تغّيرٌ كبير في الفكر وعندما تشعر به، تريده أن يحدث أكثر
    doğal olarak, beyin retinadan gelen bu sinyallere kendi içinde neler olduğu konusunda bir yığın bilgi daha ekler. TED وبطبيعة الحال ، يضيف الدماغ الكثير من المعلومات الى ما يحدث من خلال الاشارات التي تاتي الى شبكية العين
    Ve daha mutlu olma umudu ile Kaliforniya'ya taşınan bu insanları izleyip ne olacağını görmek çok ilginç olabilir. TED والأمر نوعاً ما مثير لتتبع ما الذي يحدث عندما ينتقل الناس إلى كالفورنيا على أمل الحصول على سعادة اكثر.
    Bu oluyor çünkü işlem maliyetleri büyük bir hızla düşüyor ve ölçek kutuplaşıyor. TED إنه يحدث بسبب كون تكاليف المعاملات تتجه نحو الهبوط ولأن النطاق تم استقطابه.
    The New York Times online ya da başkasını açarsanız keşfedersiniz , aslında bu bize sürekli olur hayatlarımıza devam ederiz. TED لو كنت تفتح النيويورك تايمز على الإنترنيت وتكتشف هذا، وفي واقع الأمر يحدث هذا لنا طيلة الوقت، نحن نسير في حياتنا.
    Ve bu çekim gerçek katılımcılarla çekildi; ne olduğunu bilmiyorlardı. TED وهذه لقطات مع مشاركين حقيقيين، لا يعرفون ما الذي يحدث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد