Hastaneye kapatılmanız için beni ikna etmeye çalışıyor. Bugün yatış belgelerini hazırladı. | Open Subtitles | أنها تحاول أن تقنعنى بإيداعك هنا لقد وقعت اليوم على أوراق الإيداع |
Anne, birkaç yetişkinin de yardımıyla buzağıyı sürünün emniyetine geri götürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الأمّ، بمساعدة عدّة بالغين آخرين، تحاول أن تُرجع العجل إلى أمان القطيع. |
Bildiğim kadarıyla, o ev hâlâ boş. Aileleri satmaya çalışıyor. | Open Subtitles | على حسب معلوماتي لازال هذا المنزل خالياً تحاول العائلة بيعه |
Başkaları her şeyi okumaya çalışıyor ama tabii ki, bu imkansız. | TED | وآخرون يحاولون قراءة كل شيء، ولكن هذا، مرة أخرى، من المستحيل |
Tüm umursadığı bu. Sadece bunun için çalışıyor, onun için gerisi önemsiz. | Open Subtitles | هذا هو كل ما يهمه نفس العمل ، لا مزيد من التفكير |
Fiziksel engeli olmayan bu adam polis kuvvetleri ile çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل القادر من الحصول على عمل مع قوات الشرطة. |
Benim için daha 10 dakikadır çalışıyor ve şimdiden başkan olmak istiyor. | Open Subtitles | لقد بدأ عمله منذ عشر دقائق وأصبح يريد أن يكون ملك النفط |
Sonunda değer verdiğim birini buldum... Ailem bizi ayırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجد أخيراً شخص أهتم لأمره و عائلتي تحاول الحؤول بيننا |
Uygun olduğunu söylemiyorum ve sanırım, beni utanmaktan korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | والتي لم تكن مستقيمة واعتقد انها تحاول انقاذي من الاحراج |
Korkma. Sana öldüğümü söylediğini biliyorum. Sadece beni korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تخف، أعرف بأنها أخبرتك بأني مت، كانت تحاول حمايتي |
Ulaşmaya çalışıyor çünkü bu saate kadar evde olmamı bekliyordu.. | Open Subtitles | إنها تحاول الإتصال بي لأني أخبرتها، أني سأكون بالبيت الآن |
Sana göz kulak olmaya çalışıyor tıpkı annenle çevredekilerin bana yaptığı gibi. | Open Subtitles | إنها تحاول الإعتناء بك مثل أمك و جميع من أرادوا الإعتناء بي |
Diğer kişiliğin ise dikkatini konunun diğer yüzüne çekmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن نفسك تحاول تغيير إنتباهك نحو الطرف الآخر من النقاش |
Bir yığın intikam takıntılı psikopat kurtarılamayacak dünyayı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مجموعة من الطائشين الغاضبين يحاولون انقاذ عالم لا يمكن انقاذه |
çalışıyor olsam günde 5- 6 kez evinin önünden geçmeyeceğimi söylüyor. | Open Subtitles | يعتقد ان علي العمل وليس الحضور الى هنا 5 مرات باليوم |
Kaç kişi oradan alışveriş yapamadığı bir dükkanda çalışıyor? Bu doğru değil! | Open Subtitles | كم واحد منكم عمل في مراكز ألتسوق أنت لاتستطيع ان تتسوق فيها |
Ya öyle ya da ne kadar iyi oynadığını anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أو أنه يريد القيام ببعض التمثيل ما هي نسبة لعبه الجيد؟ |
Yeni bir şehre geliyorsunuz ve beyniniz bu yeni yerin anlamını kavramaya çalışıyor. | TED | وصلت إلى مدينة جديدة، وعقلك يحاول أن يكوّن فكرة عن هذا المكان الجديد |
O günden beri beni alaşağı etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وقد كان يُحاول إكتشاف طريقة ليجذبني إلى العلن منذ ذلك الحين. |
İşte Falco koşu yönünü değiştirip dönerek topu atmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذا هو فالكو, حاول ان يعكس المحور, لكنه استدار هنا |
Eğer bugün hâla çalışıyor olsaydın yine "orta" not verirdin, değil mi? | Open Subtitles | لو كنتِ لا زالتِ تعملين كنتِ ستمنحيني علامة "الرضا" ، صحيح ؟ |
Bize bir şey anlatmaya çalışıyor. Belki bizi Philip'e götürebilir! | Open Subtitles | إنه يحاول إخبارنا بشيء ربما يمكنه أن يقودنا إلى فيليب |
Hala vücudumdan biraz kıkırdama atmaya çalışıyor olabilirim ama endişelenme. | Open Subtitles | ولازلت أعمل ببعض من الإبتسامة على غير عادتي، لكن لاتقلق |
O beyin asla sağır değil. Fare kapanı gibi çalışıyor. | Open Subtitles | لا يوجد ماهو معاق في ذلك الرأس، إنه يعمل بذكاء |
-İkisi de... -Bu adam için çalışıyor. | Open Subtitles | كلاهما يَعْملُ لهذا الرجلِ، المعروف بالقلنسوةِ |
Eğer onlar için çalışıyor olsaydın, seni muhtemelen gizli tutarlardı. | Open Subtitles | حتّى إن عملت معهم من المحتمل أن يبقوك في الظلام. |
Burada çalışıyor efendim, yazı işleri bölümünde. | Open Subtitles | . إنها تعمل هنا ، سيدي في غرفة الآلة الكاتبة |