Tabloda kırmızı nokta ile ifade edilen "işsizlik" çalışma Bakanlığı istatistiklerini gösteriyor. | TED | النقطة الحمراء هنا تمثل والبطالة وهو مكتب بسيط للإحصاء تابع لوزارة العمل. |
Bize göre, bu çalışma da kendi ikilemini ortaya koyuyor. | TED | لذا بالنسبة لنا، هذا العمل يمثل أيضاً التناقض المتضمن فيه. |
Sana olan borcumu ödeyeceğim, ama beni AV Sigorta poliçeleriyle... korkutmaya çalışma çünkü unutma... benim de Ryder'la poliçem var. | Open Subtitles | سأدفع لك ما أدين به, ولكن لا تحاول تهديدي ببوليصة تأمين الإيفيرز خاصتك لأنه لدي بوليصة تأمين مع رايدر أيضا |
Ama beni yenmeye çalışma, çünkü ben seni test ettim ve zayıflıklarını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن لا تحاولي أن تهزميني ,لقد كنت أختبرك وأنا أعرف كل نقاط ضعفك |
Hayır, hayır, gerçek bir çalışma ve davranışsal ekonomi ile çok ilgili. | TED | كلا، كلا، كلا، هذه دراسة حقيقية ولها علاقة كبيرة جدا بالاقتصاد السلوكي. |
İnanıyorum ki, bu çalışma azmine sahip olan her adam gerçekçi olduğu sürece istediği her şeyi elde edebilir. | Open Subtitles | و أعتقد أن أيّ رجل على استعداد للعمل بجد و الجهد لوقت طويل سوف يحقق هدفه طالما أنه واقعي |
Ve bu çalışma, başarı ve fırsatlar hakkında neyi bilmediğimizle başlar. | TED | ويبدأ هذا العمل مع عدم معرفة ما نعلمه حول النجاح والفرصة. |
Bu alanlarda yeni fizik keşiflerinde bulunmak için çok çalışma yapılmakta. | TED | هناك الكثير من العمل يجري لاكتشاف فيزياء جديدة في هذه الأماكن. |
Bu çalışma hâlâ ilk aşamalarında fakat vadettiği umut gerçek. | TED | ما زال العمل في مراحله المبكرة ولكن نتائجه واعدة وحقيقية. |
ve ateş kağıdı yemeye başladığı zaman, bu "çalışma" halini aldı. detay. | TED | كذلك أينما أكلت النار من الورقة, فهذا الذي يصبح العمل الفني. تفصيل. |
- çalışma arkadaşım, düğmeye bastı. - Sakın, bir daha tekerrür etmesin. | Open Subtitles | زميلتي في العمل ضغطت على الزر لا تدعي هذا يحدث مرة أخرى |
Çok sıkı çalışma demek. Altın yoksa, zafer yok demek. | Open Subtitles | هذا يعنى الكثير من العمل الشاق لا ذهب، لا مجد |
Benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال |
Konuşmaya çalışma. Gitmem gerek zaten. Hayır müzayedesi şeysini yapmam gerek. | Open Subtitles | لا تحاول ان تتحدث, علي ان أذهب لدي هذا المزاد الخيري |
Kendini benim yerime koymaya çalışma ben de kendimi senin yerine koymaya çalışmayayım. | Open Subtitles | إذاً لا تحاول أن تضع نفسك مكاني ولن أحاول أن أضع نفسي مكانك |
Bu kızına verebileceğin en iyi düğün hediyesi. Hareket etme, Tina. Konuşmaya çalışma. | Open Subtitles | هذه أفضل هديه تقدمها لابنتك. لا تتحركي , تينا , لا تحاولي الحديث |
Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. | TED | وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت. |
Onun çalışma bilgisayarına.... ... ve müşterilerinin listesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا سأكون بحاجه للعمل على كمبيوتره و قائمه لجميع عُمَلائه. |
Evet, çalışma gruplarının acil toplantı düzenledikleri kimin aklına gelirdi ki? | Open Subtitles | أوه نعم، من كان يعلم أن المجموعات الدراسية لديها إجتماعات طارئة |
Pekâlâ tamam. Duygusallık yapmaya çalışma. Sen her şeyi Tina'ya bırak. | Open Subtitles | حسنا حسنا توقفى عن محاولة كسب عطفى اتركى كل شئ لتينا |
Cerrahların parmaklarını yerine dikmesine izin vermeyerek çalışma yeteneğini de yok ediyorsun. | Open Subtitles | بعدم السماح للجراح بأن يعيد إصبعيك تجعل نفسك عاجزاً عن تأدية عملك |
Bu 28 yıldır izlediğim, ki bir koloni ömrü yaklaşık bu kadardır, hasatçı karınca popülasyonunun bulunduğu çalışma alanının bir haritası. | TED | هذه خريطة موقع الدراسة الذي أتابع فيه هذه المجتمعات من مستعمرات النمل الكادحة من 28 سنة، وهي فترة تقارب عمر المستعمرة. |
Benim çalışma hattımda başka bir tür silah kullanıyorum kurşunsuz bir silah. | Open Subtitles | في عملي استخدم نوعاً اخر من المسدسات مسدس لا يحتاج الى رصاص |
Bİz de bunun doğru olup olmadığına dair bir çalışma yapmaya karar verdik. | TED | وهكذا قررنا عمل دراسة بحثية لمعرفة ما إذا كان هذا صحيحًا أم لا |
Eğer çalışma kampına gidiyorsan , o zaman bende geliyorum. | Open Subtitles | اذا كنت ستذهب الى معسكر التدريب, اذا سوف اذهب معك. |
Bence sosyal becerileri yok ve bu da çalışma tarzına yansımış. | Open Subtitles | تخميني أن مهاراته الإجتماعية ضعيفة و سينعكس ذلك في طبيعة عمله |
Bilim insanlarının küçük ölçekli çalışma yapmaları için hala iyi nedenleri vardır. | TED | لكن لا يزال هناك العديد من الأسباب الوجيهة ليجري العلماء دراسات صغيرة. |
Bu çalışma, yiyecek firmalarının genel olarak bağımsız bir çalışmaya göre yedi kez daha fazla abarttığını gösteriyor. | TED | و قد أظهرت الدراسات أن شركات الأغذية بالغت عادة سبع مرات أكثر من الأبحاث المستقلة. |