| Daha yüksek düzeyde, Basın bir hizmet sektörü öğesidir, ve sunduğu hizmet farkındalıktır. | TED | وعلى مستوى أعلى، فان الصحافة هي قطاع خدمي، والخدمة التي تقدمها هي الوعي. |
| Tabi, bu arada Basın sessizliğim, kuraklığım hakkında atıp tuttu. | Open Subtitles | صحيح أن الصحافة تحدثت عن صمتي وتوقفي عن الكتابة كثيراّ |
| Zanlı Basın mensuplarını hedef alan Toplu Medya Katili olarak tanınıyor. | Open Subtitles | الرجل المسلح عُرف على أنه قاتل وسائل الإعلام الذي استهدفته الصحافة |
| Clark, Basın kartını geri verdiğinde tüm bilgisayar imtiyazlarını yok ettin. | Open Subtitles | كلارك عندما سلمت تصريحك الصحفي فقد تخليت عن أمتيازاتك لأستخدام الكمبيوتر |
| Reid ve Prentiss, Basın toplantısını izleyin. - Bir şeyler bulmaya çalışın. | Open Subtitles | الخاص بالمؤتمر الصحفي و لنرى ان كنتما ستتمكنا من اكتشاف اي شيء |
| Onun kalbini kıracaksın, ve Basın bunu öğrenince, yaptığımız reklam boşa gidecek. | Open Subtitles | ستسحق قلبها وبعد ذلك الصحافة ستكتشف وكلّ الخير الذي صنع يذهب هباء |
| Basın bunu öğrenirse çakal gibi üstüne çullanır ve kız ölür. Ne yapabiliriz? | Open Subtitles | عندما تحصل الصحافة على هذا، أبناء آوى سيبدئون الأكل الجنوني، وهي ميتة، ساعدوني |
| Basın sizin şovunuzu öğrendiğinde ise siz işinizi bitirmiş olacaksınız. | Open Subtitles | و خلال الوقت الذي ستعلم به الصحافة سوف يلف عرضك |
| Gerçek şu ki, üstlerimiz uyuşturucu baskınıyla ilgili Basın toplantısı yapmakla meşguller. | Open Subtitles | الحقيقة هي الصحافة ستكون مشغولة للغاية في عقد المؤتمرات على هذا الإعتقال |
| Yani seni istifa etmeye zorlayan sadece Basın veya parazitler değildi. | Open Subtitles | إذاً، لم يكن فقط الصحافة أو المتطفّلين الذين أرغموك على الاستقالة |
| - Alınmayın ama mesajın Basın tarafından bozulmadan önce doğru yayılmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نكون متأكدين مع احترامي,أن رسالتنا واضحة قبل أن تحرفها الصحافة. |
| Basın toplantısındaki gözden kaybolma hareketin oldukça iyi bir performanstı. | Open Subtitles | مذهل، هلا أخذت سيجارة؟ كان عرضاً رائعاً في المؤتمر الصحفي |
| Basın konferansına katılamazsın. Oraya ulaşmanın bir yolunu bulsan bile içeri giremeyeceksin. | Open Subtitles | لن تستطيعي المشاركة في اللقاء الصحفي حتى ولو وجدت طريقة للوصول متأخرة |
| Yarınki Basın toplantısında herkese sunacağız Ve her şeyi açıklayacağız | Open Subtitles | سنقدمه للقائد في المؤتمر الصحفي غداً و نوضح كل شيء |
| Sonraki Basın konferansının benimle, ... dünya şampiyonu olarak yapılacağını umuyorum. | Open Subtitles | أتوقع المؤتمر الصحفي الذي سنعقده لاحقاً سأكون أنا فيه بطلاً للعالم. |
| Onlardan hareket eden olursa, kızartın. bir şey duyarsanız alarma Basın. | Open Subtitles | اى احد يتحرك , احرقة هل تسمعنى اى شيئ على الاطلاق و اضغط على صفارة الانذار |
| Etrafta dünya kadar adamım var, sen Basın toplantısı yapıyorsun. | Open Subtitles | لدي رجال هنا في طريقهم للأذى وأنت تلقي المؤتمرات الصحفية |
| Eğer Basın ne aradığınızı öğrenir ve işe burnunu sokarsa, ben hepimizi yakarlar. | Open Subtitles | لو الصحافه علمت بما تبحث عنه وبدات في البحث في الامر سيتم صلبنا |
| Ama senin Basın toplantın saat 5'teydi. Benim sunumum saat 2'de. | Open Subtitles | لكن المؤتمر الصحفى لن يبدأ قبل الخامسة وموعدى انا فى الثانية |
| Tur beni San Francisco'dan New York'a kadar bütün Basın noktalarına götürecekti. | Open Subtitles | الجولة أخذتني من سان فرانسيسكو إلى نيويروك, مع توقف للصحافة طوال الطريق. |
| Basın toplantısını dinleyebilirsin, ama editörün bu toplantıyla ilgili yazdıklarını da dinleyebilirsin. | TED | تستطيع أن تستمع لندوة صحفية فضلا عن تمكنك من قراءة ماقاله المحرر حول هذه الندوة. |
| Şimdi de Beyler, izninizle Vincennes için verdiğim Basın toplantısına gideyim. | Open Subtitles | أرجو أن تعذراني. يجب أن أحضر مؤتمراً صحفياً حول جاك فنسن. |
| Bu insanların dikkatini çekecektir. Artık Basın da haberdar olduğuna göre. | Open Subtitles | ربما هذا سيوتر الـناس، والآن حين أصبحت الصحف تعرف |
| Her neyse benimle konuşmak isterseniz, sadece şu tuşa Basın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تتحدث إلي فقط إضغط علي هذا الزر |
| Tüm Basın mensupları ana kapıdaki ziyaret noktalarına geri dönmeliler. | Open Subtitles | كل أعضاء الصحفيين عليهم إرجاع علامات الزيارة إلى البوابة الرئيسية |
| Ve hükümetin Basın açıklamasına göre, daha fazla istihdam yaratacak. | Open Subtitles | وخلق المزيد من فرص العمل، وفقاً لبيان صحفى من الحكومة |
| Yani Basın birkaç şeyi fazlasıyla basitleştirdi, fakat sonuçta bu sadece bir gazete haberi. | TED | فقد قام الاعلام بتبسيط بعض الاشياء، و لكن في النهاية فهو مجرد خبر. |